ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MÜLK

16

 

أَأَمِنتُم مَّن فِي السَّمَاء أَن يَخْسِفَ بِكُمُ الأَرْضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ

 

16. Göktekilerin sizi yere geçirmesinden emin mi oldunuz? O zaman onun durmadan çalkalanmakta olduğunu göreceksiniz.

 

İbn Abbas dedi ki: Kendisine isyan etmeniz halinde sema da bulunanın azabından emin mi oldunuz?

 

ifadenin: Kudreti, saltanatı, Arşı ve hakimiyeti göklerde bulunandan emin mi oldunuz? takdirinde olduğu da söylenmiştir. O'nun mülkü her ne kadar herşeyi kapsıyor ise de özellikle semanın anılması, kudreti nafiz ve geçerli olan O mutlak ilahın, semada olan olduğuna, yeryüzünde bulunup tazim ettikleri kimselerin ilah olmadığına dikkat çekmek içindir.

 

Buyruğun meleklere işaret olduğu da söylenmiştir. (Mealde bu mülahaza ile yapılmıştır). Azab etmekle görevli olan melek olan Cebrail'e işaret olduğu da söylenmiştir.

 

Derim ki: Anlamın şöyle olması ihtimali de vardır. Siz gökleri yaratanın Karun'u yerin dibine geçirdiği gibi, sizi de yerin dibine geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz?

"O zaman onun durmadan çalkalanmakta olduğunu" gidip geldiğini "göreceksiniz. "

''Durmadan çalkalanmak" gidip gelmek sonucunda çalkalanmak demektir. Şair de şöyle demiştir: "O kaktı, o kadınlar kalbleri hedef alarak ve gördüğün çalkanıp duran her kan, Mutlaka göğsün ta ortasında akmaktadır."

 

Kişinin yerin dibine geçip, yerin onu çepeçevre kuşatmasına: (...) denilir.

Muhakkikler şöyle demişlerdir: Semanın üstünde bulunana karşı kendinizi emin mi buldunuz, demektir. Bu da Yüce Allah'ın: "Yeryüzünde dolaşın." (et-Tevbe, 2) buyruğuna benzemektedir. Onun üstünde dolaşın, demektir. Fakat bu (semanın üstünde oluşu) ona temas etmekle, orada mekan tutmakla değil, orayı hakimiyeti, kahrı ve tedbirinde bulundurmakladır.

 

Buyruğun: Semanın üstünde bulunana karşı kendinizi emin mi buldunuz anlamında olduğu da söylenmiştir. Yüce Allah'ın: "Ve andolsun ... hurma dallarına asacağım." (Ta-Ha, 71) buyruğunun hurma dalları üzerinde asacağım anlamına gelmesi gibi.

 

Bu da semavatı idare eden ve maliki olan anlamındadır. Filan kişi Irak ve Hicaz üzerindedir, demeye benzer. Yani oranın valisi ve emiridir. Bu hususa dair haberler pek çok, sahih, yaygın olup Yüce Allah'ın yukarda oluşuna işaret etmektedir. Bunları ya bir inkarcı ya da inatçı bir cahilden başkası reddetmez. Bunlardan maksat ise Yüce Allah'ın tazim edilmesi, aşağıda ve altta oluştan tenzih edilmesidir. Buna karşılık yücelik ve azametle nitelendirilmesidir. Yoksa mekan, cihet ve sınırlarla nitelendirmek değildir. Çünkü bunlar cisimlere dair sıfatlardır. Dua esnasında ellerin semaya kaldırılmasının sebebi ise, vahyin semadan gelmesi, yağmurun oradan inmesi ve kudsiyetin (temizlik ve arınmışlığın) yeri olması, tertemiz meleklerin orada bulunması, kulların amellerinin oraya yükseltilmesi, Allah'ın arşının ve cennetinin semanın üstünde bulunmasıdır ve bu Allah-u Teala'nın Kabe'yi dua ve namaz için kıble yapmasına benzer. Çünkü Yüce Allah, onlara ihtiyacı bulunmadığı halde mekanları yaratmış olandır. O, mekanı ve zamanı yaratmadan, mekan ve zaman var olmadan önce ezelde de vardı ve şu anda da ezelde olduğu hal üzeredir.

 

Kunbul, İbn Kesir'den: "Dönüş ... emin mi oldunuz" buyruğunda birinci hemzeyi "vav"a kalbederek, ikincisini de tahfif ile okumuştur. Kufeliler, Basralılar, Şamlılar ise -Ebu Amr ve Hişam dışında- her iki hemze'yi tahfif ederek okumuşlar, diğerleri ise (bir tek hemze'yi) tahfif ile okumuşlardır. Bütün bunlara dair açıklamalar daha önceden geçmiş bulunmaktadır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Mülk 17

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR