METALİBU’L-ALİYE İBN HACER el-Askalani |
ZEKAT |
32- Sadaka Vermeye Teşvik ve Sadakanın Fazileti |
872. Ömer b. el-Hattab
demiştir ki: "Bana anlatıldığına göre, ameller birbirine karşı övünürler
ve sadaka: <Ben en üstününüzüm der." Devamla Ömer demiştir ki:
"Hangi Müslüman kişi malından iki çift tasadduk ederse, muhakkak cennet
bekçileri onu karşılamak için yarışırlar.
Tahric bilgisi: (İshak)
873. Avf b. Malik'in
bildirdiğine göre Ebu Zer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önüne
oturdu.. Bir öncekinin benzeri olan hadiste şöyle geçmiştir:Ya Resulallah! Sadaka ne demektir?" dedim.
"Kat kat sevap demektir. Allah katında daha fazlası da vardır"
buyurdu. "Ya Resulallah! Hangi sadaka daha üstündür?" diye sordum.
"Fakire yardım etmek veya fakire gizlice vermektir" buyurdu.
Tahric bilgisi: (İshak)
874. Kesir b. Abdullah
b. Amr b. Avfın dedesinden naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem); "Kuşkusuz Müslüman kişinin verdiği sadaka, Ömrü uzatır, kötü
ölümü savar ve onunla Allah kibirlenme ve övünme duygularını yok eder"
buyurmuştur.
Tahric bilgisi: (İshak)
875. Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz
ki sadaka ve sda-i rahim (akrabalık ilişkilerini sürdürmek) sayesinde Allah
ömrü uzatır, kötü ölümü savar ve sakıncalı ve istenmeyen (kötü) halleri
defeder.
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
876. Ebu'd-Derda
demiştir ki: Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken
işittim: "Kim Allah yolunda malından iki çift infakta bulunursa, Cennet
bekçileri onu, cennetin dilediği kapısından girmesi için davet ederler
Tahric bilgisi: (Ahmed
b. Meni')
877. Kays b. Asim
demiştir ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittim. Yaklaştığımda:
"Bu, Bedevilerin (Ehl-i Veber'in) efendisidir" buyurduğunu işittim.
Sonra selam verip oturdum ve: "Ya Resulallah! Hangi malda bana gelen
misafir ya da sayıları fazla olan çoluk çocuk için bana bir sorumluluk olmaz?"
diye sordum. Şöyle buyurdu: "Kırk deve ne hoş maldır. En fazlası altmış
olmalıdır. İki yüz deveye sahip olanlara yazıklar olsun. Fakat darlıkta da
bollukta da hakkını veren, binek olarak Ödünç veren, erkeğini üzerine salan,
sütü bol olanı hibe eden, semizini boğazlayan, kanatkar dilenciye de dilenmeyen
fakire de yediren bundan müstesnadır. "
Ya Resulallah! Ne üstün
ahlaki erdemlerdir bunlar! Korkarım ki, develerimin çokluğundan benim
bulunduğum vadiye (başkası) sığmaz" dedim. "Sen meniha (devenin sütü
ve yavrusunu başkasına vermek) konusunda ne yapıyorsun?" diye sordu.
"Her yıl yüz deveyi meniha olarak veriyorum" dedim. "Ariye
konusunda ne yapıyorsun?" diye sordu. "Develer sabahtan çıkıyor.
İnsanlar da çıkıyorlar. Kim hangi devenin başından tutmuşsa, onu alıp gidiyor"
dedim. "Peki ödünç verilen develer konusunda ne yapıyorsun? diye sordu.
"Ben zayıf erkek deve ile yaşlı dişi deveyi ödünç veririm" dedim.
"Kendi malını mı daha çok seversin, yoksa mevlanın (azatlının) malını
mı?" diye sordu. "Elbette kendi malımı" dedim. "Senin
malından yalnız yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya verip gönderdiğin sana
aittir. Geri kalanı ise mevlanındır" buyurdu. "Mevlamm mı?"
dedim. "Evet. Mevlanın" buyurdu. Ben de: "Madem öyle, vallahi,
eğer malım kalırsa, pahalısından az bırakacağım" dedim. Hasan demiştir ki:
"Allah rahmet eylesin! Öyle de yapmıştır.
Tahric bilgisi: {Ebu
Ya'la).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: