MÜSNED-İ

ŞAFİİ

MENAKİB

 

Menkıbeler

 

693- (1016) İbn Şihab'dan: "Rasuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kureyş'i öne geçiriniz, onun önüne geçmeyiniz. Ondan öğreniniz, ona öğretmeyiniz."

 

Tahric: Sahih ligayrihi. Bkz.: el-Elbani, el-İrva (2/296) 

 

 

 

694- (1017) Ömer b. Abdilaziz ve İbn Şihab'dan: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kureyş'i alçaltanı Allah Azze ve Celle alçaltır."

 

Tahric: Hasen ligayrihi. Tirmizi (3905) el-Elbani,es-Sahiha (11 78)

 

 

 

695- (1018) el-Haris b. Abdirrahman'dan: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kureyş böbürlenmeyecek olsaydı ona Allah katındaki derecesini haber verirdim."

 

Tahric: Sahih ligayrihi. Ahmed (4/101, 61158) 

 

 

 

696- (1019) Ata b. Yesar rahimehullah'tan: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyş'e şöyle buyurdu: "Sizler hak ile beraber olduğunuz sürece bu işe (yönetime) insanların en uygunusunuz. Haktan saparsanız - elindeki hurma çubuğuna işaret ederek: - şu hurma dalının kabuğunun soyulduğu gibi bu işten de öyle ayrılmış olursunuz."

 

Tahric: Zayıf. Beyhaki (8/144) mürseldir. Şureyk b. Abdillah'ta zayıflık vardır. 

 

 

 

697- (1020) Rifaa el-Ensari radıyallahu anh'den: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle seslendi: "Ey insanlar! Muhakkak ki Kureyş emanet ehlidir. Ona bu yolda engelolanı Allah yüz üstü süründürsün." Bunu üç defa söyledi."

 

Tahric: Zayıf. Ahmed (4/340) İsmail b. Ubeyd b. Rifaa makbuldür.

 

 

 

698- (1021) Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et-Teymi'den: "Katade b. Nu'man'ın Kureyş ile bir sıkıntısı vardı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yavaş ol, Kureyş'e sövme! Muhakkak ki sen belki de onlardan bir kimse görürsün, onların amelleri yanında kendi amelini ve onların fiilleri yanında kendi fiilini hakir görürsün. Ayrıca •onları gördüğünde gıpta ile bakarsın. Eğer Kureyş'in taşkınlık yapmayacağını bilseydim onlara Allah katında olanı haber verirdim."

 

Tahric: Zayıf. Ahmed (6/384) Mürseldir. 

 

 

 

699- (1022) İbn Ebi Zi'b'in, ezberleyemediğim bir isnad ile rivayetinde Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyş hakkında şöyle buyurdu: "Kureyş'in şerıileri, diğer insanların şerıilerinden hayırhdır,"

 

Tahric: Zayıf. Beyhaki, Marife (1/89)

 

 

 

700- (1029) Ebu Hureyre radıyallahu anh'den: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir kuyudan sulamak için su çekerken ... " (Şafii dedi ki: "Yani bu rüyada olmuştur. Peygamberlerin rüyaları bir vahiydir. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:) "İbn Ebi Kuhafe (Ebu Bekr radıyallahu anh) gelerek bir veya iki kova su çekti. Çekişinde bir zayıflık vardır. Allah onu bağışlayacaktır. Sonra Ömer b. el-Hattab geldi. su çekti. Ancak elindeki kova büyük bir kaba dönüştü ve insanlar sulamak için hayvanlarım getirdiler. Onun yaptığı işi yapacak kadar becerikli birini görmedim."

 

Tahric: Sahih. Buhari (3664) Muslim (2392) 

 

 

 

701- (1323) Osman b. Affan radıyallahu anh'ın azatlı kölesinden: "Osman radıyallahu anh ile beraber bir yaz günü Aliye'de olan bahçesinde idik Bir adamın iki deve götürdüğünü gördü. Yerin üstü sıcak (ateşten) bir döşek gibiydi. Dedi ki: "Şu adam Medine'de serinleyinceye kadar kalsa da sonra gitse ne olur" sonra adam yaklaşınca dedi ki: "Bak" bende baktım, o Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh imiş. Ben: "Bu müminlerin emiridir" dedim. Osman radıyallahu anh kalktı ve başını kapıdan çıkardı. Sıcak rüzgardan rahatsız oldu ve başını çevirdi. Dedi ki: "Seni bu saatte çıkaran şey nedir?" O da:

"Sadaka olan iki deve geri kalmıştı. Onları koruluğa katmak istedim. Kaybolup da Allah'ın bana hesabını sormasından korktum" dedi. Osman radıyallahu anh: "Gel ey müminlerin emiri, sana yetecek su ve gölge var" dedi. Ömer radıyallahu anh: "Sen gölgene dön" dedi. O da: "Yanımızda sana da yetecek şey var" dedi. Ömer radıyallahu anh: "Sen gölgene dön" dedi ve devam etti. Osman radıyallahu anh dedi ki: "Kim kuvvetli ve güvenilir bir kimse görmek istiyorsa ona baksın." Sonra yanımıza döndü ve kendisini içeri attı."

 

Tahric: Zayıf. Osman radıyallahu anh'ın azatlısı meçhuldür. 

 

 

 

702- (1140) Cabir b. Abdillah radıyallahu anhuma'dan: "Rasuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şayet Bahreyn malı bana gelirse sana şunu ve şunu vereceğim." Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bahreyn malı gelmeden vefat etti. Ebu Bekr radıyallahu anh o mal geldiğinde bana ondan verdi."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (12918, 12919) Buhari (3164)

 

 

 

703- (1124) Ali b. ebi Talib radıyallahu anh'den: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ben, Zubeyr ve Mıkdad'ı göndererek dedi ki: "Gidin "Hah" bahçesine vardığınız da orada bir kadın bulacaksınız üzerindeki mektubu alıp bana getirin" buyurdu. Biz de çıktık, atlarımız bizimle koşturuyordu. Nihayet o bahçeye geldik ve birdenbire yolcu kadınla karşılaştık bunun üzerine: "Mektubu çıkar" dedik. "Bende mektup falan yok" dedi. Biz de: "Ya mektubu çıkaracaksın veya üzerinden elbiseleri çıkaracaksın" dedik. Bunun uzerine mektubu saç örgülerinin arasından çıkardı. Mektubu, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirdik. Bir de gördük ki mektup Hatıb b. Ebi Beltea'dan Mekke'deki bazı müşrik kişilere gönderilmiş. Hatıb müşriklere Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bazı işlerini bildiriyor. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Hatıb! Bu nedir?" diye sordu. Hatib: "Ey Allah'ın Rasulü! Hakkımda hüküm vermek için acele etme ben Kureyş'e sığıntı olarak gelip yerleşen biriyim. Gerçek Kureyş'li değilim. Sizin beraberinizdeki olan muhacirlerin ise mallarını ve ailelerini koruyacak hısımlan var. Ben bu Kureyş'in nesebinden olmadığım için onlara bir iyilikte bulunmak istedim ki bu yüzden benim yakınlarımı korusunlar. Bu işi kafir olduğum için veya dinimden döndüğüm için veya küfre razı olduğumdan dolayı yapmış değilim." Bunun üzerine, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru söyledi" buyurdu. Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh ise: "Ey Allah'ın Rasulü! Beni bırak da şu münafığın başını uçurayım" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "O, Bedir gazasına katılmıştır, ne biliyorsun? Belki de; Allah, Bedir'e katılanlaFa bakmış ve onlara: "Dilediğinizi yapın, Ben sizi affetmişimdir," buyurmuştur." Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseler-i dost edinmeyin." (Mumtehine 1)

 

Tahric: Sahih. Şafii; Sunen (18447) Buhari (4274,4890) Muslim (2494) Ebu Davud (3650) Tirmizi (3305) Alımed (1/79) Humeydi (49) Ebu Ya'la (394) 

 

 

 

704- (665/1) Aişe radıyallahu anha'dan: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benimle ben yedi yaşında iken evlendi, ben dokuz yaşında iken zifafa girdi."

 

Sahih. 

 

 

 

705- (828) Cabir b. Abdillah radıyallahu anhuma'dan: "Biz Hudeybiye'de bin dört yüz kişi idik. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize şöyle buyurdu: "Sizler bugün yeryüzündekilerin en hayırlılarısınız." Cabir radıyallahu anh dedi ki: "Şayet görebilseydim elbette size ağacın yerini gösterirdim."

 

Tahric: Sahih. Şafii, Sunen (10893) Buhari (4154)

 

 

 

706- (1024) el-Has en b. el-Kasım el-Ezrak'dan: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tebuk'te bir tepe üzerinde durarak Şam tarafına işaret etti ve: "Şurası Şam'dır" buyurdu. Sonra Medine tarafına işaret ederek: "Burası da Yemen'dir" buyurdu.

 

Tahric: Zayıf. İsnadı kopuktur. 

 

 

 

707- (1028) Ebu Hureyre radıyallahu anh'den: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size kalpleri yumuşak, gönülleri ince Yemen'liler geldi. İman Yemen'lidir. Hikmet de Yemen'lidir."

 

Tahric: Sahih. Buhari (3499) 

 

 

 

708- (1026) Ebu Hureyre radıyallahu anh'den: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hicret olmasaydı elbette ben Ensar'dan bir kimse olurdum. Şayet insanlar bir vadi yolunu tutsalar veya bir yola gidecek olsalar elbette ben Ensar'ın vadisine gider veya onların yolunu tutardım."

 

Tahric: Sahih. Buhari (4330) Muslim (1061)

 

 

 

709- (1027) Enes b. Malik radıyallahu anh'den: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığında evinden çıktı vehutbe vererek Allah'a hamdu senada bulundu. Sonra şöyle buyurdu: "Muhakkak ki Ensar, üzerlerine düşeni yapmışlardır. Artık sizin üzerinize düşeni de sizin yapmanız gerekir. Onların iyiliklerini kabul edin, kötülüklerini görmezden gelin:'

 

Tahric: Sahih ligayrihi. Bkz.: el-Elbani, es-Sahiha (906) 

 

 

 

710- (1027) el-Curcani'nin rivayetinde Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'ım! Ensar'ı, Ensar'ın çocuklarını ve Ensar'ın çocuklarının çocuklarını bağışla." Ayrıca şöyle dedi: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar arasına çıktığında kendisini Ensar'ın kadınları ve çocukları karşıladılar ve onlara gönlü yumuşadı. Sonra hutbe okudu." Sonra geçen sözleri nakletti. 

 

Tahric: Sahih. Buhari (4906) Muslim (2506)

 

 

 

711- (1025) Ebu Hureyre radıyallahu anh'den: "Tufeyl b. Amr ed-Devsı Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Devs kabilesi isyan edip yüz çevirdi. Onlara beddua et." Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıbleye döndü, ellerini kaldırdı. İnsanlar: "Devs helak oldu" dediler. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise şöyle dua etti: "Allah'ım! Devs'i hidayet et ve onları getir."

 

Tahric: Sahih. Muslim (2524)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Ziyadeler