ŞEMS 3 |
وَالنَّهَارِ
إِذَا
جَلَّاهَا |
3. Ona parlaklık
verdiği zaman gündüze;
Onu açığa çıkardığı
zaman demektir. Kimileri -her ne kadar karanlıktan sözedilmediyse de- karanlığı
aydınlattığı zaman, diye açıklamıştır. Nitekim "bizim sabahımız
soğuktur" demek isterken, sadece "soğuk bir sabah oldu" demek
istemek de böyledir. el-Ferra, el-Kelbi ve diğerlerinin görüşü budur. Bazıları
da; "ona parlaklık verdiği" lafzındaki zamir, güneşe aittir,
demiştir. Yani gündüzün ışığı ile güneşin cismi açığa çıkar, görülür. Kays b.
el-Hatim'in, şu beyitinde de bu anlamda kullanılmıştır: "Bulut altındaki
bir güneş gibi göründü bize Onun bir kaşı (kenan) göründü ve diğer kaşı(m) ise
cimrilik ed(ip gösterme)di."
Yer üzerinde bulunan
canlılar, görünecek şekilde açığa çıktı, diye de açıklanmıştır. Çünkü bu
canlılar geceleyin gizlenip saklanır, gündüzün etrafa yayılırlar. Dünyaya
parlaklık vererek açığa çıkardığı zaman, diye de açıklanmıştır. -Her ne kadar
kendisinden sözedilmemiş ise de- yeryüzünü aydınlatıp, açığa çıkardı, diye de
açıklanmıştır. Bunun bir benzeri de -az önce geçtiği üzere- Yüce Allah'ın:
"Nihayet o perdenin arkasına girince" (Sad, 32) buyruğudur.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN