MUHAMMED 8 |
وَالَّذِينَ
كَفَرُوا فَتَعْساً
لَّهُمْ
وَأَضَلَّ
أَعْمَالَهُمْ |
8. Kafir olanlara
gelince, yüzleri üzere düşüp helak olmak, hakkıdır onların. Amellerini de boşa
çıkartmıştır.
"Kafir olanlara
gelince" anlamındaki buyruğun mübteda olarak merfu olma ihtimali vardır.
Daha sonra gelen "Yüzleri üzere düşüp helak olmak hakkıdır onların"
anlamındaki buyruğun açıkladığı fiil ile nasb konumunda olması da mümkündür.
Sanki: Kafir olanları da yüzleri üzere düşürüp helak etmiştir, buyurulmuş
gibidir.
"Yüzleri üzere
düşüp helak olmak hakkıdır onların" buyruğunda fiil (bed)dua yolu ile
mastar olarak nasbedilmiştir. Bu açıklamayı elFerra yapmıştır. Bu da: "Ona
içecek ve mera olacak (şeyler) verilsin" gibidir. Bu buyruktaki beddua
-tökezleyip düşen kimseye söylenen:
"Yerden
kalkasıca" anlamındaki sözün zıddıdır. Şair el-A'şa da şöyle demiştir:
"Ona kalk demektense, düşüp de helak olsun demek, daha uygun düşer."
Anlamı ile ilgili olarak
on çeşit açıklamada bulunulmuştur:
1- İbn Abbas ve İbn
Cüreyc'e göre uzak olsunlar, 2- es-Süddı'ye göre kedere boğulsunlar, 3- İbn
Zeyd'e göre bedbaht olsunlar, 4- el-Hasen'e göre Allah onlara ağır sözler
söylesin, 5- Sa'leb'e göre helak olsunlar, 6- ed-Dahhak ve İbn Zeyd'e göre
hüsrana uğrasınlar, 7- en-Nekkaş'ın naklettiği bir açıklamaya göre onlar ne
kadar çirkindirler, 8- Yine ed-Dahhak'ın açıklamasına göre burunları yerde
sürtülsün onların, 9- Yine Sa'leb'in açıklamasına göre kötülük onlara olsun,
10- Ebu'l-Aliye'ye göre bedbahtlık onların olsun.
(...)'in "aşağı
düşmek, alçalmak ve tökezleyip, düşmek" anlamında olduğu söylenmiştir. İbn
es-Sikkit dedi ki: Bu yüzüstü yıkılmak anlamındadır.
Buna karşılık: (...) ise
"başı üstüne yıkılması" demektir. Yine İbnu's-Sik-
kit: "Helak
olmak" anlamına gelir, demiştir. el-Cevheri dedi ki: Bunun asıl anlamı
yıkılmak demektir. Bu da ayağa kalkmanın, dikilmenin zıt anlamlısıdır. Bu fiil
"ayn" harfi üstün olarak: (...) şeklinde kullanılır. "Allah onu
yüzüstü yere yıksın" demektir. Mücemmi' b. Hilal dedi ki: "Ben onu
can yoldaşından ayırdım da diyor ki o: Ey Mücemmi' sen beni yüzüstü yıktığın
gibi, sen de yüzüstü yıkılasın."
"Allah onu yakasını
bırakmayacak şekilde bir helake maruz bıraksın" denilir.
el-Kuşeyri dedi ki:
Bazıları "ayn" harfi esreli olarak; (...) diye bu fiilin
kullanılabileceğini de kabul etmişlerdir.
Derim ki Ebu Hureyre'nin
rivayet ettiği hadiste de böyledir. Rasülullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Dinara, dirheme,
kadifeye, çizgili elbiseye köle olan, kahrolup helak olsun. (Çünkü) böyle bir
kimseye verilecek olursa hoşnut olur, verilmezse hoşnut olmaz." Bu hadisi
Buhari rivayet etmiştir.
Bu hadisin rivayet
yollarından birisinde de şöyle denilmektedir:
"Düşüp helak olsun,
başaşağı yıkılsın, (bir tarafına) diken batsa o dikenini çıkaran olmasın."
Bu hadisi de İbn Mace rivayet etmiştir.
"Amellerini de boşa
çıkartmıştır." Onları iptal etmiştir. Çünkü onların amelleri şeytana
itaatti.
"Helak olmak"
buyruğunun başına "fe" harfinin gelmesi: " ...lar"
lafzındaki mübhemlikten ötürüdür. "Amellerini de boşa çıkartmıştır"
buyruğunun haber şeklinde gelmesi de: " ... lar" lafzına göredir.
Çünkü bu, lafzen bir haberdir. Buna göre "fe" harfinin gelmesi manaya
göredir. "Boşa çıkartmıştır" buyruğu da lafza göredir. (Mealde de bu
görülebilmektedir.)
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN