METALİBU’L-ALİYE İBN HACER el-Askalani |
NAMAZ |
13- Namaz Vakitleri |
249. Zeyd b. Harise
bildiriyor: Bir zat Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah
namazının vaktini sordu. O da: ‘‘Bu gün ve yarın benimle birlikte namaz
kıl!" buyurdu. Cuhfe'deki Nemire alanına gelince sabah namazını fecir
doğduğu anda kıldı. Zu Tuva'ya geldiğinde sabah namazını o kadar geciktirdi ki,
insanlar "Yoksa Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ruhu mu
kabzolundu? Biz kılsak mı acaba?" demeye başladılar. Derken Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıktı ve Güneş doğmak Üzere iken namazı kıldı.
Sonra insanlara dönerek: ''Siz ne dediniz?" diye sordu. Onlar da "Biz
kılsak mı acaba? dedik" deyince "Eğer bunu yapsaydınız, azaba duçar
olurdunuz" buyurdu. Sonra soru soran zatı çağırdı ve: "Sabah namazı
bu iki vakit arasında kılınır" buyurdu.
Tahric bilgisi: {Ebu
Ya'la)
250. el-Haris b. Amr
el-Hüzeli'den nakledildiğine göre Ömer b. el-Hattab, Ebu Musa'ya şöyle yazdı:
"Namaz hakkında sana yazdım. Din işlerinde uyulmaya en layık olanı
Müslümanların öteden beri yaşaya geldikleri şeylerdir. Ben Allah Resulü'nü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılarken gördüm. Bundan aklımda
tutabildiğimi tuttum. Unuttuğumu unuttum. Sen öğle namazını hecire anında
(Güneşin kızgın olduğu gün ortasında), ikindiyi güneş henüz canlı iken, akşamı
oruçlunun iftarını açtığı vakitte, yatsıyı insanların yatmasından endişe
etmediğin bir vakitte ve sabah namazını da alaca karanlıkta kılıver. Sabah
namazında kıraati uzun oku."
Tahric bilgisi: (İshak)
251. Ebu'l-Muhacir
demiştir ki: Ömer b. elHattab. Ebu Musa el-Eş'ari'ye bir mektup yazarak şöyle
dedi: "Öğleyi Güneş doğudan batı yönüne kaydığı vakitte, ikindi/ i Güneşin
henüz canlı, parlak ve berrak olduğu bir vakitte, akşamı Güneş kaybolduğu -veya
Güneş battığı- zaman kıl. Yatsıyı ise şafak kaybolduğu vakit birinci gecenin
yarısına kadar olan vakitte kıl. Zira bu sünnettir. Sabah namazını da
karanlıkta veya alaca karanlıkta kıl. Kıraati uzun tut."
Tahric bilgisi: (el-Haris)
252 Ebu Mes'ud el-Ensari
bildiriyor: Cebrail, Hz. Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi
ve: "Kalk, namaz kıl!" buyurdu. Vakit, güneşin doğu yönünden batı
yönüne döndüğü vakitti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp öğle
namazını dört rekat olarak kıldı.... (Hadis uzun bir metinle devam ediyor)
Tahric bilgisi: {İshak}
253. Abdullah b. Ebi
Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, babasından, o da dedesinden (Amr b. Hazm'dan)
bildiriyor: Cebrail gelerek Hz. Peygamber'e {Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz
kıldırdı. Hz. Peygamber de insanlara Güneş doğu yönünden batı yönüne yöneldiği
vakit namaz kıldırdı. Sonra ikindi namazını her şeyin gölgesi bir katı olunca
kıldırdı. Sonra akşam namazını Güneş battığı zaman kıldırdı. Ondan sonra da
yatsı namazını kıldırdı. (Şafağın kaybolmasını kastediyor gibi). Sonra sabah
namazını tan yeri ağardıktan sonra alaca karanlıkta kıldırdı. Cebrail ertesi
gün yine geldi ve Hz. Peygamber'e öğleyi kıldırdı. Resulullah da (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) insanlara Öğleyi her şeyin gölgesinin kendisi kadar olduğu
vakitte kıldırdı. Sonra ikindiyi her şeyin gölgesinin iki katı olduğu vakitte
kıldırdı. Sonra akşam namazını Güneş battığı zaman aynı vakitte kıldırdı. Sonra
yatsı namazını gecenin bir bölümü geçtikten sonra kıldırdı. Sonra sabah
namazını etraf iyice aydınlanınca kıldırdı.
Tahric bilgisi: (Ishak)
Bunun isnadı hasen
olmakla birlikte Muhammed b. Amr b. Hazm, Hz. Peygamber'den küçük olması
hasebiyle hadis işitmemiştir. Dedesi zamiri ile Ebu Bekir kasdediliyorsa bu
durumda da Ebu Bekr'in Amr'dan hadis dinlediği tam kesinlik kazanmamıştır.
254 Matir demiştir ki:
Enes b. Malik'e: "Bana Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her
zaman kıldığı namaz şeklini anlat. Zira bana onun bazen {namazı) geciktirdiği,
bazen erkene aldığı haberi ulaştı. Fakat ben, onun her zamanki namazını görür
gibiyim" dedim. Şöyle anlattı: "Öğleyi Güneş doğu yönünden batı
yönüne yöneldiği vakitte kılardı. Mevsim yaz ise havanın serinlemesini
beklerdi. İkindiyi Güneşin parlak ve berrak olduğu bir vakitte kılardı- Akşamı
Güneş yuvarlağı kaybolunca kılardı. Namazdan çıkınca henüz yıldızların
parıltısı görülmemiş olurdu. Son yatsıyı ise geciktirirdi. Öyle ki insanların
uyumasından endişe edince: "Bilal! Kalk, ezan oku!" buyururdu. Hatta
şöyle buyurduğunu işittim: "Ümmetimin uyuyacağından endişe etmeseydim,
bunu gecenin üçte birine kadar veya yarısına kadar geciktirmeyi
yeğlerdim." Sabah namazından ayrılırken ise yıldızların parıltısını hala
görebilirdik.
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
255. İbn Mes'ud demiştir
ki: Namaz konusunda Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Namazı
boş saatinizde erkene almayın, iş dolayısıyla da ertelemeyin" buyururken
işittim.
Tahric bilgisi: (İshak)
Bakiyye b. el-Velid sebebiyle isnadı zayıftır.
256. Cabir bildiriyor:
Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aşırı sıcaklardan yakındık. Ama
yakınmamızı (şikayetimizi) kabul etmedi ve: La havle vela kuvvete illa billah
sözüyle yardım dileyin. Zira bu söz, en hafifi, gam / keder olan 99 çeşit
zararı kaldırır" buyurdu.
Tahric bilgisi: (İbn Ebi
Ömer)
257. Rafi' b. Hadic'in
naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Bilal! Sabah
namazı için, insanlar oklarının düştüğü yeri görecek kadar etrafın
aydınlanmasını bekle!" buyurmuştur.
Tahric bilgisi: (Ebu
Bekir b. Ebi Şeybe)
258. Sahabeden bir zatın
naklettiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sabah
namazında etrafın aydınlanmasını bekleyiniz. Zira sabah namazında ne kadar
etrafın aydınlanmasını beklerseniz, o kadar sevabı büyük olur buyurmuştur.
Tahric bilgisi: (İbn Ebi
Ömer)
259. Ka'b b. Malik'in
naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) akşam namazını
kıldıktan sonra insanlar ailelerinin yanına döndüklerinde hala attıkları
okların düştüğü yerleri görebiliyorlardı.
Tahric bilgisi: {Ebu
Bekir b. Ebi Şeybe)
260. Cabir der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Güneş batınımda (Mekke'den yola çıktı.
Mekke'den dokuz mil uzakta bulunan Şerife varıncaya kadar namazı kılmadı.
Tahric bilgisi: (Ebu
Bekir b. Ebi Şeybe). Bu, akşam namazının vaktinin uzatılabileceğine delildir.
261. Kayle binti Mahrame
şöyle nakletmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize sabah
namazını kıldırdığı vakit şafak (henüz) atmış olurdu. Gökte yıldızlar hala
birbirine yakın dururlardı. Gecenin karanlığından Neredeyse birbirimizi
tanıyamazdık. Adamlar neredeyse birbirlerini tanıyamazlardı.
Tahric bilgisi: (Ebu
Davud et-Tayalisi)
262. ibn Abbas:
"Bir namaz vakti girmeden diğerinin vakti çıkmaz" demiştir.
Tahric bilgisi:
(Müsedded)
263. Amr b. Dinar
demiştir ki: Biz İbnü'z-Zübeyr ile beraber (Mekke'de) sabah namazını kılar, sonra
(Ciyad'a) varıp işimizi görür, dönerdik. İbnü'z-Zübeyr de derdi ki: "Biz
Hz. Ömer ile beraber (sabah) namazı(nı) alaca karanlıkta kılardık. Sonra
ayrıldığımızda hiçbirimiz (karanlıktan) arkadaşını ya da başkasını
tanıyamazdı."
Tahric bilgisi: (Müsedded}
264. Urve bildiriyor:
el-Muğire b. Şu'be, kendisine ikindi namazının vaktini hatırlatan Ensarlı zata
şöyle demiştir: "Evet. Siz de şahit olun ki, bizler Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile beraber ikindi namazını kılarken güneş hala parlak ve
berrak idi. Sonra Medine'den iki mil uzaktaki Amr b. Avf oğullarına giderdik de
Güneş hala batmamış olurdu.
Tahric bilgisi:
(el-Haris)
265. Bera der ki: Hz.
Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adam gelerek namaz vakitlerini
sordu. Resulullah da (namazları) erken ve geç vakitlerinde kıldı Sonra:
"Namaz vakti, bu iki vakit arasıdır" buyurdu.
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
266. Abdullah b. Ömer'in
naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gölge bir
buçuk arşın olunca, iki arşın oluncaya kadar öğle namazını kılınız"
buyurmuştur.
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
267. Ebu Miclez şöyle
nakletmiştir: Bir zat Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek namaz
vakitlerini sordu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sabah namazını alaca karanlıkta kıldı. Sonra ikindi namazını gündüz kıldı.
Ertesi gün sabah namazında (kendisi) beklendi. Öyle ki: Acaba O'nu engelleyen
nedir?" dendi. Sonra gelip namazı kıldı. Sonra ikindi namazında beklendi
(yani kılınma vakti geciktirildi). Öyle ki: "Acaba O'nu engelleyen
nedir?" dendi. Sonra gelip namazı kıldı. Sonra: "Soruyu soran zat
nerede?" diye sordu. "Benim, işte buradayım" dedi. Ona: "Dün
bize katıldın mı?" diye sordu. Adam: "Evet" dedi. "Bugün
bize katıldın mı?" diye sordu. Yine: "Evet" dedi. Bunun üzerine:
"Bu vakitlerden hangisini istersen, o (senin için) vakittir. İki vakit
arası da vakittir" buyurdu.
Tahric bilgisi:
(el-Haris}
268. Ebu Bekir es-Sıddik
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), sabah namazını etraf iyice
aydmlanıncaya kadar geciktirirdi.
Tahric bilgisi:
(el-Haris)
269. Bilal'ın
naklettiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sabah
namazını etraf aydınlanınca kılınız. Zira bunun sevabı daha büyüktür"
buyurmuştur.
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
14- Öğle Namazını
Havanın Serinlemesine Kadar Geciktirmek