KUREYŞ 4 |
الَّذِي
أَطْعَمَهُم مِّن
جُوعٍ
وَآمَنَهُم
مِّنْ خَوْفٍ |
4. O ki, kendilerini
açlıktan doyuran ve korkudan kendilerine güvenlik verendir.
"O ki, kendilerini
açlıktan" sonra "doyuran ve korkudan kendilerine güvenlik
verendir."
İbn Abbas dedi ki: Bu
İbrahim (a.s)'ın duası sayesinde olmuştu. O şöyle dua etmişti: "Rabbim,
burayı emin bir belde kıl! Halkından ... iman edenleri mahsullerle
rızıklandır." (el-Bakara, 126)
İbn Zeyd dedi ki:
Araplar birbirlerine baskın ve talan yaparlardı. Biri diğerini esir alırdı.
Harem'in konumu dolayısıyla Kureyşliler bunlardan yana emniyet içindeydi. İbn
Zeyd daha sonra: "Biz onları ... herşeyin mahsullerinin toplandığı güven
dolu bir Harem'de yerleştirmedik mi?" (el-Kasas, 57) ayetini okudu.
Şöyle de açıklanmıştır:
Yaz ve kış yolculuk yapmak, onlara ağır gelmeye başladı. Yüce Allah,
Habeşlilerin kalblerine onlara gemilerde yiyecek götürme isteğini yerleştirdi.
Onlar da oraya yiyecek götürdüler. Kureyşliler onlardan korktu. Kendileriyle
savaşmak üzere geldiklerini zannetti. Gerekli tedbirlerini alarak karşılarına
çıktılar. Kendilerine yiyecek getirdiklerini ve gıdalarla imdatlarına
yetiştiklerini gördüler. Bunun üzerine Mekkeliler, deve ve eşekleriyle Cidde'ye
çıkıyorlar, iki gecelik mesafeden yiyeceklerini alıp geliyorlardı.
Bu
"yedirme"nin şu olduğu da söylenmiştir: Onlar Peygamber (s.a.v.)'ı
yalanlayınca kendilerine beddua ederek şöyle dedi: "Allah'ım bu yılları
sen onların üzerine Yusuf'un kıtlık yılları gibi kıl.'' Bunun üzerine kıtlık
ağır bir şekilde bastırdı. Ey Muhammed! Bizim için Allah'a dua et. Şüphesiz biz
iman edeceğiz dediler. Peygamber dua edince Yemen topraklarından Tebale ve
Cureş denilen yerlerde ekinler bitti. Onlar da Mekke'ye yiyecek getirdiler.
Böylelikle Mekkeliler bolluğa kavuştular.
ed-Dahhak, er-Rabı',
Şerik ve Süfyan şöyle demiştir: "Korkudan" yani cüzam korkusundan
"kendilerine güvenlik verendir." Kendi beldelerinde cüzam onlara
isabet etmez.
el-Ameş dedi ki:
"Korkudan" beraberlerinde Fil bulunan Habeşlilerin korkusundan
"kendilerine güvenlik verendir."
Ali (r.a) da şöyle
demiştir: Hilafetin kendilerinden başkaları arasında bulunmasından yana, içine
düşecekleri korkudan yana kendilerine güvenlik verendir.
Şöyle de açıklanmıştır:
Krallardan güvenlik içerisinde seyahat etmek için gerekli izin ve teminatları
almaları hususunda Allah onlara kafi gelmiştir (yardımcı olmuştur). Doğrusunu
en iyi bilen Allah'tır. Lafız umumidir. (Bütün bu anlamları kapsamına alır).
(Kureyş Süresi burada
sona ermektedir. Allah'a hamd olsun).
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN