MUHAMMED 31 |
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ
حَتَّى
نَعْلَمَ الْمُجَاهِدِينَ
مِنكُمْ
وَالصَّابِرِينَ
وَنَبْلُوَ
أَخْبَارَكُمْ |
31. Andolsun ki Biz
sizleri, içinizden mücahidleri ve sabredenleri ortaya çıkarıncaya ve
haberlerinizi açıklayıncaya kadar imtihan edeceğiz.
"Andolsun ki Biz
sizleri, içinizden mücahidleri ve" cihad üzere "sabredenleri ortaya çıkarıncaya
... kadar imtihan edeceğiz." Her ne kadar işlerin akıbetlerini bilsek
dahi, indirdiğimiz şer'ı hükümlerle ibadet etmenizi isteyeceğiz. Size imtihan
edenlerin davrandığı gibi muamele edeceğiz, diye açıklanmıştır.
İbn Abbas dedi ki:
"Bilinceye kadar (mealde: çıkarıncaya kadar)" buyruğu ayırd edinceye
kadar demektir. Ali (r.a) da, görünceye kadar, görelim, diye açıklamıştır.
el-Bakara Süresi'nde (143. ayet, 4. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.
''Sizi imtihan
edeceğiz"; "Ortaya çıkarıncaya" ve "Açıklayıncaya"
buyrukları genel olarak hep "nun" ile (Biz bunları yapacağız,
anlamında) okunmuştur. Asım'dan rivayetle Ebu Bekir ise bütün bu fiilleri ye
ile (O bunları yapacaktır anlamında) okumuştur. Ruveys'in rivayetine göre
Yakub: (...) "vav"ı sakin olarak (harf-i med şeklinde) önceki
buyruklardan kat' ile (yani yeni bir cümle olarak; "haberlerinizi de
ortaya çıkaracağız" anlamını verecekşekilde) okumuştur. Diğerleri ise
"Ortaya çıkarıncaya kadar" buyruğuna göre nasb ile okumuşlardır.
Burada sözü edilen
"bilmek (ortaya çıkarmak)" kendisi sebebiyle cezanın (amellerin
karşılığının) verilmesinin gerçekleşeceği bilgidir. Zira O, onları kendileri
hakkındaki ezeli ilmine göre değil, amellerine göre cezalandırır. O halde
buyruğun tevili şöyle olur: Ta ki mücahidleri dünyada şahit olunan bir bilgi
ile bilelim ... Çünkü onlara belirli bir amelde bulunmaları emrolunduğu
takdirde, onların yaptıkları o amel başkaları tarafından görülür, ona tanık
olunur. Mükafat veya ceza ile amelin karşılığının verilmesi ise ancak dünyadaki
bilgiye (ortaya çıkana) göre verilir.
"Haberlerinizi
açıklayıncaya" sınayıncaya ve ortaya çıkarıncaya ... "kadar imtihan
edeceğiz."
İbrahim b. el-Eş'as dedi
ki: el-fudayl b. İyad bu ayeti okudu mu ağlar ve şöyle derdi: Allah'ım,
haberlerimizi (gerçek durumumuzu) ortaya çıkartma! Çünkü haberlerimizi ortaya
çıkaracak olursan, bizi rezil edersin, üstümüzdeki örtüleri paramparça edersin.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN