ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

BURUC

20

/

22

 

وَاللَّهُ مِن وَرَائِهِم مُّحِيطٌ {20} بَلْ هُوَ قُرْآنٌ مَّجِيدٌ {21}

 فِي لَوْحٍ مَّحْفُوظٍ {22}

 

20. Halbuki Allah, onları arkalarından kuşatandır.

21. Daha doğrusu o, çok şerefli bir Kur'andır.

22. Levh-i Mahfuzdadır.

 

"Halbuki Allah, onları arkalarından kuşatandır." Yani Firavun'un başına indirdiği belaların benzerini bunların başına indirmeye kadirdir. Etrafı kuşatılan kimse tıpkı muhasara altına alınmış bir kimse gibidir. Allah, onları çok iyi bilendir. O bakımdan Allah, onları cezalandıracaktır, demek olduğu da söylenmiştir.

 

"Daha doğrusu o, çok şerefli bir Kur'an'dır." Şerefi, cömertliği, bereketi sonsuzdur. O insanların ihtiyaç duydukları din ve dünya ahkamına dair bir açıklamadır. Müşriklerin iddia ettikleri gibi değildir.

 

"Mecid: Çok şerefli" yaratılmamış anlamındadır, diye de açıklanmıştır. "Levh-i Mahfuzdadır." Yani, Yüce Allah tarafından şeytanların kendisine ulaşmasından yana koruma altında bulunan bir Levh'de yazılıdır. Bunun ümmü'I-Kitab olduğu da söylenmiştir. Kur'an-ı Kerim ve sair kitablar ondan intinsah edilmiştir.

 

ed-Dahhak, İbn Abbas'tan şöyle dediğini rivayet etmektedir: Levh, kırmızı bir yakuttandır. üst tarafı Arş'a bağlanmıştır, alt tarafı ise Matiryun diye anılan bir meleğin kucağındadır. Onun yazısı da nurdur, kalemi de nurdur. Yüce Allah, her gün ona üçyüz altmış defa bakar. Mutlaka bunların herbirisinde dilediğini yapar. Düşük durumda olanı yükseltir, yüksek durumda olanı alçaltır. Fakir bir kimseyi zengin kılar, zengini fakir kılar. Öldürür, diriltir, dilediği herşeyi yapar. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur.

 

Enes b. Malik ve Mücahid dedi ki: Yüce Allah'ın sözkonusu ettiği Levh-i Mahfuz İsrafil'in alnındadır.

 

Mukatil dedi ki: Levh-i Mahfuz Arşın sağ tarafındadır.

 

Yaratıkların, yaratılmışların çeşitlerinin durumlarının açıklamasının bulunduğu, ecellerinin, rızıklarının ve amellerinin sözkonusu edildiği, haklarında uygulanacak olan hüküm ve kazalar, işlerinin akıbetlerinin belirtildiği Levh-i mahfuz ile Ummu'I-Kitab aynı şeylerdir.

 

İbn Abbas dedi ki: Yüce Allah'ın Levh-i mahfuz'a yazdığı ilk şey şudur:

"Şüphesiz ki Ben Allah'ım, Benden başka hiçbir ilah yoktur. Muhammed Benim Resülümdür. Her kim Benim kazama teslimiyet gösterir, belalarıma sabreder, nimetlerime şükredecek olursa, Ben onu sıddik olarak yazarım, sıddiyklarla birlikte onu diriltirim. Kim kazama teslimiyet göstermez, belama karşı sabretmez, nimetlerime şükretmezse Benden başka bir ilah edinsin."

 

el-Hacca c, Muhammed b. el-Hanefiyye (r.a)'a bir mektub yazarak onu tehdit etmişti. Muhammed İbnu'l-Hanefiyye ona şunları yazdı: "Bana ulaştığına göre Yüce Allah'ın her gün Levh-i mahfuza üçyüzaltmış defa nazar eder. Kimisini aziz, kimisini zelil eder. Kimisini belaya maruz bırakır, kimisini sevindirir, dilediği herşeyi yapar. Belki bu nazarlarından birisi seni bizzat kendinle meşgul eder, sen onunla uğraşır ve (bana zarar verecek) vakit bulamazsın."

 

Müfessirlerden kimisi şöyle demiştir: Levh, meleklere parıldayan ve onların da kendisini okudukları bir şeydir.

 

İbnu's-Semeyka' ve Ebu Hayve: ''Mecid (çok şerefli) olanın Kur'an'ı" diye izafet olarak okumuşlardır ki, Mecid (çok şerefli) bir Rabbin Kur'an'ı demek olur.

 

"Levh-i mahfuzdadır" anlamındaki buyruğu da Nafi: "Bir levhtedir, korunmuştur" şeklinde, Kur'an'ın sıfatı olmak üzere merfu okumuştur. Yani daha doğrusu o çok şerefli ve bir levhte korunmuş Kur'an'dır, anlamındadır. Diğerleri ise (mahfuz lafzını) cer ile "levh"in sıfatı diye okumuşlardır.

 

"Levh" lafzının "lam" harfinin fethalı okunacağında kıraat alimlerinin ittifakı vardır. Bundan tek istisna Yahya b. Ya'mer'den gelen rivayettir. O "lam" harfini ötreli olarak (...) diye okumuştur ki, "o parıldar" demek olur. O, nurlu, Yüce ve şereflidir.

 

 

ez-Zemahşeri dedi ki: ''Hava" demektir. Yani "luh" içinde Levh'in bulunduğu yedinci semanın üstündedir. es-Sıhah'ta da şöyle denilmektedir: ''O şey göründü, görünür" demektir. "Yolculuk onu değiştirdi"; ''Susadı, susamak" demektir, (...) da aynı onun gibidir. ''Kürek kemiği ve enli olan herbir kemik" demektir. "üzerinde yazı yazılan (tahta)"dır. Ötreli olarak; "Sema ile arz arasındaki hava (boşluğu)" demektir.

Yüce Allah'a hamdolsun.

 

BURüC SüRESİ' NİN VE ONSEKİzİNCİ CİLDİN SONU

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

86-TARIK سورة الطارق

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR