ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

ALAK

17

/

18

 

فَلْيَدْعُ نَادِيَه {17}

 سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ {18}

 

17. O halde; çağırıversin meclisini.

18. Biz de Zebanileri çağırıveririz.

 

"O halde çağırıversin meclisini." Meclisinde beraber oturup kalktıklarını ve aşiretini çağırsın da onlar kendisine yardım etsinler.

 

"Biz de Zebanileriçağırıveririz." İbn Abbas ve başkalarından nakledilen açıklamaya göre kaba, haşin ve güçlü ve kuvvetli melekler, demektir. Bunun tekili Zibnidir. Bu açıklamayı el-Kisai yapmıştır. el-Ahfeş tekilinin "Zabin", Ebu Ubeyde "Zibni'yye" olduğunu söylerr)işlerdir. "Zebani" olduğu da söylenmiştir. Bunun; çoğul hakkında kullanılan bir isim olduğu da söylenmiştir. Ebabil ve Ababid gibi.

 

Katade: Bunlar Arapçada "şurat (güvenlik kuvvetleri, kolluk kuvvetleri)" anlamındadır, demiştir. Bu kelime ise defetmek, savunmak anlamında gelen "zebn"den alınmıştır. "Müzabene" alışverişi de buradan gelmektedir.

 

Bu meleklere "Zebaniler" adının veriliş sebebinin, bunların elleriyle iş yaptıkları gibi, ayaklarıyla da iş görmeleri olduğu söylenmiştir. Bu açıklamayı merhum Ebu'I-Leys es-Semerkandi nakletmiş ve şöyle demiştir: Haberde rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) bu sureyi okuyup Yüce Allah'ın: "Şiddetle yakalayıp çekeriz alnından" 06. ayet) buyruğuna varınca, Ebu Cehil şöyle dedi: Ben de senin Rabbine karşı beni korusunlar diye kavmimi çağıracağım.

 

Bunun üzerine Yüce Allah: "O halde çağırıversin meclisini, Biz de Zebanileri çağırıveririz." diye buyurdu. Zebanilerden sözedildiğini duyunca dehşetle geri döndü. Kendisine: Ondan korktun mu? denilince, hayır dedi. Fakat ben onun yanında Zebanilerle beni tehdit eden bir süvari gördüm. Zebanilerin ne olduğunu da bilemiyorum Bu atlı benim üzerime doğru geldi, beni yiyeceğinden korktum.

 

Haberde belirtildiğine göre; Zebanilerin başları semada, ayakları yerdedir. Onlar kafirleri cehenneme itekleyeceklerdir. Yaratılış itibariyle meleklerin en iri yarıları, yakalamaları en çetin olanları oldukları da söylenmiştir. Araplar bu ismi "şiddetle alıp yakalayan kimseler" hakkında kullanırlar. Şair şöyle demiştir: "Sıkıntılı zamanlarda çokça yemek yedirirler, savaşta çokça darbeler indirirler Şiddetle yakalarlar onlar, boyunları kalındır, akılları yoktur başlarında."

 

İkrime'nin, rivayetine göre: "Biz de Zebanileri çağırıveririz" buyruğu hakkında; İbn Abbas şöyle demiştir: Ebu Cehil dedi ki: Andolsun eğer Muhammed'i namaz kılarken görecek olursam, onun boynunu çiğneyeceğim Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): "Eğer böyle bir şey yapsa, hiç şüphesiz melekler herkesin gözü önünde onu yakalayacaktır" diye buyurdu. Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen, sahih, garib bir hadistir. 

 

İkrime, İbn Abbas'tan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Peygamber (s.a.v.) Makam(-ı İbrahim)'in yanında namaz kılarken yanından Ebu Cehil geçti. Ey Muhammed! Ben sana bu işi yasaklamamış mıydım? dedi, Rasülullah (s.a.v.) da ona sert bir şekilde cevab verdi. Bu sefer Ebu Cehil: Sen beni ne ile tehdit ediyorsun, ey Muhammed? dedi. Allah'a yemin ederim ki ben, bu vadide, oturup kalktığı meclisinde adamları en çok olan bir kimseyim. Bunun üzerine Yüce Allah: "O halde çağırıversin meclisini, Biz de Zebanileri çağırıveririz" buyruğunu indirdi.

 

İbn Abbas dedi ki: Allah'a yemin olsun eğer meclisini çağırmış olsaydı, derhal azab Zebanileri onu yakalayıvereceklerdi. Bu anlamda hadisi Tirmizi rivayet etmiş olup hasen, garib, sahih bir hadistir demiştir. 

 

Meclis (nadi) Arapçada: Kavmin biraraya gelip, toplandığı yerdir. Buyrukta kastedilen ise mecliste oturup kalkan kimselerdir. Cerir'in şu mısraında olduğu gibi: "Sağ ve soldan sarkan bıyıkları kızıla çalan bir meclisleri (meclislerindeki adamları) var."

Züheyr de şöyle demiştir: "Ve onların arasında yüzleri güzel kimselerin durdukları yerler (meclisler) vardır."

 

Bir başka şair de şöyle demiştir: "Ve senden sonra meclis ey Kuleyb, öylece kaldı"

 

Bir kimse ile oturup kalkma halini anlatmak üzere; "Ben o adamla oturup kalktım, kalkarım" denilir. Züheyr de şöyle demiştir: "Evin komşusu ile kendisiyle (aynı mecliste) oturulup kalkılan kişinin Kabilenin önünde yaptıkları, akit aynı seviyededir."

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Alak 19

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR