METALİBU’L-ALİYE

İBN HACER el-Askalani

YEMİN VE ADAK

 

1- Yemin Ve Adaklar

 

1722. Urve b. Ruveym el-Lahmi, Ebu Sa'lebe el-Huşeni'den naklediyor: Ebu Sa'lebe: "Ya Resulallah! Ben Cahiliye dönemindeki putlardan birine bir zevd deve kesmeyi adak etmiştim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona: "Adağını yerine getir, ancak onu putun yanında yerine getirme ki Rabbİne karşı günah işlemiş olmayasın" buyurdu ve akabinde şöyle dedi: "Allah'a isyanın olduğu bir hususta adağı yerine getirmek diye bir şey yoktur; aynı şekilde bir yakın ile ilişkiyi kesmek veya elinden gelmeyen / yapmayacağın şey konusunda yemin etmekte de gereğini yerine getirmek söz konusu değildir.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Bekir b. Ebi Şeybe)

 

 

 

1723. Kurayb der ki: el-Misver, Abdullah b. Şeddad ve Nafi b. Cübeyr yanında olduğu halde İbn Abbas'ın şöyle dediğini işittim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Üç şeyde yemin geçerli değildir; anne-babanın oğluna yönelik yemini, kadının kocasına yönelik yemini ve kölenin efendisine yönelik yemini.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Bekir b. Ebi Şeybe)

 

 

 

1724. Cabir, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder: "Allah'a isyanın söz, konusu olduğu yerde adak yoktur, yakınlarla ilişkiyi kesmenin söz konusu olduğu yerde yemin yoktur, kölenin efendisine yönelik yemini geçerli değildir, kadının kocasına yönelik yemini yemin değildir, çocuk ile anne-babası arasında geçen yemin yemin değildir. "

 

Tahric bilgisi: (ei-Haris)

 

 

 

1725. İbn Avn şöyle der: Bize çöl halkından birisi babasından, o da dedesinden nakletti: Dedesi bir yakınıyla beraber hacc-ı kırana niyet etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu görünce: "Bu nedir?" diye sordu. Kendisi de: "Adaktır" cevabını verince Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıran haccına son verilmesini emretti.

 

Tahric bilgisi: (Ahmed b. Meni')

 

 

 

1726. Ebu Luhayf rivayet ediyor: Abdullah (b. Mes'ud) dedi ki: "Kim Kur'an'a yemin ederse onun her ayeti yemin hükmündedir." Ravi der ki: Bu hususu İbrahim'e söylediğimde bana şöyle dedi: "Abdullah şöyle demiştir: Kim Kur'an'a yemin ederse, onun her ayeti yemin hükmündendir. Kim de Kur'an'ın bir harfini inkar ederse bütününü inkar etmiş olur."

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

1727. Abdullah b. Şakik naklediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunan bir adam emanet ile ilgili soru sorduğunda Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Emanet mi?!" diye söze başladı ve bunu defalarca tekrar etti. O kadar ki bir "Keşke susup kendini yormasa" diye içimizden geçirmeye başladık.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

1728. Malik b. Dinar naklediyor: Enes b. Malik'e: Kocasının alacağı elbiseyi giymeyeceğine dair yemin eden kadının durumunu sordum. Bana: "Giymesi durumunda hediye hükmünde olur" dedi. Hasan'a da aynı durumu sordum: "Yemine keffaret gerekir" cevabını verdi.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

1729. Ebu Hureyre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder: "Kim bir şeye yemin ederse, yemin aynen geçerlidir; Ben şöyle şöyle olursa Yahudi'yim derse Yahudi olur. Hıristiyan olacağına dair yemin ederse Hıristiyan olur. Mecusi olacağına dair yemin ederse Mecusi olur. "

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

1730. Abdurrahman b. Uzeyne, babasından Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder. "Kim bir hususa yemin eder de diğer bir hususun daha hayırlı olduğunu görürse, hayırlı olanı yapsın ve yeminine kefaret versin.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Davud et-Tayalisi)

 

 

 

1731. Ebu Hureyre, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den naklediyor: "Kim bir hususa yemin eder de başkasının daha hayırlı olduğu kanaatine varırsa hayırlı olanı yapsın ve herhangi bir kefaret ödemesin."

 

Tahric bilgisi: (Ahmed b. Meni')

 

 

 

1732. İbn Ömer, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim bir hususa yemin eder de başkasının daha hayırlı olduğunu görürse, onun kefareti yemininin gereğini yapmaktadır. "

 

Tahric bilgisi: {Ebu Ya'la)

 

 

 

1733. İbn Abbas der ki: "Kim kölesine vuracağına dair yemin ederse onun kefareti yemininin gereğini yapmamaktadır. Yapmamasından dolayı da kendisi için sevap vardır.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

1734. Enes, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den naklediyor: Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adama: "Ey falan! Şöyle şöyle yaptın mı?" diye sordu. Adam da: "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, yapmadım" dedi. Oysa Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu adamın çok konuştuğu eylemi istediğini biliyordu. Bundan dolayı kendisine: "Allah Teala'yı tesbih etmenden dolayı Allah senin günahını bağışlamıştır" buyurdu.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded, Abd b. Humeyd ve Ebu Ya'la)

 

 

 

1735. Ebu'd-Derda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den naklediyor: "Allah Teala ganimet olarak Resulüne develer ihsan etti. O da onları dağıttı. Bunun üzerine Ebu Musa el-Eş'ari: "Ya Resulallah! Bana da ver!" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Olmaz!" buyurdu. Ebu Musa bu talebini üç kez tekrarladı. Her defasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vallahi vermeyeceğim" dedi. Nihayet hörgüçleri beyaz dört deve kalmıştı ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Musa, şunları al!" buyurunca Ebu Musa: "Ya Resulallah! Ben senden istemiştim, ancak bana vermedin ve yemin ettin. Seni üzmüş olmaktan korktum" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben bir şeye yemin eder de daha sonra başkasının ondan hayırlı olduğu kanaatine varırsam yemine kefaret verir ve daha hayırlı olanı yerine getiririm" buyurdu.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

1736. Hasan (el-Basri), İmran b. Husayn el-Huzai'den naklediyor: Bir kaç kişiyle beraber cihada çıkmak üzere Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den binek istemeye geldik de kendisi bize: "Size vereceğim bir binek yoktur, vallahi sizi taşımam" dedi. Bir kaç gün Öyle kaldık. Daha sonra zekat olarak verilen develer geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana haber gönderip emrime üç beyaz hörgüçlü deve verdi: Biz onlarla yola çıktık.

 

Arkadaşlarıma: "Vallahi bu bineklerin hayrını göreceğimizi zannetmiyorum, zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi taşımayacağına dair yemin etti; belki de unutmuştur, hadi gidip O'na yeminini hatırlatalım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gidip: "Ya Resulallah! Bizi taşımıyacağına dair yemin etmiştin" dedik. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ben yeminimin farkındayım, sizden kim bir hususa yemin eder de başka bir hususun daha hayırlı olanını yapsın ve yeminine kefaret versin.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

 

1737. İbn Ebi'l-Huvar (Beni Amir'in azatlı kölesi) der ki: el-Haris b. Malik b. el-Barsa'nın hac mevsiminde insanlara şöyle seslendiğini duydum: "Kim yalan yere yemin edip bir müslümanın hakkını gasp etme yoluna giderse kendisine öfkelenmiş halde Allah Teala'nın huzuruna çıkacaktır. "

 

Tahric bilgisi: (el-Humeydi)

 

 

 

1738. Ebu't-Teyyah bildiriyor: Rufay' Ebu'l-Aliye'nin şöyle dediğini işittim: Ebu Abdurrahman (İbn Mes'ud) şöyle dedi: "Yalan yere yemini, kefareti olmayan günahlardan sayardık." Ona: "Yalan yemin nedir?" diye sorduğumuzda şöyle cevap verdi: "Kişinin yemin etmek suretiyle başkasının hakkını gasp etmesidir."

 

Tahric bilgisi: (Ahmed b. Meni')

 

 

 

1739. Ebu Seleme, Zeyd b. Sabit'in şöyle dediğini nakleder: "Yemin kefareti olarak fakir birine bir müd oranında buğday vermek yeterlidir."

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

2- Adak

 

1740. Abdullah (b. Mes'ud) şöyle der: "Adak (bağlayıcılık hükmü açısından) yemindir.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

1741. Ebu Süfyan, Cabir'den bu sözün aynısını rivayet etmiştir.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

1742. İkrime b. Halid naklediyor: Bir adam, Buvane denilen bir yerde bir kaç deve keseceğine dair adak adadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "içinde Cahiliye dönemine ait duyguları besleyerek yemin ettin mi?" diye sordu. Adam: "Hayır" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman adağını yerine getir ve develeri kes!" buyurdu.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

1743. Abdullah b. Malik bildiriyor: Ukbe b. Amir'in kız kardeşi yaya ve başı açık vaziyette hacca çıkacağına dair adakta bulundu. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber vermesi üzerine şöyle buyurdu: "Ona söyle: Başını örtsün, bineğine binsin ve üç gün oruç tutsun.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

1744. İbn Abbas, Sinan b. Abdullah el-Cüheni'den naklediyor: el-Cüheni'nin halası el-Furay'a Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: "Ya Resulallah! Annem öldü, yerine getirmediği adağı vardı. Ben onun yerine adağını yerine getirsem kabul olur mu?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Peki annenin üzerinde olan bir borcu sen ödeseydin bu, yerine gelmiş olmaz mıydı?" Kadın: "Evet" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O halde Allah borcu kabul etmeye daha layıktır" buyurdu. Bu defa kadın: "Ya Resulallah! Annem vefat ettiğinde üzerine Kabe'ye gitme adağı vardı" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen onun yerine gidebilir misin?" diye sordu. Kadın da: "Evet" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O halde annenin yerine git" dedi.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Bekir b. Ebi Şeybe)

 

 

 

1745. Ebu'l-Cüveyriye der ki: Abdullah b. Bedir'den Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Allah'a isyanın söz konusu olduğu hususlarda adak olmaz.

 

İbn Abbas'ın: "Kefaret olarak bir deve kesmesi gereken kişinin deve bulamaması durumunda sekiz koyun kesmesi gerekir" hadisi hac bölümünün kurban başlığı altında geçmiştir.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Bekir b. Ebi Şeybe}

 

 

 

1746. Fatıma binti Kays, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir orduyu cihada gönderirken sonra şöyle buyurduğunu nakleder: Onlardan İyİ bir haber alırsam Allah Teala'ya hakkıyla hamd edeceğim" Kendisine orduyla ilgili iyi bir haber gelince şöyle buyurdu: "Allahım! Bir şükran olarak hamd sadece Sana mahsustur ve bir İhsan olarak minnet sadece Sanadır" Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab, O'na: "Ya Resulallah! Sen şöyle demiştin: Onlardan bana iyi haber gelirse Allah'a hakkı ile hamd edeceğim diye hatırlatınca Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir şükran olarak hamd sadece Allah'a mahsustur, fazl ve ihsan olarak minnet sadece Sana'dır" buyurdu.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1- Müslümanın Kanı ile Irzının Haram Kılınışı