ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

TARIK

17

 

فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْداً

 

17. Bu nedenle o kafirlere mühlet ver, onlara azıcık mühlet ver!

 

"Bu nedenle, o kafirlere mühlet ver, onlara azıcık mühlet ver!" Yani onları ertele. Allah'tan onların çabucak helak edilmelerini isteme ve onların işleri hakkındaki tedbirine razı ol. Daha sonra Yüce Allah'ın: "Kılıç ayeti" diye bilinen; "Artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün" (et-Tevbe, 5) ayeti ile nesh oldu.

 

"Onlara ... mühlet ver" lafzı bir tekid dir. (Ayet-i kerimedeki şekilleriyle): (...) ile (...) aynı anlamdadır. Tıpkı: (...) ile (...) şekillerinin "indir" anlamında olduğu gibi. "Ona mühlet verdi" demektir. (...) de aynı anlamdadır, mastarı (...) diye; ismi de: "mühlet"dir. "Mühlet istemek, süre tanımak" demektir. "İşinde ağır davrandı" anlamındadır. "Ayağa kalktı, dikildi" anlamındadır. Yine; "Durgunluk ve hareketsizlik" demektir. "Yavaş ol, yumuşak ol" demektir.

 

"Azıcık"; İbn Abbas'tan rivayete göre; yakın bir zamana kadar, demektir.

 

Katade "biraz" diye açıklamıştır. İfade; Onlara az bir mühlet ver, takdirindedir. Arapçada; (...) lafzı (...)'in küçültme ismidir. Ebu Ubeyd bunu böyle açıklamış ve şu mısraı zikretmiştir; "Sanki o ağır ağır yürüyen bir sarhoş (ya da; uyku sersemi) gibidir."

 

"Yavaş ve ağır" demektir. "Mühlet ver, süre ver" anlamındadır. Sondaki "kef" eğer: "Yap" emir anlamını veriyor ise gelir, başka anlamlarda getirilmez. "Dal" harfinin harekelenmesi ise iki sakinin arka arkaya gelmesinden öturüdür. Bundan dolayı mastarlar gibi nasbedilmiştir. Bu ise emir anlamında küçültme lafzıdır. Zira bu küçültme; (...)'den yapılan terhimden bir küçültmedir ve bu; (...)'in mastarıdır. Bunun dört şekli sözkonusudur. Fiil isim, sıfat, hal ve mastar. İsim: "Amr'a süre tanı" kabilindendir. Sıfat hali: "Yavaşça yol aldılar" gibi ifadelerde kullanılır. (...): O adamlar yavaş olarak yürüdüler" kabilindeki ifadeler de haldir. Çünkü bu lafız, marife ile bitişik geldiğinden o marife ismin hali olmuştur. Mastar olarak kullanımı da: (...) şeklinde izafetli kullanımdır. Yüce Allah'ın: "Boyunlarını vurun" (Muhammed, 4) buyruğunda olduğu gibi. Bütün bu açıklamaları el-Cevheri yapmıştır.

 

Ayet-i kerimedeki şekil ise bunlardan bir mastara sıfat olması şeklidir ki; "Onlara az bir mühlet (ver)" demek olur. Bununla birlikte hal olması da mümkündür. Azaplarının çabuk gelmesini istemeksizin onlara mühlet ver, süre tanı, demek olur.

 

Tarık Süresi'nin tefsiri burada sona ermektedir. Allah'a hamd olsun.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

87-A’LA سورة الأعلى

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR