BURUC 2 / 3 |
وَالْيَوْمِ
الْمَوْعُودِ
{2} وَشَاهِدٍ
وَمَشْهُودٍ {3} |
2. Vaad
olunmuş o güne;
3.
Şahidlik edene ve edilene.
"Vaad olunmuş o
güne" kendisi ile tehditte bulunulmuş o güne, demektir. Bu da bir başka
yemindir. Bugünün kıyamet günü olduğu hususunda, tevil bilginleri arasında
görüş ayrılığı yoktur.
İbn Abbas dedi ki:
Semadakilerle yerdekilerin bugünde toplanıp, bir araya getirileceği vaad
olunmuştur.
"Şahidlik edene ve
edilene" hakkında farklı görüşler vardır. Ali, İbn Abbas, İbn Ömer ve Ebu
Hureyre (r.anhum) şöyle demişlerdir: şahitlik eden cuma günü, şahit olunan
Arafe günüdür. el-Hasen'in görüşü de budur. Ayrıca bunu Ebu Hureyre
(Peygambere) merfu' bir hadis olarak rivayet etmiş olup, şöyle demiştir:
Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Vaadolunan gün kıyamet günüdür, şahid
olunan gün de Arafe günüdür. şahidlik eden de cuma günüdür ... " Bu hadisi
Ebu İsa et-Tirmizi Cami'inde (Sünen'inde) rivayet etmiş olup şöyle demiştir: Bu
hasen, garib bir hadistir. Biz bunu ancak Musa b. Ubeyde yoluyla gelen bir
hadis olarak biliyoruz. Musa b. Ubeyde ise hadiste zayıf kabul edilir. Yahya b.
Said ve başkaları onu zayıf kabul etmişlerdir. Bununla birlikte Şu'be, Süfyan
es-Sevri ve imamlardan birden çok kimse ondan hadis rivayet etmiştİr.
el-Kuşeyri dedi ki: Cuma
günü amelde bulunan herkese, kendisinde ne ameller işlediğine dair şahitlik
eder.
Derim ki: Diğer günler
ve geceler de böyledir. O halde her gün bir şahittir, her gece de böyledir.
Bunun delili, Hafız Ebu Nuaym'ın, Muaviye b, Kurre'den, onun Ma'kil b,
Yesar'dan, onun Peygamber (s.a.v.)'dan, diye rivayet ettiği şu hadis-i
şeriftir: "Kulun üzerinden geçip de kendisinde: Ey Adem oğlu, ben yeni bir
yaratıkım ve ben yapacağın ameller hususunda sana tanıklık edeceğim. O bakımdan
bende hayırlı ameller işle ki, yarın bu hususta senin lehine şahitlik edeyim,
Çünkü ben geçip gidecek olursam ebediyyen beni göremeyeceksin, diye seslenilmeyen
bir gün yoktur. Gece de bunun benzerini söyler. '' Bu, Muaviye yoluyla gelen
garib bir hadistir. Zeyd el-Ammı bu hadisi ondan münferid olarak rivayet
etmiştir. Bu hadisin bu isnad dışında Peygamber (s.a.v.)'e kadar merfu olarak
ulaştığı bir başka senedini bilmiyorum,
el-Kuşeyri'nin, İbn Ömer
ve İbn ez-Zübeyr'den naklettiğine göre, şahitlik eden, kurban bayramının
birinci günüdür, Said b, el-Müseyyeb dedi ki: şahitlik eden terviye
(zülhiccenin 8) dir. şahit olunan ise Arafe günüdür.
İsrail. Ebu İshak'dan o
el-Haris'den, o Ali (r.a)'dan şöyle dediğini rivayet eder: şahitlik eden, Arafe
günü, şahit olunan, kurban bayramı birinci günüdür. en-Nehai de böyle demiştir.
Yine Ali (r.a)'dan,
şahit olunan Arafe günüdür. dediği nakledilmiştir. İbn Abbas ve el-Hüseyn b,
Alİ (r.a.) dedi ki: Şahit olunan kıyamet günüdür. Çünkü Yüce Allah: "O
kendisinde bütün insanların toplanacakları bir gündür. O şahit olunacak bir
gündür." (Hüd, 105) diye buyurmaktadır.
Derim ki: İşte buna
binaen ilim adamlarının "şahitlik eden" hakkındaki görüşleri farklı
farklıdır.
Şahitlik edenin Yüce
Allah, olduğu söylenmiştir. Bu görüş İbn Abbas, el-Hasen ve Said b. Cübeyr'den
nakledilmiştir. Bunun delili: "Şahit olarak Allah yeter." (en-Nisa,
79) buyruğu ile; "De ki: Kimin şahitliği en büyüktür? Deki: Benim ve sizin
aranızda Allah şahittir." kl-En'am, 19) buyruklarıdır.
Muhammed (s.a.v.) olduğu
da söylenmiştir. Bu görüş, yine İbn Abbas'tan ve el-Hüseyn b. Ali'den rivayet
edilmiştir. İbn Abbas Yüce Allah'ın: "Her ümmetten birer şahit getirip,
bunlara karşı da seni şahit getireceğimiz zaman halleri nice olur?"
(en-Nisa, 41) buyruğunu, el-Hüseyn de: "Ey Peygamber, şüphe yok ki, Biz
seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı olarak gönderdik." (el-Ahzab,
45) buyruğunu okumuştur.
Derim ki: Ben de Yüce
Allah'ın: "Bu peygamber de size karşı şahit olsun diye." (Bakara,
143) buyruğunu okuyorum.
Peygamberlerin
ümmetlerine karşı şahitlik edecekleri de söylenmiştir. Çünkü Yüce Allah:
"Her ümmetten birer şahit getirip, .. zaman halleri nice olur?"
(en-Nisa, 41) diye buyurmaktadır.
Şahidin Adem olduğu
söylendiği gibi, Meryem oğlu İsa olduğu da söylenmiştir. Çünkü Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: "Ben, aralarında bulunduğum müddetçe üzerlerinde bir şahit
idim." (el-Maide, 117) Hakkında şahit olunan ise onun ümmeti olacaktır.
Yine İbn Abbas ve
Muhammed b, Ka'b'dan rivayet edildiğine göre şahit; insandır. Delili de Yüce
Allah'ın: "Bugün kendine karşı iyi hesablayıcı olarak kendin
yetersin" (el-İsra, 14) buyruğudur.
Mukatil. (şahit) insanın
azalarıdır, demiştir. Bunu açıklayan buyruk da: "O gün onların dilleri,
elleri ve ayakları yaptıkları her şeyi söyleyerek aleyhlerine şehadet
edeceklerdir" (en-Nur, 24) buyruğudur.
el-Hüseyn b. el-Fadl
dedi ki: şahitlik eden bu ümmettir. Şahit olunan diğer ümmetlerdir. Bunu
açıklayan da: "Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık, Bütün insanlara karşı
şahitler olasınız" (el-Bakara, 143) buyruğudur.
Şahitlik edenin Hafaza
melekleri. hakkında şahitlik edilecek olanın Adem oğulları olduğu söylendiği
gibi, geceler ve gündüzler olduğu da söylenmiştir ki, bunu da az önce açıklamış
bulunuyoruz.
Derim ki: Mal da
sahibinin aleyhine, yer de üzerinde işlenen amellere dair şahitlik edecektir.
Müslim'in Sahih'inde Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu kaydedilmektedir:
"Şüphesiz bu mal yeşil ve tatlıdır. O maldan yoksula, yetime ve yolcuya
veren kimse için o (mal), müslümanın ne güzel arkadaşıdır. -Ya da Resulullah
(s.a.v.)'in buyurduğu gibi-, şüphesiz ki o malı hak olmayan bir şekilde alan
bir kimsenin durumu, yeyip de bir türlü doymayan bir kimsenin haline benzer.
Kıyamet gününde de onun aleyhine şahit olur."
Tirmizi'de Ebu
Hureyre'den şöyle dediği rivayet edilmektedir: Resulullah (s.a.v.): "O gün
yer bütün haberlerini anlatacaktır" (Zilzal, 4) ayetini okudu ve:
"Haberlerinin ne olduğunu biliyor musunuz'" diye sordu, Ashab: Allah
ve Rasülü daha iyi bilir dediler, Peygamber şöyle buyurdu: "Onun
haberleri, erkek ya da kadın herbir kul hakkında, üzerinde neler işlediğine
dair haber vermesidir. Filan gün şunu, şunu ve şunu işledi, diyecektir.
(Peygamber devamla) buyurdu ki: İşte onun haberleri budur," (Tirmizi) dedi
ki: Bu hasen, garib, sahih bir hadistir,
Bir diğer görüşe göre,
şahit yaratıklardır. Onlar Allah'ın vahdaniyetine şahitlik etmişlerdir.
Hakkında şahitlik olunan ise Yüce Allah'ın tevhidi, vahdaniyetidir.
Şahit olunanın cuma günü
olduğu da söylenmiştir. Nitekim Ebu'd-Derda yaptığı bir rivayette Rasülullah
(s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu zikretmektedir: "Cuma gününde bana çokça
salat (ve selam) getiriniz, Çünkü o gün meleklerin tanık olacağı, tanık olunan
bir gündür" deyip, hadisin geri kalan bölümünü zikretmektedir, Bu hadisi
İbn Mace ve başkaları rivayet etmiştir.
Buna göre Arafe günü
meleklerin onda şahitlik etmeleri ve bugünde rahmetle inmeleri sebebiyle tanık
olunan bir gündür. -inşaallah- Kurban bayramının birinci günü de böyledir.
Ehu Bekr el-Attar dedi
ki: Şahitlik eden, Hacer-i Esved'dir. O samimiyet, ihlas ve yakin ile kendisine
elini değdirenin lehine şahitlik edecektir, Şahit olunanlar ise hacılardır.
Şahitlik edenin
peygamberler, hakkında şahitlik edilenin Muhammed (s.a.v.) olduğu da
söylenmiştir. Buna Yüce Allah'ın: "Hani Allah, peygamberlerden; size
verdiğim kitab ve hikmetten sonra size beraberinizdekini doğrulayıcı bir
peygamber gelince .. öyleyse şahit olun ben de sizinle beraber şahitlik
edenlerdenim, diye buyurmuştur" (Al-i imran, 81) buyruğu açıklık
getirmektedir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN