ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MÜMTEHİNE

13

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَوَلَّوْا قَوْماً غَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ

قَدْ يَئِسُوا مِنَ الْآخِرَةِ كَمَا يَئِسَ الْكُفَّارُ مِنْ أَصْحَابِ الْقُبُورِ

 

13. Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir topluluğu veli edinmeyin. Çünkü onlar kafirlerin kabirdekilerden ümit kestikleri gibi ahiretten ümit kesmişlerdir.

 

"Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir topluluğu veli edinmeyin" buyruğunda kastedilenler yahudilerdir. Çünkü fakir bazı müslümanlar yahudilere mü'minlerin durumları ile ilgili haberleri ulaştırıyor, onlar ile ilişkilerini sürdürüyorlardı. Böylelikle onların mahsüllerinden, meyvelerinden bir miktar ile mükafatlandırılıyorlardı. İşte bu şekilde davranmaları onlara yasaklandı.

 

"Çünkü onlar ... ahiretten ümit kesmişlerdir" buyruğunda da kastedilenler İbn Zeyd'in görüşüne göre yahudilerdir. Münafıklar oldukları da söylenmiştir. el-Hasen: Yahudiler ve hristiyanlardır, demiştir,

 

İbn Mesud dedi ki: Yani onlar ahiret için amelde bulunmayı terkederek dünyayı tercih eden kimselerdir.

 

Bir diğer açıklamaya göre onlar ahiretteki mükafattan ümit kesmişlerdir, demektir. Bu açıklamayı Mücahid yapmıştır.

 

"Kafirlerin ... ümit kestikleri gibi" buyruğu el-Hasen ve Katade'nin açıklamasına göre şu demektir: Hayatta olan "kafirlerin kabirdekilerden" kendilerine geri döneceklerinden "ümit kestikleri gibi..."

 

İbn Arafe dedi ki: Bunlar (kafirler): "... ve bizi ancak zaman helak etmektedir" (el-Casiye, 24) diyenlerdir.

 

Mücahid de şöyle demiştir: Buyruk kabirlerde bulunan kafirler dünyaya geri dönmekten ümit kestikleri gibi ... demektir.

 

Yüce Allah, sürenin başında kafirleri veli edinmeyi terketmek ile başladığı gibi, aynı buyruklada sona erdirmiştir. Süre hem Hatıb b. Ebi Beltaa'ya, hem de başkalarına bir hitaptır denilmiştir.

 

İbn Abbas dedi ki: "Ey iman edenler ... veli edinmeyin" yani onları dost edinmeyin ve onlara samimi bağlarla bağlı olmayın. Yüce Allah lütuf ve ihsanı ile Hatıb b. Ebi Beltaa'yı bağışlamıştır.

 

Buyruk şu demektir: Kabirde bulunan kafirler ahirette Allah'ın rahmetinden bir paylarının olacağından yana ümit kestikleri gibi, Kureyş kafirleri de ahirette hayır elde etmekten yana ümit kesmişlerdir.

 

el-Kasım b. Ebi Bezze Yüce Allah'ın: "Çünkü onlar kafirlerin kabirdekilerden ümit kestikleri gibi ahiretten ümit kesmişlerdir" buyruğu hakkında şöyle demiştir: Kafirlerden ölen herkes hayırdan yana artık ümit keser.

 

Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. (Mümtehine Suresi burada sona ermektedir).

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

61-SAF سورة الصف

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR