KEVSER 3 |
إِنَّ
شَانِئَكَ
هُوَ
الْأَبْتَرُ |
3. Şüphesiz ki asıl
soyu kesik olan, sana buğzedenin kendisidir.
Ona buğzeden kişi el-As
b. Vail'dir.
Hem erkek, hem kız
çocukları olup da sonradan erkek çocukları ölüp, kız çocukları kalan kimseye
Araplar "ebter (soyu kesik)" derlerdi. Denildiğine göre As, Peygamber
(s.a.v.) ile ayakta durup onunla konuşmaya koyuldu. Kureyş'in ileri
gelenlerinden bir topluluk ona: Sen kiminle birlikte ayakta durmuştun? diye
sordular. O: Şu ebter olan kişi ile, diye cevab vermişti. Bundan önce ise
Rasülullah (s.a.v.)'ın Hadice'den olma oğlu Abdullah vefat etmişti. Yüce Allah,
As hakkında: "Şüphesiz ki asıl soyu kesik olan sana buğzedenin
kendisidir." buyruğunu indirdi. Dünya ve ahiret hayırlarından yana
anılmayıp, ardı arkası kesilen (odur), demektir.
İkrime'nin rivayetine
göre İbn Abbas şöyle demiştir: Cahiliye dönemi insanları bir kimsenin oğlu öldü
mü: Filan kişi ebter oldu, derlerdi. Peygamber (s.a.v.)'ın oğlu İbrahim vefat
edince, Ebu Cehil arkadaşlarının yanına çıkarak: Muhammed ebter oldu, dedi.
Şanı Yüce Allah da: "Şüphesiz ki asıl soyu kesik olan, sana buğzedenin
kendisidir" buyruğunu indirdi. Bununla da Ebu Cehil'i kastediyordu.
Şemir b. Atiyye dedi ki:
Burada kastedilen kişi Ukbe b. Ebi Muayt'dır. Denildiğine göre; Kureyşliler
erkek çocukları ölen kimseye: Filan kişi ebter oldu, derlerdi. Rasülullah
(s.a.v.)'ın Mekke'de oğlu Kasım, Medine'de de oğlu İbrahim vefat edince,
Muhammed ebter oldu. Artık ondan sonra onun bu işini sürdürecek kimsesi
kalmadı, dediler. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. Bu açıklamayı
es-Süddi ve İbn Zeyd yapmıştır.
Bir diğer açıklamaya
göre bu Kureyşliler Ka'b b. el-Eşref Mekke'ye geldiğinde: Bizler Sikaye,
Sedane, Hicabe ve Liva'yı ellerinde tutan kimseleriz. Sen de Medinelilerin
efendisisin. Şimdi bize söyle! Acaba bu kavmi arasında sunburcuk ve ebtercik
(merhum müfessir biraz sonra bunları açıklayacaktır) mi daha hayırlıdır? Yoksa
bizler mi daha hayırlıyız? demeleri üzerine Kureyş'e cevab olmak üzere nazil
olmuştur.
Ka'b onlara: Hayır, siz
daha hayırlısınız, demişti. Bunun üzerine Ka'b hakkında: "Şu kitabtan
kendilerine biraz pay verilenlere bakmaz mısın? Cibte ve tağuta inanıyorlar ...
" (en-Nisa, 51) buyruğu nazil oldu.
Kureyşliler hakkında da:
"Şüphesiz ki asıl soyu kesik olan sana buğzedenin kendisidir."
buyruğu nazil oldu. Bu açıklamayı yine İbn Abbas ve İkrime yapmışlardır.
Bir diğer görüşe göre
Yüce Allah, Resulüne vahyi bildirip, Kureyş'i iman etmeye davet edince onlar: Muhammed
bizden ebter oldu, yani bize muhalefet etti ve bizimle ilişkilerini kesti,
bizden uzaklaştı, dediler. Yüce Allah Rasülüne asıl ebter olanların kendileri
olduğunu bildirdi. Bu açıklamayı yine İkrime ve Şehr b. Havşeb yapmışlardır.
Dilciler şöyle demişlerdir:
"Ebter" oğlu olmayan erkekler ile kuyruğu olmayan hayvanlar hakkında
kullanılır. Hayırdan izi kesilen herbir iş de ebterdir. "Betr" kesmek
demektir. "O şeyi tamam olmadan önce kestim" demektir. "Kesilmek";
"Keskin kılıç"; "Kuyruğu
kesik" demektir.
İşte bu kökten olmak üzere; "Kuyruğu kesildi, kesilir, kuyruğu
kesilmek" denilir.
Hadis-i şerifte de:
"Bu büteyra da nedir?" denilmiştir. Ziyad da el-Betra diye anılan bir
hutbe irad etmiştir. Çünkü o, bu hutbenin başında Allah'a hamdetmedi, Peygamber
(s.a.v.)'e da salavat getirmedi.
İbnu's-Sikkit dedi ki:
"İki ebter" binek ve köledir. Hayırlarının azlığı dolayısıyla onlara
"iki eb ter" adı verilmiştir. "Allah onu ebter etti"
demektir. "Akrabalık bağlarını ke-
sen adam" denilir.
Şair de şöyle demiştir: "Dişi bir maymunun burnuna çıktığı aşağılık bir
heriftir Yakın akrabalık bağlarına riayet etmeyen o herifin, akrabalık bağını
kesmesinden ötürü."
el-Butriyye, Zeydilere
mensub bir fırkadır. Lakabı Ebter olan el-Muğire b.
Sa'd'a nisbet
edilmişlerdir.
"Sumbur"a
gelince bu da müşterek bir lafızdır. Tek başına kalan ve alt tarafları incelip,
kabukları soyulan hurma ağacı olduğu söylenmiştir. "Hurma ağacının alt
tarafı incelip soyuldu" denilir.
Bunun, oğlu ve kardeşi
olmayan, tek başına kalan adam, anlamında olduğu söylendiği gibi özel olarak
havuzun aktığı yer demek olduğu da söylenmiştir. Bu açıklamayı Ebu Ubeyd
nakletmiş olup şu mısraı zikretmektedir: "Suyun aktığı yer ile döküldüğü
yer arasında .. ,"
Sunbur, aynı zamanda
matarada demir yahut kurşundan olup kendisinden su içilen emzik anlamına da
gelir. Bütün bunları el-Cevheri -Allah'ın rahmeti üzerine olsun- nakletmiştir.
Şanı Yüce Allah, doğruyu
en iyi bilendir.
(Kevser Süresi burada
sona ermektedir. Allah'a hamd olsun),
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN