DUHAN 30 / 31 |
وَلَقَدْ نَجَّيْنَا
بَنِي
إِسْرَائِيلَ
مِنَ الْعَذَابِ
الْمُهِينِ {30} مِن
فِرْعَوْنَ
إِنَّهُ كَانَ
عَالِياً
مِّنَ
الْمُسْرِفِينَ
{31} |
30.
Andolsun Biz kurtardık İsrailoğullarını o horlayıcı azaptan.
31.
(Yani) Firavun'dan. Çünkü o üstünlük taslayan, haddi aşanlardan idi.
Bu buyrukla Kıbtilerin, Firavun'un
emri ile erkek çocukların öldürülmesi, kızların hizmetlerinde kullanılması,
İsrailoğullarının köleleştirilmesi ve onlara ağır angarya işlerin yükletilmesi
şeklindeki uygulamalar kastedilmektedir.
"Firavun'dan"
buyruğu "o horlayıcı azabtan" buyruğundan bedeldir. Buna göre: ''...
dan'' lafzı "azaptan" buyruğuna taalluk etmez. Çünkü "azab"
artık sıfat almış bulunmaktadır. Sıfat aldıktan sonra ise fiil gibi amel etmez.
Buyruğun: Biz onları hem
azaptan, hem de Firavun'dan kurtardık, anlamında olduğu da söylenmiştir.
"Çünkü o üstünlük
taslayan, haddi aşanlardan idi." Yani müşriklerden bir zorba idi. Buradaki
üstünlük öğülmeye değer bir üstünlük türü değildir, aksine bu haddi aşan,
günahkarlıkta ileri giden bir üstünlük taslamaktır. Anlam itibariyle Yüce
Allah'ın: "Şüphe yok ki Firavun arzda üstünlük sağlamaya kalkıştı."
(el-Kasas, 4) buyruğuna benzemektedir.
Buradaki üstünlük
taslamanın. Allah'ın kullarına karşı üstünlük taslamak olduğu da söylenmiştir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN