FATIR 19 / 22 |
وَمَا
يَسْتَوِي
الْأَعْمَى
وَالْبَصِيرُ
{19} وَلَا
الظُّلُمَاتُ
وَلَا
النُّورُ {20}
وَلَا
الظِّلُّ
وَلَا
الْحَرُورُ {21} وَمَا
يَسْتَوِي
الْأَحْيَاء
وَلَا الْأَمْوَاتُ إِنَّ
اللَّهَ
يُسْمِعُ
مَن يَشَاءُ
وَمَا أَنتَ
بِمُسْمِعٍ
مَّن فِي
الْقُبُورِ {22} |
19. Bir
olmaz: Kör ile gören.
20.
Karanlıkla, aydınlık.
21. Ve
gölge ile sıcak.
22.
Dirilerle, ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah dilediği kimseye işittirir. Sen
kabirde olanlara işittiremezsin.
"Bir olmaz: Kör ile
gören" kafir ile mü'min, cahil ile alim demektir. Yüce Allah'ın: "De
ki: Murdar ile temiz hiçbir zaman bir olmaz" (el-Maide, 100) buyruğu da
bunun gibidir.
"Karanlıkla,
aydınlık" el-Ahfeş Said dedi ki: -İkinci- (...) olumsuzluk edatları
fazladan gelmiştir. "Karanlıkla aydınlık ve gölge ile sıcak. .. "
demektir. el-Ahfeş dedi ki: "Sıcak" ancak gündüz güneşi ile birlikte olan
sıcak hakkında kullanılır. (...) ise ancak geceleyin olan sıcak demektir, aksi
de söylenmiştir.
Ru'be b. el-Accac da
şöyle demiştir: (...); sadece gündüzün sıcağı için, (...) sadece gecenin sıcağı
için kullanılır. Bunu da el-Mehdevi nakletmiştir.
el-Ferra ise şöyle
demiştir: (...); ancak gündüzün olan sıcak, (...) ise gece de, gündüz de
görülen sıcak demektir. en-Nehhas: Bu daha doğru bir açıklamadır, demiştir.
Çünkü (...) şekli; "Sıcak"ın "feul" veznidir. Bunda çokluk
anlamı vardır ki, rahatsızlık veren sıcak anlamına gelir.
Derim ki: Müslim'in,
Sahih'inde kaydedildiğine göre Ebu Hureyre (r.a) Rasulullah (s.a.v.)'dan şöyle
buyurduğunu rivayet etmektedir: "Cehennem ateşi: Rabbim, ben kendi kendimi
yiyip bitiriyorum, nefes almama izin ver, dedi. Ona birisi kış mevsiminde
diğeri de yaz mevsiminde olmak üzere iki nefeslik izin verdi. İşte siz herhangi
bir soğuk ya da bir zemherir gördüğünüzde o cehennemin nefesinden ötürüdür.
Herhangi bir sıcak yahut harur (çok sıcak) duyduğunuzda ise bu da cehennemin
nefesindendir.''
Bu, ez-Zühri'den, o
Said'den, o da Ebu Hureyre'den diye şöyle de rivayet edilmiştir:
"Gördüğünüz sıcak onun semumundan ve duyduğunuz aşırı soğuk ise onun
zemheririnden ötürüdür." İşte bu, bu konudaki görüşleri birarada ifade
etmekte ve semum ile harurun gece de, gündüz de olabileceğini ortaya-
koymaktadır. Bunun üzerinde dikkatle düşünmek gerekir.
Buradaki "gölge ile
sıcak"dan kastın, cennet ve cehennem olduğu da söylenmiştir. Çünkü cennet
sürekli bir gölgedir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Oranın
yiyecekleri de, gölgeleri de devamlıdır.'' (er-Ra'd, 35) Cehennem ateşi ise çok
sıcak (harur)dur. Bu anlamdaki açıklamayı es-Süddi de yapmıştır.
İbn Abbas şöyle
demiştir: Bundan kasıt gecenin gölgesi ile gündüzün görülen semum sıcağıdır.
Kutrub da: Harurdan kasıt sıcak, gölgeden kasıt da soğuktur.
"Dirilerle, ölüler
de bir olmaz" buyruğu ile ilgili olarak İbn Kuteybe şöyle demiştir:
Dirilerden kasıt akıllılar, ölülerden kasıt cahillerdir. Katade de şöyle
demiştir: Bunların hepsi misaldir. Yani bunlar eşit olmadığı gibi, aynı şekilde
kafir ile mü'min de eşit olmaz.
"ŞüphesiZ Allah
dilediği kimseye işittirir." Yani cenneti için yaratmış olduğu dostlarına
işittirir.
"Sen kabirde
olanlara" küfrün kalblerini öldürdüğü kimselere "işittiremezsin.
" Yani örmüş kimselere işittiremeyeceğin gibi, kalbi ölmüş olana da
işittiremezsin.
el-Hasen, İsa es-Sa kafi
ve Amr b. Meymun: "Kabirde olanlara işittiremezsin" buyruğunu
"ayn" harfindeki tenvini hafifletmek kastıyla hazf ile okumuşlardır.
Yani onlar
işittiklerinden faydalamamamak ve onu kabul etmemek bakımından kabirdekiler
ayarındadırlar.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN