MUHAMMED 33 |
يَا
أَيُّهَا
الَّذِينَ
آمَنُوا
أَطِيعُوا
اللَّهَ
وَأَطِيعُوا
الرَّسُولَ
وَلَا تُبْطِلُوا أَعْمَالَكُمْ |
33. Ey iman edenler!
Allah'a itaat edin, Resule itaat edin, amellerinizi de boşa çıkarmayın.
Bu buyruğa dair
açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:
1- Allah'a ve Resulüne itaatin Gereği:
2- Farz Olmayan itaat Olan Bir Amele
Başladıktan Sonra Yarıda Kesmenin Hükmü ve Bu Husustaki Görüş Ayrılığı:
1- Allah'a ve Resulüne
itaatin Gereği:
Yüce Allah kafirlerin
durumlarını açıkladıktan sonra; "Ey iman edenler!
Allah'a itaat edin, Resule
itaat edin" buyruğu ile müminlere kendi emirlerinde kendisine, sünnetleri
hususunda da rasule itaat etmenin gereğini emretmektedir.
"Amellerinizi"
el-Hasen'in açıklamasına göre masiyetler işleyerek hasenatınızı, ez-Zühri'ye
göre kebair ile İbn Cüreyc'e göre riyakarlıkla ve başkaları işitsin diye,
Mukatil ve es-Sumali'ye göre iyilikleri başa kakmak sureti ile "boşa
çıkarmayın."
Bu son açıklamaya göre
müslüman oluşunu Peygamber (s.a.v.)'ın başına kakarak minnet eden kimselere bir
hitaptır. Hepsi de birbirine yakın açıklamalardır. el-Hasen'in açıklaması
hepsini kapsamaktadır.
Bu buyrukta büyük
günahların itaatlerle silineceğine, masiyetlerin de kişiyi imandan
çıkartacağına bir işaret vardır.
2- Farz Olmayan itaat
Olan Bir Amele Başladıktan Sonra Yarıda Kesmenin Hükmü ve Bu Husustaki Görüş
Ayrılığı:
Bizim (mezhebimize
mensub) ilim adamlarımız ve başkaları bu ayet-i kerimeyi -ister namaz, ister
oruç olsun- nafile olan bir ibadete başladıktan sonra onu yarıda bırakmanın
caiz olmayacağına delil göstermişlerdir. Çünkü böyle bir tutum ameli iptal
etmektir, bu ise yasaklanmış bir şeydir.
Bunun caiz olduğunu
kabul edenler -ki İmam Şafii: ve başkaları dır- şöyle derler: Bu buyruktan
kasıt farz kılınmış amelin sevabının iptal edilmesi (boşa çıkartılması)dır. Bu
buyrukla kişinin amelinin sevabını boşa çıkartması yasaklanmış olmaktadır.
Nafile olan amel böyle değildir. Çünkü o ameli işlemesi o kimse için vacib
değildir. Eğer bu lafzın umumi olduğunu (karşı kanaati savunanlar) ileri
sürecek olurlarsa, şunu bilelim ki umumi bir lafzın tahsis edilmesi mümkündür.
Bu umumi lafzın tahsis şekli de şöyledir: Nafile bir tatavvudur. Tatavvu olan
bir amelin ise muhayyer olması gerekir.
Ebu'l-Aliye'den rivayet
edildiğine göre onlar (Ashab-ı Kiram) müslüman olmakla birlikte hiçbir günahın
zarar vermeyeceği kanaatinde idiler. Nihayet bu ayet-i kerime nazil olunca,
büyük günahların artık amelleri boşa çıkartacağından korkmaya başladılar.
Mukatil dedi ki: Yüce
Allah şunu söylüyor: Sizler Rasüle karşı gelecek olursanız, amellerinizi boşa
çıkartmış olursunuz.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN