SAF 10 / 13 |
يَا
أَيُّهَا
الَّذِينَ
آَمَنُوا
هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى
تِجَارَةٍ
تُنجِيكُم
مِّنْ
عَذَابٍ أَلِيمٍ
{10}
تُؤْمِنُونَ
بِاللَّهِ
وَرَسُولِهِ
وَتُجَاهِدُونَ فِي
سَبِيلِ
اللَّهِ
بِأَمْوَالِكُمْ
وَأَنفُسِكُمْ
ذَلِكُمْ
خَيْرٌ
لَّكُمْ إِن
كُنتُمْ
تَعْلَمُونَ
{11} يَغْفِرْ
لَكُمْ
ذُنُوبَكُمْ
وَيُدْخِلْكُمْ
جَنَّاتٍ
تَجْرِي مِن
تَحْتِهَا
الْأَنْهَارُ
وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً
فِي جَنَّاتِ
عَدْنٍ
ذَلِكَ
الْفَوْزُ
الْعَظِيمُ {12}
وَأُخْرَى
تُحِبُّونَهَا
نَصْرٌ مِّنَ
اللَّهِ
وَفَتْحٌ
قَرِيبٌ
وَبَشِّرِ
الْمُؤْمِنِينَ
{13} |
10. Ey
iman edenler! Sizi çok acıklı bir azaptan kurtaracak bir ticareti size
göstereyim mi?
11.
Allah'a ve Resulüne iman edersiniz, mallarınızIa ve canlarınızla Allah'ın
yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.
12.
Günahlarınızı da mağfiret eder ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere ve Adn
cennetlerindeki hoş meskenlere koyar. İşte bu, çok büyük kurtuluştur.
13. Ve
sevdiğiniz bir diğeri daha: Allah'tan bir zafer ve yakın bir fetih ...
Mü'minlere müjdele!
Bu buyruklara dair
açıklamalarımızı beş başlık halinde sunacağız:
1- Onuncu Ayetin Nüzul Sebebi ve Bu
ümmetin Ruhbanlığı Olan Cihad:
2- Azaptan Kurtuluş:
3- Çok Acıklı Azaptan Kurtaracak Olan
Ticaret:
4- Adn Cennetlerindeki Hoş ve Güzel
Meskenler:
5- Sevilen Zafer ve Fetih:
1- Onuncu Ayetin Nüzul
Sebebi ve Bu ümmetin Ruhbanlığı Olan Cihad:
"Ey iman edenler! Sizi
çok acıklı bir azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi?"
buyruğu hakkında Mukatil dedi ki: Ayet Osman b, Maz'un hakkında inmiştir. şöyle
ki; o Rasülullah (s.a.v.)'e dedi ki: Bana izin versen de Havle'yi boşasam,
rahibliğe yönelip kendimi bulsam, et yemeyi kendilne haram kılsam, geceleyin
hiçbir zaman uyumasam, gündüzün hiçbir zaman oruç açmasam. Bunun üzerine
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki nikah benim
sünnetimdendir. İslam'da ruhbanlık yoktur. ümmetimin ruhbanlığı Allah yolunda
cihaddır. ümmetimin burulması oruç tutmaktır. Allah'ın size helal kıldığı hoş
şeyleri haram kılmayınız. Benim sünnetimden olmak üzere ben uyurum, namaz
kılarım, oruç açarım, oruç tutarım. Kim benim sünnetimden yüz çevirecek olursa,
benden değildir." Bu sefer Osman şöyle dedi: Ey Allah'ın Peygamberi,
Allah'a yemin ederim ki Allah'ın en sevdiği ticaretin hangisi olduğunu bilmeyi
çok isterdim. Böylelikle ben de o ticareti yapardım. Bunun üzerine bu ayet-i
kerime nazil oldu.
Yüce Allah'ın:
"Göstereyim mi" buyruğunun göstereceğim anlamında olduğu
söylenmiştir.
''Ticaret'' den kasıt,
cihaddır. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah mü'minlerden
canlarını ve mallarını ... satın almıştır" (et-Tevbe, 111) Bu bütün
mü'minlere yönelik bir hitaptır. Kitab ehline yönelik olduğu da söylenmiştir.
2- Azaptan Kurtuluş:
"sizfçok
acıklı" acıtıcı "bir azaptan kurtaracak" buyruğuna dair
açıklamalar daha önceden (el-Bakara, 10. ayetin tefsirinde) geçmiş
bulunmaktadır.
"Sizi...
kurtaracak" anlamındaki fiil genel olarak: (...) şeklinde;
"Kurtarmak"dan gelen bir fiil olarak okunmuştur. Ancak el-Hasen, İbn
Amir ve Ebu Hayve: "sizi ... kurtarıcı" diye (...): Kurtarmak
"tan "cim" harfini şeddeli olarak okumuştur.
Daha sonra Yüce Allah,
bu ticaretin mahiyetini açıklamaktadır. Bu da bir sonraki başlığın konusudur.
3- Çok Acıklı Azaptan
Kurtaracak Olan Ticaret:
Yüce Allah, bu ticaretin
mahiyetini şöylece açıklamaktadır: "Allah'a ve Rasülüne iman edersiniz,
mallarınızla canlarınızIa Allah'ın yolunda cihad edersiniz." Burada
öncelikle malları sözkonusu etmesinin sebebi, önce malların infak edilmesi ile
başlanılmasından dolayıdır.
"Eğer bilirseniz
bunlar" yani bu fiil "sizin için" mallarınızdan ve canlarınızdan
"daha hayırlıdır."
"İman
edersiniZ" anlamındaki fiil el-Müberred ve ez-Zeccac'a göre; "iman
ediniz" anlamındadır. Daha sonra gelecek olan; "günahlarınızı da
mağfiret eder" anlamındaki fiilin, emrin cevabı olarak cezm ile geliş
sebebi de budur. Nitekim Abdullah (b. Mesud)'un kıraatinde de "Allah'a
iman edin" şeklindedir.
el-Ferra:
"Günahlarınızı da mağfiret eder" buyruğu istifhamın cevabıdır,
demiştir. Ancak bu manaya göre yorumlanması halinde doğru bir açıklama
olabilir. Şöyle ki "Allah'a ... iman edersiniz ... ve cihad
edersiniz" buyrukları Yüce Allah'ın: "Sizi çok acıklı bir azaptan
kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi" buyruğuna bir atf-ı beyan
kabul edilir. Sanki bu ticaretin mahiyeti bilinmediğinden, iman ve cihad ile
açıklanmış olmaktadır. Buna göre ticaret, mana itibariyle bu ikisi ile aynı
şeyolur. Yüce Allah şöyle buyurmuş gibidir: Sizler Allah'a iman eder, cihad
eder misiniz? O da size(günahlarınızı). mağfiret buyurur.
ez-Zemahşerı dedi ki:
el-Ferra'nın görüşü şöyle açıklanır: "Delalet (göstermek)"in taalluk
ettiği şey, "ticaret"tir. Ticarette iman ve cihad ile açıklanmıştır.
Şöyle denilmiş gibidir: Sizler iman ve cihad ile ticaret eder misiniz? O da
size günahlarınızı bağışlar.
el-Mehdevi dedi ki: Eğer
böyle bir takdirde bulunulmayacak olursa, bu mesele (el-Ferra 'nın açıklaması)
doğru olarak anlaşılamaz. Çünkü bu durumda takdir: Eğer sizler bu gösterilen
yolu izleyecek olursanız, size günahlarınızı bağışlar. Çünkü günahların
bağışlanması ancak bu ticaretin kabul edilmesi ve iman ile mümkün olur. Bu yol
gösterilmekle olmaz,
ez-Zeccac dedi ki: Yüce
Allah onlara kendilerine fayda verecek şeyleri göstermekle günahlarını
bağışlayacak değildir. Onlara ancak iman edip cihad etmeleri halinde mağfiret
buyurur.
Zeyd b, Ali, "emir
lam"ını mahzuf takdiri ile: "İman ediniz" ve; "Cihad
ediniz" diye okumuştur. Şairin şu beyitinde olduğu gibi: "Ey
Muhammed! Sen herhangi bir şeyin kötü sonucundan korkacak olursan, Herbir can
senin için kendisini feda etsin."
Bazıları;
''Günahlarınızı da mağfiret eder" buyruğunu ("re" harfini, lam
harfine) idgam ile okumuş olmakla birlikte; idgam yapılmaması daha güzeldir.
Çünkü "ra" harfi mütekerrir bir harftir ve güçlüdür. Onun
"lam" harfine idgam edilmesi güzel olmaz. Çünkü kuvvetli olan bir
harfin daha zayıf olan bir harfe idgamı yapılmaz.
4- Adn Cennetlerindeki
Hoş ve Güzel Meskenler:
"Çok hoş
meskenler" buyruğu ile ilgili olarak Ebu'l-Huseyn el-Acurri, el-Hasen'den
şöyle dediğini rivayet etmektedir: Ben İmran b. el-Husayn'e ve Ebu Hureyre'ye
şu; "çok hoş meskenler" buyruğunun tefsirine dair soru sordum, her
ikisi de şöyle dedi: Sen bu işi bilene sordun. Biz Resulullah (s.a.v.)'e buna
dair soru sorduk, şöyle buyurdu:
"Cennette bir
inciden bir saraydır. Onun içinde kırmızı bir yakuttan yetmiş ev vardır. Herbir
evde yeşil bir zebercetten yetmiş oda vardır, Herbir odada yetmiş divan vardır.
Herbir divan üzerinde herbir renkten yetmiş döşek vardır. Herbir döşeğin
üzerinde huru'l-İyn'den yetmiş kadın vardır, Herbir odada yetmiş sofra vardır.
Herbir sofra üzerinde de yetmiş çeşit yemek vardır. Yine herbir odada yetmiş
erkek ve kız hizmetçi vardır. Şanı Yüce ve mübarek olan Allah, mü'min kişiye
tek bir sabah vaktinde bütün bunların üstesinden gelebilecek kadar güç
verecektir."
"Adn
cennetleri" ikamet edilecek cennetler demektir.
"İşte bu çok büyük
kurtuluştur." Çok büyük ve sürekli mutluluktur, bahtiyarlıktır. "
el-Fevz: Kurtuluş" un asıl anlamı, istenilen ve arzu edilen şeyi elde
etmektir.
5- Sevilen Zafer ve
Fetih:
"Ve sevdiğiniz bir
diğeri daha" buyruğu ile ilgili olarak el-Ferra ve el-Ahfeş şöyle demişlerdir:
''Bir diğeri daha" buyruğu "ticaret"e atfedilmiştir. Bundan
dolayı cer konumundadır.
Ref' konumunda olduğu da
söylenmiştir. Yani sizin için sevdiğiniz bir başka özellik ve bir diğer ticaret
daha vardır. "Allah'tan bir zafer" o Allah'tan gelecek zaferdir,
demektir. Buna göre; ''Bir zafer"; "bir diğeri" anlamındaki
lafzın tefsiridir. "Bir diğerinden bedel olarak ref konumunda olduğu da
söylenmiştir ki size Allah'tan bir zafer vardır, demek olur.
"Ve yakın bir
fetih" dünyada peşinen size verilecek olan bir ganimet demektir. Mekke
fethi olduğu da söylenmiştir. İbn Abbas dedi ki: İran ve Bizans ülkelerinin
fethedileceğini kastetmektedir,
"Mü'minlere
müjdele!" Allah'ın kendilerinden razı olduğu müjdesini ver.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN