KALEM 44 / 45 |
فَذَرْنِي
وَمَن
يُكَذِّبُ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
سَنَسْتَدْرِجُهُم
مِّنْ
حَيْثُ لَا
يَعْلَمُونَ
{44} وَأُمْلِي
لَهُمْ
إِنَّ
كَيْدِي مَتِينٌ
{45} |
44.
Artık Beni bu sözü yalanlayanlarla başbaşa bırak! Biz onları bilmeyecekleri bir
yerden derece derece azaba yaklaştıracağız.
45. Ben
onlara mühlet veriyorum. Muhakkak Benim onlara karşı tedbirim sapasağlamdır.
"Artık beni bu
sözü" es-Süddi'ye göre Kur'an'ı, kıyamet günü de denilmiştir
"yalanlayanlarla başbaşa bırak!" Beni onlarla başbaşa bırak!
"Yalanlayanlarla" lafzında ki: " ... larla" mef'ulün meah
yahutta; "beni ... bırak" fiilindeki mütekellim zamire atfedilmiştir.
Bu buyruk Peygamber
(s.a.v.)'e bir tesellidir. Yani onları cezalandıracak olan Benim, onlardan Ben
intikam alacağım. Daha sonra şöyle buyurmaktadır:
"Biz onları
bilmeyecekleri bir yerden derece derece azaba yaklaştıracağız." Bu; onları
kendileri bilmeksizin, gafilken azab ile yakalayacağız, demektir. Bu sebeple
Bedir gününde azaba uğradılar.
Süfyan es-Sevri dedi ki:
Onlara dört bir yandan nimetlerimizi verecek ve şükretmeyi unutturacağız.
el-Hasen dedi ki: Kendisine ihsan edilmek suretiyle derece derece azaba
yaklaştırılan nice kimseler, kendisine övgülerle fitneye maruz kalan nice
kimseler, günahları örtülmek suretiyle aldanışa kapılan nice kimseler vardır.
Ebu Ravk dedi ki: Onlar
herbir günah işlediklerinde biz onlara bir başka nimet veririz ve onlara
mağfiret dilemeyi unuttururuz.
İbn Abbas dedi ki: Biz
onlara karşı tuzak kuracağız. Şöyle de açıklanmıştır: Bu onları azar azar azaba
yaklaştırmakla ve onlara azabı ansızın göndermemekle olur. Bir hadiste
belirtildiği ne göre İsrailoğullarından bir kişi şöyle demişti: "Rabbim
ben sana nicedir isyan ettiğim halde, sen beni cezalandırmıyorsun? Bunun
üzerine Yüce Allah onların dönemlerindeki peygambere vahyederek: Ona de ki:
Benim senin üzerinde nice azabım var ki sen bunun farkında bile değilsin.
Gözlerinin donması, kalbinin katılaşması, Benim seni derece derece azaba
yaklaştırmamdır, senin için bir cezadır eğer aklını kullanacak olursan,
anlarsın" diye buyurdu.
"İstidrac: Derece
derece azaba yaklaştırmak" acilen ceza vermemektir. Asıl anlamı tedrici
bir şekilde bir halden bir hale nakletmek, aktarmak demektir. (Basamağa)
"derece" denilmesi de buradan gelmektedir. Derece, bir konumdan
sonraki bir diğer konumdur. "Filan kişi filanın yanında bulunanları azar
azar çıkardı" demektir. (...) ile (...) aynı anlamda olup "onu bu işe
tedrici olarak yaklaştırdı, kendisi de yaklaştı" demektir.
"Ben onlara mühlet
veriyorum." Onlara süre tanıyor, sürelerini uzatıyorum. ''Bir zaman
süresi" demektir. "Allah ona süresini uzattı" anlamındadır.
"Gece ve gündüz"e denilir.
"Ben onlara mühlet
veriyorum" buyruğunun, acilen onları öldürmüyorum anlamında olduğu da
söylenmiştir ki; anlam birdir. Buna dair açıklamalar daha önce el-A'raf
Süresi'nde (182-183. ayetlerin tefsirinde) geçmiş buL unmaktadır.
"Muhakkak Benim
onlara karşı tedbirim sağlamdır." Yani, şüphesiz ki Benim azabım pek güçlü
ve çetindir. Kimse Benden kurtulamaz.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN