FECR 9 |
وَثَمُودَ
الَّذِينَ
جَابُوا
الصَّخْرَ بِالْوَادِ |
9. Ve vadide kayaları
oyan Semud'a?
Semud, Salih'in
kavmidir. "Oyan" kesen demektir. "Filan kişi ülkeleri
kateder" tabiri de buradan gelmektedir. Gömleğin ceybi'ne (yaka kısmına)
"ceyb" deniliş sebebi, kesilmesinden ötürüdür. Mekke'de
İbnu'z-Zübeyr'in yanına misafir olup da İbnu'z-Zübeyr'in kendisine Kufe'de
altmış vesk almak üzere mektup yazdığı şair şöyle demiştir:
"Develerim övgü ile
yoluna koyuldu, Zübeyr ailesine; kimseyi onlara denk tutmaksızın. Heybesinde
altmış vesk ile gitti. Halbuki asgari miktarda olsun, yetecek kadar olsun, yük
de taşımadı. Ben daha önceden görmedim böyle develer, Hem yetmiş vesk yük
taşımış, hem de onlarla hiçbir ülkeyi katetmemiş."
Görüldüğü gibi burada bu
lafız "kesmek, katetmek" anlamındadır. Müfessirler dedi ki: Dağları,
surları, mermerleri ilk yontan kişi Semud'dur.
Bunlar hepsi taştan
olmak üzere binyediyüz şehir inşa etmişlerdir. Yaptıkları ev ve konakların
sayısı ise iki milyon yediyüzbindir. Hepsi de taştandır. Yüce Allah da şöyle
buyurmuştur: "Onlar, güven içinde dağlardan evler yontup oyarlardı."
(el-Hicr, 82) Oldukça güçlü oldukları için kayaları çıkartıyorlar, dağları
oyuyorlar ve bunlardan kendilerine ev yapıyorlardı.
"Vadide"
Vadi'l-Kura'da demektir. Bu açıklamayı Muhammed b. İshak yapmıştır.
Ebu'l-Eşheb'in, Ebu Nadra'dan rivayetine göre o şöyle demiştir: Resulullah
(s.a.v.) Tebuk gazvesinde kahverengi bir at üzerinde Semud vadisinden geçti.
"Buradan çabuk geçiniz. Çünkü sizler lanetlenmiş bir vadidesiniz."
diye buyurdu.
Denildiğine göre, vadi
iki dağ arasındaki yere denilir. Onlar bu dağlarda evler, meskenler ve havuzlar
oyarlardı. Dağların yahut tepelerin arasında bulunup da sellerin aktığı ve
geçit teşkil eden herbir yere "vadi" denilir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN