AHKAF 30 / 31 |
قَالُوا يَا
قَوْمَنَا
إِنَّا
سَمِعْنَا كِتَاباً
أُنزِلَ مِن
بَعْدِ
مُوسَى مُصَدِّقاً
لِّمَا
بَيْنَ
يَدَيْهِ
يَهْدِي
إِلَى
الْحَقِّ
وَإِلَى
طَرِيقٍ
مُّسْتَقِيمٍ {30} يَا
قَوْمَنَا
أَجِيبُوا
دَاعِيَ
اللَّهِ
وَآمِنُوا
بِهِ
يَغْفِرْ
لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ
وَيُجِرْكُم
مِّنْ
عَذَابٍ
أَلِيمٍ {31} |
30.
Dediler ki: "Ey kavmimiz! Biz Musa'dan sonra indirilmiş olup kendinden
öncekileri doğrulayan, hakka ve dosdoğru yola ileten bir kitab dinledik.
31.
"Ey kavmimiz! Allah'ın davetçisinin çağrısını kabul edin ve ona iman edin.
Günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acıklı bir azaptan
kurtarsın."
"Dediler ki: Ey
kavmimiz! Biz Musa'dan sonra indirilmiş olup ... bir kitab dinledik." Bu
"kitab"tan kasıt, Kur'an-ı Kerim'dir. Onu dinleyenler de Musa'ya iman
eden kimselerdi. Ata dedi ki: Bunlar yahudi idiler, müslüman oldular. Bundan
dolayı "Musa'dan sonra indirilmiş olup ... " dediler. İbn Abbas'tan
gelen rivayete göre de cinler, İsa (a.s)'ın durumunu işitmemişlerdi. Bundan
dolayı "Musa'dan sonra indirilmiş olup" dediler.
"Kendinden
öncekileri" yani Tevrat'ı "doğrulayan hakka" hak dine "ve
dosdoğru yola" Allah'ın dosdoğru dinine "ileten bir kitab
dinledik."
"Ey kavmimiz!
Allah'ın davetçisinin çağrısını kabul edin." Kasıt Muhammed (s.a.v.)'dır.
Bu da onun cinlere de, insanlara da peygamber olarak gönderilmiş olduğunu
göstermektedir. Mukatil dedi ki: Yüce Allah Muhammed (s.a.v.)'dan önce hem
cinlere, hem insanlara bir peygamber göndermiş değildir.
Derim ki: Müslim'in
Sahih'inde yer alan Cabir b. Abdullah el-Ensari'nin şöyle dediğine dair rivayet
onun bu sözüne delil teşkil eder: Rasülullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Benden
önce hiçbir kimseye verilmemiş beş özellik verildi. Benden önceki her peygamber
özel olarak kendi kavmine gönderilirdi. Ben ise kırmızı tenli, siyah tenli
herkese gönderildim. Benden önce hiçbir kimseye ganimet helal olmadığı halde
bana helal kılındı. Yeryüzü de benim için hoş ve temiz bir temizlenme aracı
(teyemmüm) ve mescid kılındı. Herhangi bir kimse namaz vaktine erişti mi nerede
ise namazını orada kılar ve bir aylık mesafeden (düşmanımın kalbine salınan)
korku ile yardıma mazhar oldum ve bana şefaat verildi.''
Mücahid dedi ki:
"Kırmızı ve siyah"tan kasıt, cinler ve insanlardır. Ebu Hureyre'nin
rivayetiyle bu hadisteki ifadeleri "Ve bütün yaratılmışlara peygamber
olarak gönderildim ve peygamberler benimle son buldu" şeklindedir.
"Ve ona" o
davetçiye "iman edin." O da Muhammed (s.a.v.)'dır. "Ona"
lafzının Allah'a iman edin, anlamında olduğu da söylenmiştir. Buna delil de
Yüce Allah'ın: "Günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın" buyruğudur.
İbn Abbas dedi ki: Kavimlerinden yetmiş kişi onların çağrılarını kabul etti.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.)'a geri döndüler ve el-Batha'da onunla
karşılaştılar. Onlara Kur'an-ı Kerim'i okudu, emirler verdi, yasaklar bildirdi.
Cinler için Mükellefiyet
Var mıdır?:
Bu ayet-i kerimeler
emir, yasak, mükafat ve ceza bakımından cinlerin de insanlar gibi olduklarını göstermektedir.
el-Hasen dedi ki: Mümin cinler için ateşten kurtulmanın dışında bir mükafat
yoktur. Buna da Yüce Allah'ın: " ... günahlarınızdan bir kısmını
bağışlasın ve sizi acıklı bir azaptan kurtarsın." buyruğu delil teşkil
etmektedir. Ebu Hanife de bu görüşü kabul etmiş olup şöyle demektedir: Cinlerin
cehennem ateşinden kurtarılmaktan başka bir mükafatları yoktur. Sonra onlara
-hayvanlara denileceği gibi-: Toprak olunuz, denilecektir.
Başkaları şöyle
demiştir: Kötülük yaptıkları takdirde cezalandırılacakları gibi, iyilik
yapmaları halinde de tıpkı insanlar gibi mükafatlarını alacaklardır. Malik,
Şafii ve İbn Ebi Leyla bu kanaati benimsemiştir. ed-Dahhak da şöyle demiştir:
Cinler cennete girecekler ve yerler, içerler.
el-Kuşeyri dedi ki:
Doğrusu bu husus, hakkında kesin bir şey söylenemeyecek konulardandır. Bunun
hangisinin doğru olduğunu ancak Allah bilir.
Derim ki: Yüce Allah'ın:
"Herkese işledıklerine göre dereceleri vardır.'' (En'am, 132) buyruğu
cinlerin de mükafat alacaklarına, cennete gireceklerine delil teşkil
etmektedir. Çünkü bu ayetin öncesinde Yüce Allah: "Ey cin ve insanlar
topluluğu.! içinizden size ayetlerimi okuyan) bugününüzün gelip çatacağını
bildirip sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? .. '' (el-En'am, 132) diye
buyurduktan sonra devamında: "Herkese işlediklerine göre dereceleri
vardır'' diye buyurmaktadır.
Doğrusunu en iyi bilen
Allah'tır. Bu hususa dair daha geniş açıklamalar Yüce Allah'ın izniyle
er-Rahman Süresi'nde (31. ayetin tefsirinde) gelecektir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN