ĞAŞİYE 4 |
تَصْلَى
نَاراً
حَامِيَةً |
4. Kızgın bir ateşe
gireceklerdir.
Yani, o ateşin kavurucu
sıcağı onlara isabet edecektir.
"Kızgın";
alabildiğine sıcak, demektir. Bu ateş alevlendirilmiş ve uzun bir süre
kızdırılmış bir ateştir. "Gün ısındı" ifadesi ile; "Tandır
ısındı" tabirleri de buradan gelmektedir. Bu iki kullanım için mastar;
(...) diye gelir ki "harareti, sıcağı ileri dereceye vardı" anlamını
ifade eder. el-Kisai'nin naklettiğine göre; "Güneşin harareti arttı"
şeklindeki kullanım ile; "Onun harareti ... " kullanımları aynı
anlamdadır.
Ebu Amr, Ebu Bekr ve
Yakub; "Gireceklerdir" anlamındaki buyruğunu;
"Girdirileceklerdir" diye "te" harfini ötreli okumuşlardır.
Diğerleri ise üstün okumuşlardır. Şeddeli olarak; "Girdirilecektir"
diye de okunmuştur. Buna dair açıklamalar daha önceden: "Gök çatladığı
zaman" (el-İnşikak, 1) Süresi açıklanırken (12. ayetin tefsirinde) geçmiş
bulunmaktadır.
el-Maverdi dedi ki:
Ateş, zaten hep kızgın ve sıcak olur. Kızgın ve sıcaklık da onun en asgari hali
olmakla birlikte, o ateşi kızgınlık ve sıcaklıkla nitelendirmenin manası nedir?
Böyle eksik bir mana ifade eden bu sıfat ile, bunu mübalağalı ifade etmek
istemek nasıl açıklanabilir? diye sorulursa, şu cevabı veririz: Evvela burada
"kızgın"dan ne kastedildiği hususunda dört farklı görüş vardır:
1. Bundan kasıt, onun
sürekli kızgın olacağıdır. O, sönmesi ile birlikte kızgınlığı sona eren dünya
ateşi gibi olmayacaktır.
2.
"Kızgın"lıktan kastedilen, onun yasakların işlenip, haramların
çiğnenmesine karşı bir yasak bölge (hima) oluşudur. Nitekim Peygamber (s.a.v.)
şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz herbir hükümdarın bir yasak bölgesi vardır ve
şüphesiz Allah'ın yasak bölgesi O'nun haramlarıdır. Yasak bölge etrafında
dolaşan bir kimsenin o bölgeye düşme ihtimali uzak değildir.''
3. Bu ateş, el değme
kudretine karşı yahut ona temas edilmesine karşı kendisini -arslanın kendi
inini himaye ettiği gibi- himaye eder. en-Nabiğa'nın şu beyiti de bu türdendir:
"Kurtlar, köpeği olmayanın üzerine hücum eder; Fakat arslan kesilen ve kendisini
koruyanın savletinden de korunmaya çalışırlar."
4. Bu, kızgınlık ve
öfkenin verdiği hararetten kızgın olduğu anlamındadır ki; bu da intikam'ın
ileri derecesini anlatmak için kullanılan bir mübalağa ifadesidir. Yoksa burada
maksat, muayyen olarak bir cismin hararetini kastetmiş değildir. Nitekim bir
kimse intikam almak istediği vakit kızıp öfkelendiği zaman: "Filan kişi
kızdı" denilir. Yüce Allah bu anlamı: "Öfkesinden neredeyse
çatlayacak gibi olur" (el-Mülk, 8) buyruğunda dile getirmektedir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN