MÜSNED-İ

ŞAFİİ

TALAK / BOŞAMA

 

İDDET

 

166- (934) Abdullah b. Utbe'den: "Subey'a bt. El-Haris kocasının ölümünden birkaç gece sonra doğum yaptı. Ebu's-Senabil b. Ba'kek ona uğrayıp: "Sen kocalar için zorluk çıkardın" dedi. Zira iddet dört ay on gündür. Subey'a bunu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e anlatınca şöyle buyurdu: "Ebu's-Senabil yalan söylemiş. Ebu's-Senabil'in dediği gibi değildir. Sen artık evlenmekte serbestsin:'

 

Tahric: Sahih ligayrihi. Ahmed (4/304, 305, 6/432) Şafii, er-Risale (no:1711)

 

 

 

167- (1086) Ebu Seleme b. Abdirrahman'dan: "Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma ve Ebu Hureyre radıyallahu anh'e kocası ölen hamile kadının iddeti soruldu. İbn Abbas radıyallahu anhuma: "İki iddetin sonraya kalanı kadar başka kocayla evlenmesi helal olur." dedi. Ebu Hureyre radıyallahu anh ise: "Doğum yaptığı zaman helal olur" dedi. Bunun üzerine Ebu Seleme b. Abdurrahman, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımı Ümm Seleme radıyallahu anha'nın yanına giderek bu meseleyi ona sordu. Ümm Seleme radıyallahu anha dedi ki: "Subey'a el-Eslemiyye kocası öldükten on beş gün sonra doğurdu. Onunla biri genç, diğeri yaşlı iki kişi evlenmek istedi. Kadının gönlü gence meyletti. İhtiyar: "Daha iddetin bitmedi" dedi. ihtiyarın ailesi seyahatte idi. Dönünce başkasından önce davranarak onu kendisine almalarını rica etti. Bunun üzerine kadın Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip durumu öğrenmek isteyince, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İddetin bitti. İstediğinle evlen" buyurdu."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15280) Buhari (5318) Muslim (1484) Ebu Davud (2306) Tirmizi (11 94) Nesai (3539) İbn Mace (2028) 

 

 

 

168- (1086/1) Suleyman b. Yesar rahimehullah'tan: "İbn Abbas radıyallahu anhuma ve Ebu Seleme, kocasının ölümünden bir kaç gece sonra doğuran kadının iddeti hakkında ihtilaf ettiler. Ebu Seleme: "Doğurunca iddeti biter" dedi. İbn Abbas radıyallahu anhuma da: "İki iddetin sonraya kalanı kadar iddet bekler" dedi. Ebu Hureyre radıyallahu anh geldi ve Ebu Seleme'yi kastederek: "Ben am cam ın oğlu ile aynı görüşteyim" dedi. Bunun üzerine Abdullah b,Abbas radıyallahu anhuma'nın kölesi Kureyb'i, bu meseleyi sorması için Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımı Ümm Seleme radıyallahu anha'ya gönderdiler. Kureyb, dönünce onlara Ümm Seleme'nin şöyle dediğini bildirdi: "Subey'a. el-Eslemiyye, kocasının ölümünden bir kaç gece sonra doğurunca konuyu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söyledi. RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "İddetin bitmiştir. İstediğinle evlen" buyurdu."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15281) Muslim (1485) 

 

 

 

169- (1087) el-Misver b. Mahrame'den: "Subey'a el-Eslemiyye kocasının ölümünden birkaç gece sonra doğum yaptı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip evlenme konusunda izin istedi ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona izin verdi."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15282) 

 

 

 

170- (1088) Nafi rahimehullah'tan: "İbn Ömer radıyallahu anhuma'ya kocası ölen hamile kadın hakkında sorulunca: "Doğum yaptığı zaman evlenebilir" dedi. Ensardan biri, Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma'ya Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh'ın şöyle dediğini söyledi: "(Bir kadın), henüz kocası teneşirde iken ve defnedilmeden .. de doğursa iddeti biter, evlenmesi helal olur:'

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15285)

 

 

 

171- (1089) Cabir radıyallahu anh şöyle dedi: "Kocası ölen kadına nafaka yoktur. Ona miras yeter."

 

Tahric: Hasen. Şafii, Sunen (15288) 

 

 

 

172- (1090) Hişam b. Urve, babası Urve rahimehullah'ın kocası ölen bir bedevi kadın hakkında şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ailesinin indiği yere iner.''

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sünen (15321) 

 

 

 

173- (1090/1) Urve, Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'den aynısını veya aynı anlamda rivayet etmiştir.

 

Tahric: Zayıf. Şafii, Sunen (15322) 

 

 

 

174- (1095) Eslem b. Abdillah, Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etti: "İster vefat iddeti olsun, ister talak iddeti olsun, kadının evinden başka bir yerde tek gece dahi geçirmesi uygun değildir."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15330)

 

 

 

175- (925) Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh'ın kızkardeşi el-Furey'a bt. Malik b. Sinan'ın haber verdiğine göre; kendisi Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip, Hudre oğullarındaki ailesine dönüp dönemeyeceğini sormuş. O günlerde kocası kaçan kölelerini aramaya çıkmış, nihayet Kaddum tarafında onlara yetişince köleler onu öldürmüşler. Bunun üzerine Fürey'a, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ben aileme gideceğim çünkü kocam bana sahip olduğu bir ev ve sadaka bırakmadı" diye izin istedi. Fürey'a radıyallahu anha (hadisin bundan sonraki kısmında şunları söyledi) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" diye cevap verdi. Ben de çıktım gittim. Odama, yahut da mescide varmış idim ki, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana seslendi, yahut da benim çağrılmamı emretti ve çağrıldım. Bunun üzerine bana: "Nasıl demiştin?" buyurdu. Ben de kocam hakkında anlattığım hikayeyi kendisine tekrarladım. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Farz olan iddet müddeti doluncaya kadar evinde kal" buyurdu. Dört ay on gün orada iddete girdim. Osman b. Affan radıyallahu anh halife olunca bana adam göndererek benden bunun hükmünü sordu ve kendisine bildirdim. O da bu hükme uydu ve ona göre hüküm verdi."

 

Tahric: Zayıf. Ebu Davud (2300) Tirmizi (1204) Nesai (3558) İbn Mace (2031) Ze neb bt. Ka'b makbule bir raviye olup tek kalmıştır.

 

 

 

176- (993/1) Ebu Seleme b. Abdirrahman rahimehullah'tan: "Fatıma bt. Kays şöyle dedi: "Kocam Ebu Amr b. Hafs Şam'da iken, beni kesin talak ile boşadı." Böylece hadisi zikretti. Orada şöyle dedi: "Ben de Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e giderek meseleyi anlattım. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nafakan kocana ait değil" dedi ve Ümm Şerik'in evinde iddet beklememi emretti. Sonra şöyle dedi: ''Ashabım Ümm Şerik'e (iyi bir kadın olduğundan) çok gider gelirler. (Seni görmemeleri gerek) Sen, Abdullah b. Üm mi Mektum'un yanında iddet bekle. Zira o amadır, onun yanında örtünü çıkarır, serbest olabilirsin:'

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15302) 

 

 

 

... (993) Ebu Seleme b. Abdirrahman rahimehullah'tan: "Fatıma bt.

Kays'ın kocası Ebu Amr b. Hafs Şam'da iken onu kesin talak ile boşadı. Ona vekilini gönderdi. O da öfkelendi ve dedi ki: "Allah'a yemin olsun senin üzerimizde hakkın yoktur." O da Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e giderek meseleyi anlattı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nafakan kocana ait değil" dedi"

 

Tahric: Sahilı. Muslim (1480) 

 

 

 

177 - (1096) Aişe radıyallahu anha şöyle derdi: "Allah'tan kork ey Fatıma! Sen ne olduğunu biliyorsun."

 

Tahric: Sahih ligayrihi. Şafii, Sunen (15301) Şahidi: Buhari(5323, 5324) 

 

 

 

178- (1096/1) el-Kasım b. Muhammed ve Suleyman b. Yesar'dan: "Yahya b. Said b. el-As, Abdurrahman b. el-Hakem'in kızını talak-ı bainle boşadı, babası Abdurrahman kızını iddet beklemesi gereken yerden yani evinden başka bir yere taşıdı. Mü'minlerin annesi Aişe radıyallahu anha, o gün Medine valisi Mervan b. Hakem'e haber gönderdi ve dedi ki: "Allah'tan kork ey Mervan! Onu boşandığı eve geri getir." Suleyman'ın rivayetine göre Mervan:

"Kardeşim Abdurra:hman b. el-Hakem'in kızını götürmesine engelolamadım" dedi. El-Kasım'ın rivayetine göre de Mervan: "Bilmiyor musun, Kays'ın kızı Fatıma da iddeti bitmeden boşandığı kocasının evinden ayrılmıştı" deyince Aişe radıyallahu anha: "Fatıma'nın durumunu buna karıştırma. (Zira kocasının evinde huzursuzdu)" dedi. Mervan cevaben: "Fatıma kocasının evinden huzursuz olduğu için aynımışsa, bunlar arasında da yeterli huzursuzluk mevcuttur" dedi."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sünen (15303) Buhari (5321, 5322)

 

 

 

179- (1097) Meymun b. Mihran rahimehullah'tan: '''Medine'ye geldim ve halkının en alimini sordum. Said b. el-Museyyeb'i gösterdiler. Ona kesin talakla boşanmış kadın hakkında sordum. Dedi ki: "Kocasının evinde iddet bekler." Ben: "Fatıma bt. Kays hadisi ne olacak?" dedim. Dedi ki: "Boş ver" dedi. Öfkelenmişti. Dedi ki: "Fatıma insanları fitneye düşürdü. Dili uzun bir kadındı. Kocasının akrabalarına dil uzattı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona İbn Ummi Mektum'un evinde iddet beklemesini emretti."

 

Tahric: Çok zayıf. Şafii, Sunen (15304) İbrahim b. Muhammed metruktur. 

 

 

 

180- (1098) Nafi rahimehullah'tan: "Said b. Zeyd radıyallahu anh'ın kızı Abdullah (b. Amr b. Osman)'ın nikahında idi. Onu kesin talakla boşadı ve o da çıktı. İbn Ömer radıyallahu anhuma buna karşı çıktı."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15305)

 

 

 

181- (1099) Cabir b. Abdillah radıyallahu anhuma şöyle demiştir: "80şanan kadın, kocasına haram olmadığı sürece nafaka hakkı vardır. Ancak kocasına haram olmuşsa (başkasıyla evlenip boşanmadan onunla evlenemiyorsa) bu durumda mut'a hakkı vardır."

 

Tahric: Hasen. Şafii, Sunen (15564) İbn Ebi Şeybe (18980) 

 

 

 

182- (1100) Ata rahimehullah şöyle dedi: "Kesin talakla boşanmış olan hamile kadına nafakadan bir şey yoktur. Ancak hamile olmasından dolayı nafaka hakkı vardır. Hamile değilse ona nafaka yoktur."

 

Tahric: Zayıf. Şafii, Sunen (15565)

 

 

 

183- (1102) Nafi'den ''Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma karısını, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımı (kızkardeşi) Hafsa radıyallahu anha'nın evinde boşadı. Mescide giderken yolu oradan geçiyordu. Karısına dönünceye kadar, izin istemekten hoşlanmadığı için evlerin arkasındaki başka bir yoldan giderdi."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (14890)

 

 

 

184- (1009) Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh şöyle dedi: "Kişi hanımını boşadığı zaman, üçüncü hayzından gusledinceye kadar ona dönmeye, birinci ve• ikinci temizlik dönemlerinde daha hak sahibidir."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (430) 

 

 

 

185- (1093) Said b. el-Museyyeb ve Suleyman b. Yesar'dan: "Tuleyha, Sakif kabilesinden Ruşeyd'in nikahlı karısı idi, onu boşadı. O da iddeti (bekleme süresi) bitmeden (başka biriyle) evlendi. Bunu duyan Ömer radıyallahu anh iddeti bitmeden evlendiği için Tuleyha'yı ve evlendiği kocasını kırbaçladı. Birbirinden ayırdı. Daha sonra şöyle dedi: "Hangi kadın iddeti bitmeden. evlenirse evlendiği kocası henüz ona yaklaşmamışsa birbirlerinden ayrılırlar. Sonra ilk kocasından bekleme süresini bitirdikten sonra bekleme süresinde evlenip ayrıldığı adam başkaları gibi kendisine evlenme teklifi yapabilir. Eğer evlendiği adamla münasebette bulunmuş sa nikah fesh edilip ayrılınca, önce ilk kocasının bekleme süresini bitirir, sonra da diğer kocasından dolayı iddeti bitinceye kadar bekler, bir daha da biraraya gelmezler"

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15345) 

 

 

 

Said dedi ki: "Ona temas ettiği için bu kadına mihir vermesi gerekir."

 

Tahric: Şafii, Sunen (15346)

 

 

 

186- (1094) Zadan Ebi Ömer'den: "Ali radıyallahu anh iddeti süresinde evlenen kadının ayrılmasına, kendisine temas edilmesinden dolayı mehir hakkı olduğuna, iddetini bozduğuilk kocasının iddetini tamamlamasına ve diğer kocası için de iddet beklemesine hükmetti."

 

Tahric: Sahih ligayrilıi. Şafii, Sunen (15349) 

 

 

 

187- (1084) Abdullah b. Utbe'den: "Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh şöyle dedi: "Köle iki kadın nikahlayabilir ve iki boşama yetkisi vardır. Köle kadın (cariye) iki hayız., dönemi iddet bekler. Eğer henüz hayız görmeyenlerden ise iki ay veya bir buçuk ay iddet bekler."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15264) 

 

 

 

188- (1084/1) Amr b. Evs es-Sekafi, Sakif kabilesinden birisinin Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh'den şöyle işittiğini naklediyor: "Şayet gücüm yetseydi (köle kadın için) bir buçuk hayız dönemi tayin ederdim." Bir adam dedi; ki: "Onu bir buçuk ay olarak tayin et." Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh sükut etti."

 

Tahric: Sahih li ğayrihi. Şafii, Sünen (15265) 

 

 

 

189- (1085) Nafi rahimehullah'tan: "İbn Ömer radıyallahu anhuma efendisi ölen ummu veled (çocuk doğuran cariye) hakkında: "Bir hayızdönemi iddet bekler" demiştir."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15390) 

 

 

 

190- (1082) İbnu'l-Museyyeb rahimehullah'tan: "Ömer b. el-Hattab ra-

dıyallahu anh şöyle dedi: "Boşanıp bir ya da iki Hayız gördükten sonra hayız (adet) görmemeye başlayan bir kadın, dokuz ay bekler, hamile olduğu anlaşılırsa iddeti, çocuğu doğurunca biter. Hamile değilse, dokuz ayı müteakip üç ay daha bekler, sonra iddeti bitmiş olur, başka biriyle evlenebilir."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (10220)

 

 

 

191- (1081/1) Abdurrahman b. Ebi Bekr'den: "Ensar'dan Hibban b. Munkiz denilen birisi sıhhatli iken hanımını boşadı. Hanımı süt emziriyordu. Bu yüzden on yedi ay hayız görmeden bekledi. Süt emzirmesi hayız görmesine mani oldu. Sonra Hibban, hanımını boşadıktan yedi veya sekiz ay sonra hastalandı. Ona dedim ki: "Hanımın sana varis olmak istiyor" O da ailesine:

"Beni Osman radıyallahu anh'e gütürün" dedi. Onu götürdüler ve Osman radıyallahu anh'e hanımının durumunu anlattı. Onun yanında Ali b. Ebi Talib ve Zeyd b. Sabit radıyallahu anhuma da vardılar. Osman radıyallahu anh onlara:

"Siz ne dersiniz?" dedi. Onlar şöyle dediler: "Adam ölürse karısı varis olur, kadın ölürse kocası varis olur. Zira kadın hayızdan kesilmiş ve doğurganlığı kalmamış kadınlardan değidir. Hayız çağına ulaşmamış olan bakirelerden de değildir. Bu kadın az veya çok olsun, hayıza göre iddet bekleyene kadar onun yanındadır." Bunun üzerine Hibban ailesine döndü ve kızını hanımından aldı. Kadın süt emzirmeyi bırakınca bir defa hayız gördü. İkinci ayda ikinci hayzı gördü ve üçüncü hayzı görmeden Hibban vefat etti. Bunun üzerine hanımı, kocası ölenin iddetini bekleyip kendisine varis oldu."

 

Tahric: Zayıf. Şafii, Sunen (15213) isnadı kopuktur.

 

 

 

192- (1081) Muhammed b. Yahya b. Habban'dan: "Dedem Habban'ın biri Haşim!, diğeri Ensar'dan iki hanımı vardı. Ensar'h karısını, emzikli iken boşadı. Aradan bir sene geçti sonra dedem öldü, o hala hayız görmemişti:

"Ben hayız görmedim, kocama varis olurum" dedi. Haşimilerden olan karısıyla Osman b. Affan radıyallahu anh tarafından muhakeme edildiler. Osman radıyallahu anh, Ensar'dan olan karısının varis olduğuna karar verdi. Haşim! kadın, Osman radıyallahu anh'ın aleyhinde konuşunca, Osman radıyallahu anh: "Kararım, amca oğlunun yaptığına uygundur," (Bunu söylerken) Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh'ı kastederek bize işaret etti."

 

Tahric: Zayıf. Şafii, Sunen (15212) isnadı kopuktur. 

 

 

 

193- (1078/2) Aişe radıyallahu anha şöyle demiştir: "Rk'! talak ile boşan an bir kadın, üçüncü hayzına girince kesin talakla boş olur,"

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15184) 

 

 

 

194- (1079) Suleyman b. Yesar'dan: "Boşadığı karısını (iddeti esnasında) üçüncü hayızı görmeye başladığı bir sırada Ahvas, Şam'da öldü. Bunun üzerine Muaviye b. Eb! Sufyan, Zeyd b. Sabit'e mektup yazarak bu meseleyi sordu. Zeyd radıyallahu anh de cevaben ona şöyle yazdı: "Karısı üçüncü hayızı görmeye başlayınca boşanmış olurlar, birbirlerine de varis olamazlar."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Silnen (15185)

 

 

 

195- (1079/1) Zeyd b. Sabit radıyallahu anh şöyle dedi: "Ric'i talak ile boşanan bir kadın, üçüncü hayzına girince kesin talakla boş olur.

 

Sahih. 

 

 

 

196- (1080) Nafi rahimehullah'tan: İbn Ömer radıyallahu anhuma şöyle dedi: "Koca karısını boşayıp, karısı üçüncü hayzını görmeye başlayınca kesin olarak boşanırlar. Birbirlerine de varis olamazlar."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15188) 

 

 

 

197- (1078) Urve b. ez-Zubeyr'den: "Mü'minlerin annesi Aişe radıyallahu anha (iddet bekleyen) Hafsa bt. Abdirrahman'ı üçüncü hayzında kan görmeye başlayınca (kocasının evinden ailesinin yanına) gönderdL" İbn Şihab dedi ki: "Bu hadise, Abdurrahman'ın kızı Amre'ye anlatılınca: "Urve doğru söylemiş, bu konuda insanlar Aişe radıyallahu anha ile tartıştılar ve dediler ki: "Allah Teala kitabında "Üç kuru" (Bakara 228) buyurdu." Bunun üzerine Aişe radıyallahu anha: "Doğru söylediniz (ama) kuru'un ne olduğunu biliyor musunuz? Kuru' (hayız değil) temizlik halleridir."

 

Tahric: Sahih. Şafii; Sunen (15183)

 

 

 

198- (1078/1) İbn Şihab rahimehullah'tan: Ebu Bekr b. Abdirrahman'ın şöyle dediğini işittim: "Fakihlerimizden yetiştiğim hiçbir kimse yok ki böyle demesin." Bu sözüyle Aişe radıyallahu anha'nın dediği şeyi kastediyordu.

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (15184) 

 

 

 

199- (1075) İbn Ebi Muleyke, İbnu'z-Zubeyr'e hanımını kesin talakla boşayan, sonra ölen kişinin karısının iddedi hakkında sormuş. Abdullah b. ez-Zubeyr radıyallahu anhuma şöyle demiş: ''Abdurrahman b. Avfradıyallahu anh, Turnadir bt. El-Esbag el-Kelbiyye'yi kesin talakla boşamıştı. Sonra öldü ve hanımı iddet bekliyordu. Osman radıyallahu anh onu kocasına varis kıldı." İbnu'z-Zubeyr dedi ki: "Bana gelince, kesin talakla boşanan kadının varis olacağı görüşünde değilim."

 

Tahric: Hasen. Şafii, Sunen (14835)

 

 

 

200- (1075/1) Ebu Seleme b. Abdirrahman'dan: "Abdurrahman b. Avf radıyallahu anh hanımını kendisi hasta iken kesin talakla boşadı. Osman radıyallahu anh, iddetinin bitmesinden sonra onu varis kıldı."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sünen (14836) 

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İHDAD