METALİBU’L-ALİYE İBN HACER el-Askalani |
HİLAFET VE İDARECİLİK |
11- Devlet Başkanının, Halktan Uzak Durması veya Kendini
Onlardan Üstün Görmesi Durumunda Memurunu Uyarması |
2069. Abaye b. Rafi' b. Hadic
naklediyor: Ömer b. el-Hattab'a, Sa'd'ın, evine bir kapı yaptırıp onu kendi
üstüne kapadığı ve Gürültüden kurtulduk dediği haberi geldi. Bunun üzerine Hz.
Ömer, Muhammed b. Mesleme'ye haber gönderip onu çağırttı ve şöyle dedi:
"Sa'd'a git ve evinin kapısını yak, sonra elinden tutup onu insanların
huzuruna çıkar ve: İnsanları burada bekle! de"
Muhammed b. Mesleme, yerine oğlunu gönderdi ve ona evden iki binek ve erzak
götürmesini emretti. Oğlu Kufe'ye doğru yola çıktı, Kufe'ye girmek üzere iken
Nabat'lı bir kişi gördü. Bu zat satmak üzere merkebine bir yük kamış atmıştı.
Onu ondan satın alıp valinin evinin önüne bırakmasını şart koştu. Adam gelip
kamışları valinin evinin Önüne yığdı. Daha sonra gelip onu ateşe verdi.
Birileri Sa'd'a gelip ona: "Burada uzun boylu iri yarı bir adam var,
üzerinde bir izar ve rida ile kıvrımlı bir sarığı var" dediler. Sa'd da:
"O, Muhammed b. Mesleme'dir, bırakın işini görsün ve hiçkimse ona müdahele
etmesin" dedi. Kapı kül haline geldikten sonra Sa'd yanına gidip onu
sorguladı ve bunu niçin yaptığını öğrenmeye çalıştı. Ancak kendisi
"Halifenin kulağına ulaşan sözleri sarfetmediğini ve böyle birşeyi
söyleyenin yalancı olduğunu" ona yeminle ifade etti. Daha sonra vali
Muhammed b. Mesleme'yi evine davet etti. Ancak o, bu daveti kabul etmeyip geri
döndü. Sa'd onu takip edip ona erzak vermeye çalıştı. Ancak onu da kabul etmedi
ve elçisine: "Bu azığı amirine götür, zira onun çoluk-çocuğu var, bizim
kendimize yeter azığımız var" dedi. Daha sonra Muhammed ve oğlu yollarına
devam ettiler. Uzun bir yolculuktan sonra günlerce azıksız kaldılar. Yolda ilk
olarak Temim kabilesinden bir kadına rastladılar. Muhammed b. Mesleme namaz
kılmak üzere bir kenara çekildi. Oğlu da bir koyun sürüsünün sahibinden bir
koyun için pazarlık yapmaya koyuldu. Üzerindeki bir sarık karşılığında küçük
bir kuzu ile anlaştı. Onu yere yıkıp boğazlamak üzere iken namaz halinde olan
Muhammed ona boğazlamamasını işaret etti. Namazı bitirdiğinde oğluna:
"Neyin nesi bu kuzu; eğer koyunların sahibi veya onun yetkilendirdiği bir
cariyesi orada ise alışverişlerini kabul et, yok eğer o cariye sadece bir çoban
ise onu geri ver, zira açlık kötü (haram) yemekten daha hayırlıdır" dedi.
Daha sonra Muhammed yoluna devam edip Ömer b. el-Hattab'ın huzuruna geldiğinde
ona olup bitenleri ve Sa'd'ın azık vermek üzere peşlerine takılmasını,
kendisinin ise bunu geri çevirmesini anlattığı zaman Ömer: "Neden onu
kabul etmedin?" diye sitem etti.
Tahric bilgisi: (İshak)
Derim ki: Bu hadisin ricali güvenilir kimselerdir. Ancak kopukluk mevcuttur.
2070. Ebu Hayyan der ki:
Abaya b. Rifaa'nın şöyle dediğini duydum: Mü'minlerin emiri Ömer b. el-Hattab'a
Sa'd'ın evine bir kapı taktırıp: "Oh, ses gürültüsü kesildi" dediği
haberi ulaştı. Bunun üzerine Hz. Ömer ona Muhammed b. Mesleme'yi gönderip
kapıyı yaktırdı ve evinden çıkarıp: "İnsanların seninle rahat görüşeceği
şu yerde otur diye ferman gönderdi" dedi. Bu durumdan dolayı Sa'd özür
diledi ve ona Mü'minlerin emiri Ömer'e ulaşan sözleri sarfetmediğine dair yemin
etti.
Tahric bilgisi: (Müsedded)
2071. Ka'b b. Alkame,
Ğarfe b. el-Haris'ten naklediyor: Ğarfe Amr b. el-As'a şöyle dedi: "Sen
aramızda oturduğun zaman yaslanarak oturuyorsun, bunu yapma, şayet bir daha
yaparsan bu durumu Ömer'e bildireceğim." Bir zaman sonra Amr bu hareketini
tekrarlayınca Ğarfe Hz.Ömer'e durumu iletti. Ömer'in murakıbı gelip Amr'a:
"Arkadaşların arasında oturduğun zaman, Acemlerin yaptığı gibi yaslanarak
oturduğun haberi bana geldi, bunu bir daha yapma. Onlarla sade bir insan gibi
otur. Yanlız başına evinde oturduğun zaman istediğini yap" dedi. Bunun
üzerine Amr, Ğarfe'ye: "Ömer nezdinde bana bir suç isnad etmiş
oldunuz" deyince Ğarfe: "Beni hiç yalancı gördün mü?"
karşılığını verdi. Bundan sonra Amr yaslanarak oturmak istediği zaman bu uyarıyı
hatırlar, hemen normal oturur ve: "Ğarfe ile aramızda Allah var"
derdi. Ğarfe'ye: "Emiriniz Amr şöyle şöyle diyor" denildiğinde Ğarfe:
"Ben onu sisten göremedim" dedi. Bunun üzerine: "Ondan özür
dileyin" denildiğinde Ğarfe: "Onları buna alıştırmayın" dedi.
Israr edince Ğarfe gidip: "Ben seni sisten görmedim" deyince Amr:
"Affet Allahım!" dedi ve: "Dileseydin atını durdururdun"
dedi. Ğarfe de: "Sisten dolayı seni göremedim, özür dilerim" diyorum,
sen de Affet Allahımb diyorsun" dedi. Bunun üzerine Amr: "Ey
Ebu'l-Haris! Ben seni Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le falanca gün
at üzerinde gördüm, seni bir ata bindirelim diye teklifte bulundu. Ancak Ğarfe:
"Ey Amr! Senin at üzerinde taşındığını görmedim, nereden geliyor bu?!" dedi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
12- Halkın Malıyla
Ticaret Yapması Durumunda Memurun Malının Yarısına El Konulması