DUHA 4 / 5 |
وَلَلْآخِرَةُ
خَيْرٌ
لَّكَ مِنَ
الْأُولَى {4} وَلَسَوْفَ
يُعْطِيكَ
رَبُّكَ فَتَرْضَى
{5} |
4.
Andolsun ki, ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.
5.
Elbette, Rabbin sana verecek, sen de hoşnut olacaksın.
Seleme, İbn İshak'dan
şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Andolsun ki, ahiret senin için dünyadan
daha hayırlıdır." Yani ey Muhammed! Senin Bana dönüşün esnasında sana ait
olan nezdimde bulunanlar, senin için dünyada acilen verdiğim şeref, lütuf ve
ihsanlardan daha hayırlıdır.
İbn Abbas dedi ki:
Peygamber (s.a.v.)'a Yüce Allah'ın kendisinden sonra ümmetine nasib edeceği
fetihleri gösterildi. Bundan dolayı da sevindi. Bunun üzerine Cebrail Yüce
Allah'ın: "Andolsun ki, ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.
Elbette Rabbin sana verecek, sen de hoşnut olacaksın" buyruklarını indirdi.
İbn İshak dedi ki: Dünyada zafer, ahirette de sevab ve mükafat(ı olacaktır).
Havz ve şefaatın
kastedildiği de söylenmiştir. İbn Abbas'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Toprağı misk olan beyaz inciden bin köşkdür. el-Evzai bunu merfü' bir hadis
olarak rivayetle şöyle demiştir: Bana İsmail b. Ubeydullah anlattı. O Ali b.
Abdullah b. Abbas'tan, o babasından rivayetle dedi ki: Peygamber (s.a.v.)'a
ümmetinin fethedeceği yerler gösterildi. O buna çok sevindi. Bunun üzerine Yüce
Allah: "Andolsun kuşluk vaktine ... elbette Rabbin sana verecek, sen de
hoşnut olacaksın'' buyruklarını indirdi. Şanı Yüce Allah ona cennette toprağı
misk olan bin köşk ihsan etti. Herbir köşkte de ona yaraşacak kadar eşler ve
hizmetçiler vardır.
Yine ondan şöyle dediği
rivayet edilmiştir: Muhammed, ehl-i beytinden cehenneme hiçbir kimsenin
girmemesine razı ve hoşnut olacaktır. es-Süddi de böyle demiştir.
Bunun bütün müminler
hakkındaki şefaati olduğu da söylenmiştir. Ali (r.a)'dan dedi ki: Rasülullah
(s.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah ümmetim hakkında beni şefaatçi kılacak. Ta
ki şanı Yüce Allah bana: Ey Muhammed razı oldun mu? diyecek, ben de: Evet
Rabbim razı oldum, diyeceğim.''
Müslim'in Sahih'inde
Abdullah b. Amr b. el-As'dan rivayete göre Peygamber (s.a.v.) Yüce Allah'ın
İbrahim (a.s) hakkındaki: "Artık kim bana uyarsa işte o bendendir. Kim de
bana isyan ederse". gerçekten Sen günahları bağışlayansın, çok
merhametlisin." (İbrahim, 36) buyruğudur. İsa (a .s)'ın da: "Eğer
onları azablandırırsan şüphe yok ki onlar Senin kullarındır." (elMaide,
118) diye söyleyeceği belirtilen sözlerini okudu, ellerini kaldırıp:
"Allah'ım ümmetim,
ümmetim" dedi ve ağladı. Yüce Allah Cebrail'e: "Muhammed'e git
-Rabbin daha iyi bildiği halde- ona niçin ağlıyorsun? diye sor." diye
buyurdu. Cebrail, Peygamber (s.a.v.)'e gelerek ona sordu. O da ona durumu haber
verdi. Bunun üzerine Yüce Allah Cebrail'e: "Muhammed'e git. Ona şöyle de
diye buyurdu: Allah sana diyor ki: ümmetin hakkında hiç şüphesiz Biz, seni razı
edeceğiz ve senin hoşuna gitmeyecek bir şey göstermeyeceğiz."
Ali (r.a) Iraklılara
şöyle demişti: Sizler Yüce Allah'ın, kitabında en ümit verici ayet-i kerimenin:
"De ki: 'Ey nefisleri aleyhine ileri giden kullarımı Allah'ın rahmetinden
ümit kesmeyin." (ez-Zümer, 59) ayeti olduğunu söylüyorsunuz (öyle mi')
Onlar: Evet, biz böyle diyoruz, dediler. Ali (r.a) şöyle dedi: Fakat bizler
yani ehl-i beyt şöyle diyoruz: Allah'ın kitabındaki en ümit verici ayet Yüce
Allah'ın: "Elbette Rabbin sana verecek, sen de hoşnut olacaksın"
ayetidir.
Hadiste şöyle
denilmektedir: Bu ayet nazil olunca Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "O
halde Allah'a yemin ederim ki, ümmetimden tek bir fert dahi cehennemde kaldığı
sürece ben de razı olmayacağım."
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN