MÜSNED-İ ŞAFİİ |
ZEKAT |
KİMLERDEN ZEKAT ALINIP KİMLERDEN ALINMAYACAĞI |
636- (318/3) Ebu Said
el-Hudri radıyallahu anh'den: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Beş vesk'ten az olan hurmada zekat yoktur.''
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (8122) Buhari (1484) Muslim (979)
637- (318/4) Ebu Said
el-Hudrl radıyallahu anh'den: Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Beş veskten az olan hurmada zekat yoktur.''
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (8123)
638- (318/5) Ebu Said
el-Hudri radıyallahu anh'den: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Beş veskten azında zekat yoktur.''
Tahric: Sahih. Muslim
(337)
639- (318/7) Amr b.
Yahya El-Mazini yoluyla aynısı.
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (8252)
640- (342) Ebu Said
el-Hudri radıyallahu anh'den: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Beş ukiyye gümüşten aşağısında zekat yoktur."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (8253) Muslim (979) Buhari (1484)
... (318/6) Ebu Said
el-Hudrı radıyallahu anh'den: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Beş ukiyye'den aşağısında zekat yoktur."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (8251)
641- (318) Ebu Said
el-Hudrı radıyallahu anh'den: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Beş züd'dan azında zekat yoktur.''
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (7847) Muslim (979) Buhari (1405)
642- (318/1) Ebu Said
el-Hudrı radıyallahu anh'den: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Beş züd'dan azında zekat yoktur"
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (7848)
643- (318/2) Ebu Said
el-Hudri radıyallahu anh'den: Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Beş züd'dan azında zekat yoktur.''
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (7849)
644- (321) İbn Ömer
radıyallahu anhuma'dan: "Bu zekat mektubudur. Yirmi dört deve ve
aşağısında her beş devede bir koyun, Deve sayısı yirmi beşe ulaştığında otuz
beşe ulaşıncaya kadar bir yaşını bitirip iki yaşına basmış bir dişi deve
verilir. Eğer onların içinde bir yaşını bitirip iki yaşına basmış dişi deve
yoksa iki yaşını bitirip üç yaşına basmış bir erkek deve verilir. Otuz beşi bir
tane geçerse, kırk beşe kadar iki yaşını bitirip üç yaşına basmış bir dişi
deve; kırk beşi bir tane geçtiğinde altmışa kadar üç yaşını bitirip dört yaşına
basmış bir dişi deve; altmışı bir tane geçtiğinde yetmiş beşe kadar dört yaşını
bitirip beş yaşına basmış bir dişi deve; yetmiş beşi bir tane geçtiğinde
doksana kadar iki yaşını bitirip üç yaşına basmış iki dişi deve; doksanı bir
tane geçtiğinde yüz yirmiye kadar üç yaşını bitirip dört yaşına basmış iki dişi
deve (zekat) vardır. Eğer develer bundan da fazla olursa, her elli (deve) de üç
yaşını bitirip dört yaşına basmış bir dişi deve ve her kırkta iki yaşını
bitirip üç yaşına basmış bir dişi deve (zekat) vardır. Davarda kırk koyundan
yüz yirmiye kadar bir koyun, yüz yirmiden bir tane fazla olunca iki yüze kadar
iki koyun, İki yüzden bir tane fazla olursa, üç yüze kadar üç koyun zekat
vardır. Davar, bundan da fazla olursa, her yüz koyunda bir koyun zekat vardır.
Zekatta yaşlı ve ayıplı hayvan ile - zekat verenin dilediği dışında döl tekesi
alınmaz. Zekat (artar veya eksilir) korkusuya toplu olan (mal), ayrılmaz, ayrı
olan da bir araya toplatılmaz. İki ortak, malından alınan zekat hususunda ikisi
aralarında hisselerine göre eşit şekilde hesaplaşırlar. Onlardan birinin gümüşü
beş ukiyye'ye ulaştığında kırkta bir vardır."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (7871)
Bu mektup Ömer b.
El-Hattab radıyallahu anh'ın nüshası ve uygulamasıdır.
Tahric: Şafii,
Sunen(7872)
Şafii dedi. ki:
"Biz de tamamen buna tutunuruz."
Tahric: Şafii, Sunen
(7873)
645- (321/1) Salim b.
Abdillah b. Ömer, babasından, O da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den -
Sufyan b. Huseyn'in rivayetinde İbn Ömer radıyallahu anhuma ile Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) arasında Ömer radıyallahu anh var mı yok mu bilmiyorum -
develerin zekatı hakkında aynı manada rivayet etti. Ona muhalefet etmedi. Hatta
inşallah koyunların zekatı, ortaklar ve gümüşlerin zekatı da bu hadiste
birleşmiştir. Ancak ben develerin zekatını ezberledim."
Tahric: Sahih ligayrihi.
Şafii, Sunen (7874)
646- (319) Enes b. Malik
radıyallahu anh'den: "Zekat böyle idi, sonra koyunu ve başka şeyleri terk
ettim ve insanlar beğenmediler. "Rahman ve rahım olan Allah'ın adıyla. Bu,
Allah'ın, rasulüne emrettiği ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
müslümanlara takdir ve tayin ettiği zekat farizası (hükümlerini beyan eden bir
mektup )dur. Hangi müslümandan buna uygun olarak zekat istenirse, onu versin; kimden
de ondan fazlası istenirse vermesin. Yirmi dört devede ve aşağısında bir davar
verilir. Her beş devede bir koyun verilir. Deve sayısı yirmi beşe ulaştığında
otuz beşe ulaşıncaya kadar bir yaşını bitirip iki yaşına basmış bir dişi deve
verilir. Eğer onların içinde bir yaşını bitirip iki yaşına basmış dişi deve
yoksa iki yaşını bitirip üç yaşına basmış bir erkek deve verilir. Otuz altıya
ulaştığında kırk beşe kadar iki yaşını bitirip üç yaşına basmış bir dişi deve
verilir. Kırk altıya ulaştığında altmışa kadar erkek deveye çekilen üç yaşını
bitirip dört yaşına basmış dişi deve verilir. Altmış bire ulaştığında yetmiş
beşe kadar dört yaşını bitirip beş yaşına basmış bir dişi deve verilir. Yetmiş
altıya ulaştığında doksana kadar iki yaşını bitirip üç yaşına basmış iki dişi
deve verilir. Doksan bire ulaştığında yüz yirmiye kadar erkek deveye çekilen üç
yaşını bitirip dört yaşına basmış iki dişi deve verilir. Yüz yirmiden fazla
olduğunda her kırk devede iki yaşını bitirip üç yaşına basmış bir dişi deve ve
her elli devede üç yaşını bitirip dört yaşına basmış bir dişi deve verilir.
Kimin yanındaki (develerin) zekatı dört yaşını bitirip beş yaşına basmış bir
dişi deveye ulaşır ve onun yanında bu yaşta bir devesi bulunmaz da üç yaşını
bitirip dört yaşına basmış bir dişi deve bulunursa, o mal sahibinden zekat
olarak bu deve kabul edilir. Bir de yaş farkının telafisi için yanında varsa
onunla beraber iki koyun veya yirmi dirhem gümüş verir. Kimin yanındaki
develerin zekatı üç yaşını bitirip dört yaşına basmış bir dişi deveye ulaşır,
yanında böyle bir devesi bulunmaz da dört yaşını bitirip beş yaşına basmış bir
dişi devesi bulunursa, ondan o deve kabul edilir. Zekat memuru da ona ya yirmi
dirhem gümüş ya da iki koyun verir."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (7851) Ebu Davud (1567)
647- (319/1) Enes b.
Malik radıyallahu anh'den: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu manada
rivayet etmiştir. Muhalif olan ancak "iki koyun veya yirmi dirhem
verilmesini" ezberledim. Yine "Kolayına gelirse" lafzını
ezberledim. Zannederim Hammad'ın Enes radıyallahu anh'den rivayetinde şöyle
demiştir: "Ebu Bekr radıyallahu anh RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den anlattığım şekilde yazd!ğı bir mektubu bana verdi."
Tahric: Sahih ligayrihi.
Şafii, Sünen (7853-7854) Buhari (1454)
648- (321/1) Tavus
el-Yemani rahimehullah'tan: "Muaz b. Cebel radıyallahu anh otuz sığırdan
bir tebi, kırk sığırdan bir musinne alır, bunun aşağısından bir şey almazdı ve
şöyle derdi: "RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu konuda bir şey
işitmedim." Onunla karşılaşıp sormak istedi fakat RasUlullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Muaz b. Cebel gelmeden önce vefat etti."
Tahric: Zayıf. Munkatı.
Şafii, Sunen (7944)
649- (321) Tavus
rahimehullah'tan: Muaz b. Cebel radıyallahu anhe sığırların zekatından vaks
(bir parça) getirilince şöyle dedi: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu
konuda bana bir şey emretmedi."
Tahric: Zayıf. Munkatı.
Şafii, Sunen (7940)
Şafii dedi ki:
"Vaks; farz olan miktara ulaşmayandır."
Tahric: Şafii, Sunen
(7941)
650- (362) Zeyd b.
Eslem'den: Babası Ömer b. El-Hattab radıyallahu anh'e: "Zekatlıklar
arasında kör bir deve var" dedi. "O cizye malı mı, yoksa zekattan
mı?" diye sordu. "Cizye malı" dedi. "Üzerinde cizye malı
olduğuna dair işaret var" dedi."
Sahih.
651- (322) Bişr b. Asım,
babasından: "Ömer radıyallahu anh Ebu Sufyan b. Abdillah'ı Taif'e ve
çevresine zekat memuru olarak görevlendirdi. O da onlara oğlak ve kuzuları
saydığı halde oğlak ve kuzudan zekat almadı. Ona dediler ki: "Eğer oğlak
ve kuzuları sayıyorsan, bunlardan da zekat almalısın." Ömer radıyallahu
anh ile karşılaşıncaya kadar almadı. Ömer radıyallahu anh gelince dedi ki:
"Bil ki, onlar oğlak ve kuzuları saydırdığın halde bunlardan zekat
almadığın için senin zulmettiğini iddia ediyorlar." Ömer radıyallahu anh
ona dedi ki: "Evet, çobanların kucaklarında taşıdıkları oğlak ve kuzular
da nisap miktarına dahildir, fakat sen onları zekat olarak alma. Onların
mallarından etlik için besleneni, yavrusu olanı, yüklü olanı ve erkek
hayvanlarını da alma, bir ve iki yaşında olanları yavrularla en iyileri
arasında adalete uygun olan da budur" dedi"
Tahric: Hasen. Şafii,
Sunen (7956)
652- (323) Adiy
oğullarının kardeşi Si'r dedi ki: "Bana iki kişi geldiler ve dediler ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi insanların mallarından
zekat almak üzere gönderdL" Ben de bulduğum en iyi hamile hayvanı
çıkardım. Onu bana geri iade ettiler ve dediler ki: "Muhakkak ki
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizleri hamile hayvanı zekat olarak
almaktan yasakladL" Bunun üzerine onlara orta halli bir koyun verdim,
kabul ettiler."
Tahric: Çok zayıf.
Şafii, Sunen (7959) İbrahim b. Muhammed metruktur.
653- (359) Cerir b.
Abdillah radıyallahu anh'den: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Size zekat memuru geldiği zaman ancak memnun olarak sizden
ayrılsınlar."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (8269) Muslim (989)
654- (356) el-Kasım b.
Muhammed'den: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımı Aişe radıyallahu
anha dedi ki: "Ömer b. El-Hattab radıyallahu anh zekat koyunlarıyla bana
uğradı ve onların arasında göğüsleri dolgun bir koyun gördü. Ömer radıyallahu
anh: "Bu koyun nedir?" dedi. "Zekat koyunudur" dediler.
Ömer radıyallahu anh dedi ki: "Sahipleri bunu gönül rızasıyla vermemiştir.
İnsanları fitneye düşürmeyin. Müslümanları bu şekilde zorlamayın! Mallarının en
iyisini ve sağmak için ayırdıklarını zekat olarak almayın."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (8413)
655- (357) Eşca'
kabilesinden iki kişi dediler ki: "Muhammed b. Mesleme el-Ensari onlara
zekat memuru olarak geldi ve mal sahiplerine: "Bana mallarınızın zekatını
getiririn" dedi. İşe yarar ne getirdilerse hepsini alıp kabul etti."
Tahric: Zayıf. Şafii,
Sunen (7971)
656- (341) Nafi'den:
Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma şöyle derdi:
"Hurma, üzüm,
buğday, arpa veya yulaf olarak meyvelerin ve ziraat ürünlerinin, zekatı, tabi
kaynaklarla, nehirle, pınar suyuyla veya yağmur suyuyla sulanıyorsa onda
birdir. Serpme (kişinin kendi emeğiyle) sulanıyorsa onda birin yarısı, yani yirmide
birdir."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (8245) Buhari (1483)
657- (798) İbn Ömer
radıyallahu anhuma'dan: "Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh Hristiyan
tüccarların buğday ve zeytinlerinden yirmide bir gümrük vergisi alırdı. Onun bu
vergiyi düşük almasının sebebi, Medine'ye bu maİların çok gelm'esini sağlamak
içindi. Halbuki baklagillerden onda bir vergi alırdı."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (18593) Malim Muvatta (1/281)
658- (798/1) es-Saib b.
Yezid'den: "Ben Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh zamanında Abdullah b.
Utbe ile beraber Medine çarşısında çalışırdım. Hristiyan tüccarlarından onda
bir alırol."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (18594) Malik b. Muvatta (1/281)
659- (340) Suleyman b.
Yesar'dan: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Abdullah b. Ravaha'yı
kendisiyle Yahudiler arasındaki yaş hurmayı tahmin etmek üzere
gönderirdi."
Tahric: Sahih ligayrihi.
Şafii, Sunen (8174)
660- (339) Said b.
Museyyeb'den: "RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'i
fethettiği gün Hayber yahudilerine: "Allah'ın sizi burada ikamet ettirdiği
gibi, bahçelerinizin mahsulü olan meyveler (hurmalar) sizinle aramızda müşterek
olmak üzere ben de sizi burada (yerinizde) bırakıyorum." dedi. Said b.
Museyyeb diyor ki: "RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdullah b.
Ravaha radıyallahu anh'ı gönderirdi. O da ağaçlardaki yaş hurmanın miktarını
tahmin eder, sonra onlara: "İsterseniz size kalsın (bize düşen hissenin
parasını verirseniz), isterseniz (bize düşeni) hurma olarak alı rı m" derdi.
Onlar da o hurmaları alırlardı."
Tahric: Sahih li
ğayrihi. Şafii, Sunen (8173) İbn Ömer radıyallahu anhuma'dan şahidi: Buhari
(2338) Muslim (1551)
661- (338) Attab b.
Useyd'den: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzümün zekatı
hakkında şöyle buyurdu: "Hurmanın tahmin edildiği gibi tahmin edilir,
sonra zekatı hurmanın zekatı gibi, kuru üzüm olarak verilir."
Tahric: Zayıf. Şafii,
Sunen (8169) Abdullah b. Nafi es-Saig zayıftır. İsnadında kopukluk vardır.
Aynı isnad ile:
"RasUluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlara üzüm ve meyvelerini
tahmin edecek kimseler gönderirdi."
Tahric: Zayıf. Şafii,
Sunen (8170)
662- (354) Zureyk b.
Hakim'den: Ömer b. Abdilaziz ona şöyle yazmış:
"Gelen müslümanlara
dikkat edip ticaret için olan mallarından kırk dinarda bir dinar olmak üzere
yirmi dinarlık eşya kalana kadar hesap ederek zekat aL. Zekat olarak alacağın
miktar, üçte bir dinara düşmüşse, artık o maldan zekat alma diye emretti."
Tahric: Sahih, maktu.
Şafii, Sunen (8315)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
ZEKATIN KİMLERE
VERİLECEĞİ VE ZEKAT MEMURLARI