NAS 4 |
مِن
شَرِّ
الْوَسْوَاسِ
الْخَنَّاسِ |
4. "Vesvese veren
o sinsi ve sinici olanın şerrinden."
Şeytanın şerrinden
demektir. Vesvese sahibi şeytanın şerrinden anlamında olup muzaf
("olan" anlamını veren "zi" hazfedilmiştir.) Bu açıklamayı
elFerra yapmıştır.
"Vesvas" şeklinde
"vav" fethalı olarak isim anlamını verir ki, "muvesvis: vesvese
verici" demektir, "Vav" harfi kesreli olursa mastar yani
"vesvese" demek olur, "Zilzal" ve "zelzal" de
böyledir,
Vesvese insanın içinden
geçen şeylere denir, Nitekim: "Nefsi kendisine vesvese verdi, vesvese (ve
visvese) vermek (şeklinde "vav" harfi üstün ve kesreli olarak
kullanılır.) , "
Avcının, köpeklerin
kısık seslerine ve süs eşyalarının çıkardıkları seslere de "vesvas"
denilmektedir. Şair Zu'r-Rimme şöyle demiştir: "Soğuk, onu huzursuz etmeye
başladı ve onu uykusuz bıraktı Dört bir yandan esen rüzgar ile çıkan sesler
(vesvas) ve yağan yağmurlar."
el-A'şa da şöyle
demiştir: "Yanından çekip gittiği vakit zinet eşyalarının sesini işitirsin
Tıpkı kuruyunca uçuşan ve rüzgarın esişi ile ses çıkartan atların yaptığı
gibi."
el-Vesvas el-hannas'ın,
İblis'in bir oğlu olduğu da söylenir. Bu oğlunu güya- Havva'ya getirmiş, onu
önüne bırakıp: Sen buna bak demiş. Adem (a.s) gelerek: Bu ne oluyor ey Havva?
deyince, Havva: Bizim düşmanımız bunu getirdi ve bana buna bak, dedi. Adem:
Hiçbir hususta sen ona itaat etme dememiş miydim sana? Bizi masiyete
düşürünceye kadar aldatan odur, deyip çocuğun üzerine atıldı ve onu dört
parçaya böldü. Herbir parçasını -ona olan öfkesinden dolayı- bir ağacın üzerine
astı. İblis gelerek: Ey Havva oğlum nerede? diye sordu. Ona Adem (a.s)'ın ona
yaptıklarını anlattı. Bu sefer İblis:
Ey hannas diye seslendi,
o da canlanıp ona cevab verdi.
Yine onu alıp Havva'ya
getirdi ve: Buna bak dedi. Adem (a.s) geldi. Bu sefer onu ateşte yaktı,
küllerini denize savurdu. İblis -aleyhi'l-la'ne- geldi ve: Ey Havva oğlum
nerede? dedi. Ona Adem'in oğluna yaptıklarını anlattı. Bu sefer İblis denize
gitti: Ey Hannas diye seslendi, canlanıp ona cevab verdi.
Üçüncü bir defa onu getirip
Havva'ya bıraktı ve ona bak, dedi. Adem onu görünce onu boğazladı ve ateşte
pişirdi. Her ikisi de onu tutup yediler. İblis geldi ona durumu sorunca Havva
da olanı ona bildirdi. İblis: Ey Hannas diye seslendi. Hannas canlanıp ona
cevab verdi. Adem'in ve Havva'nın karnından onu çıkardı.
İblis: İşte benim
istediğim bu idi. İşte Adem'in oğullarının göğüslerinde kalacağın yer budur,
dedi.
Bu bakımdan o her zaman
için Adem oğlu gafil olduğu her seferinde kalbinin üzerine atılır, kalbini
ağzına alır, ona vesvese verir. Ademoğlu Allah'ı anınca kalbini ağzından atar
ve siner. Bu haberi Tirmizi el-Hakim, Nevridiru'l-Usul adlı eserinde Vehb b.
Münebbih'den gelen bir sened ile zikretmiştir. Sahih olacağını zannetmiyorum.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Şeytan'ın "hannas
(sinsi ve sinici)" olmakla nitelendirilmesi çokça gizlenmesinden ötürüdür.
Yüce Allah'ın: "Artık başka söze gerek yok. Andederim, geri dönüp
gidenlere" (et-Tekvir, 15) buyruğunda da (kullanılan "el-hunnes"
lafzı) aynı kökten gelmektedir ki, kastedilen yıldızlardır. Çünkü onlar
göründükten sonra saklanıp gizlenirler.
Kul, Allah'ı andığı
vakit sindiği yani geri çekildiği için de bu ismin verildiği söylenmiştir.
Haberde şöyle denilmektedir: "Şeytan insanın kalbi üzerinde kurulur. Kul
gaflete düştümü vesvese verir. Allah'ı andı mı siner." Yani geri çekilir
ve vesvese vermekten kaçar.
Katade dedi ki:
"el-Hannas: Sinsi ve sinici" insanın kalbinde köpeğin burnuna benzer
bir burnu bulunan şeytandır. İnsan gafil oldu mu ona vesvese verir. Kul Rabbini
zikretti mi siner ve geri çekilir.
"Onu geri ittim o
da geri çekildi" denilir. "Onu gerilettim" de denilir. Ebu'l-Ala
el-Hadrami'nin -Resulullah (s.a.v.)'a okuduğu- şu beyiti de bu kabildendir:
"Eğer onlar kötülükle fesad çıkartacak olurlarsa lutfet de affeyle! Şayet
konuşma halinde geri kalırlarsa soru da sorma!"
Enes (r.a)'dan rivayet
edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Şeytan Adem
oğlunun kalbi üzerine burnunu koyar. Allah'ı zikredecek olursa siner. Allah'ı
unutursa kalbini ağzına alır ve vesvese vermeye koyulur. "
İbn Abbas dedi ki: Kul,
Allahı andığı vakit şeytan onun kalbinden siner ve çekilip gider. Kul gaflete
düşecek olursa onun kalbini ağzına alır, ona vesveseler verir ve birtakım uzak
emellerle oyalar.
İbrahim et-Teymi dedi
ki: Vesvasın ilk ortaya çıkması abdest halindedir. Ona hannas (sinen ve sinsi)
deniliş sebebinin, kul Allah'ı anmaktan gaflete düştüğü takdirde geri dönmesi
olduğu da söylenmiştir. Çünkü "el-Hanes" geri dönmek demektir. Recez
vezninde şair şöyle demiştir: "Ve bir arkadaş ki hareket ettikçe eder,
Eğer ben ona selam verirsem, onun geri dönüşü daha da artar."
İbn Cübeyr, İbn
Abbas'tan Yüce Allah'ın: "Vesvese veren o sinsi ve sinici olan"
buyruğu hakkında iki açıklama nakletmektedir: Birincisine göre o, vesvese
vermekle hidayetten geri döner. İkincisine göre o, vesvese ile yakınin dışına
çıkar.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN