SEBE 39 |
إِنَّ
رَبِّي
يَبْسُطُ
الرِّزْقَ
لِمَن يَشَاءُ
مِنْ
عِبَادِهِ
وَيَقْدِرُ
لَهُ وَمَا أَنفَقْتُم
مِّن شَيْءٍ
فَهُوَ
يُخْلِفُهُ
وَهُوَ
خَيْرُ
الرَّازِقِينَ |
39. De ki:
"Gerçekten Rabbim rızkı kullarından dilediğine genişletip yayar. Dilediği
kimseninkini de daraltır. Her ne harcarsanız, O, bu harcadığınızın yerine
başkasını verir O rızık verenlerin en hayırlısıdır."
"De ki: Gerçekten Rabbim
rızkı kullarından dilediğine genişletip yayar.
Dilediği kimseninkini de
daraltır" buyruğu bu gerçeği pekiştirmek için tekrarlanmıştır.
"Her ne
harcarsanız, O, bu harcadığınızın yerine başkasını verir."
Yani ey Muhammed, şu mal
ve evlatları dolayısıyla gurura kapılıp aldanan kimselere de ki: Şüphesiz ki
Yüce Allah dilediğinin rızkını genişletir, dilediğininkini de daraltır. O
bakımdan sakın mal ve evlatlarla aldanmayın. Aksine mallarınızı Allah'a itaat
uğrunda harcayın. Allah'a itaat yolunda her ne harcarsanız, onun yerine
başkasını verir.
ifadede: O, size onun
yerine başkasını verir, anlamında hazfedilmiş lafızlar vardır. Mesela:
"Ona, onun yerine başkasını verdi" denilir. Yani Yüce Allah, size
onun yerini tutacak olanı veya onun bedelini verir. Bu bedel ise ya dünyada
veya ahirettedir.
Müslim'in, Sahih'inde
kaydedildiğine göre Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kulların sabahladığı herbir günde mutlaka iki melek (dünya semasına)
iner. Onlardan birisi: Allah'ım, infak eden herkese onun yerini tutacak olanı
ver, (diğeri) cimrilik eden herkese de (malını) telef edecek şeyleri ver,
der."
Yine Müslim'de
kaydedildiğine göre Ebu Hureyre, Resulullah (s.a.v.)'dan şöyle buyurduğunu
rivayet etmektedir: "Gerçek şu ki Allah bana şöyle buyurdu: Sen infak et,
Ben de sana infak ederim ... "
işte bu, dünya hayatında
yapılan harcama Allah'a itaat yolunda ise, harcananın mislinin dünyada
verileceğine bir işarettir. infak edilenin yerine verilecek şey, dünyada
verilmediği de olabilir. Tıpkı önceden de açıkladığımız şekilde duaya benzer.
Ya dua kabul edilir, ya bir günaha keffaret olur, veya ahirete saklanır. Burada
ahirete saklanması ise, onun misli ecir verilmesi demektir.
Hayırdaki Herbir Harcama
Allah Yolunda Bir infaktır:
Darakutni ve Ebu Ahmed
b. Adl'nin rivayetlerine göre; Abdu'l-Hamid e-Hilali, Muhammed b.
el-Münkedir'den, o Cabir'den dedi ki: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Herbir maruf bir sadakadır. Kişinin kendisine ve aile halkına yaptığı
herbir harcamayı Yüce Allah, onun için bir sadaka olarak yazar. Kişinin kendisi
ile şeref ve haysiyetini koruduğu herbir harcama da bir sadakadır ve kişi her
ne harcarsa, onun yerini tutacak olanı vermek Allah'a aittir. Ancak bina ya da
masiyet uğrunda yapılan harcama bundan müstesnadır."
Abdulhamid dedi ki: Ben
İbnu'l-Münkedir'e: "Kişinin şeref ve haysiyetini koruyan şey" ne
demektir diye sordum şöyle dedi: Şaire ve (uzun) dilli bir kimseye vererek
(bunu yapar) dedi. Abdu'l-Hamid, İbn Main tarafından sika bir ravi olarak kabul
edilmiştir.
Derim ki: Masiyet
yolunda harcamada bulunan kimsenin bundan dolayı sevap almayacağı ve
harcamasının yerine başkasının ona verilmeyeceği hususunda görüş ayrılığı
yoktur. Bina yapımında yapılan harcamalara gelince, bunlar arasından zaruri
olup insanın barınacağı ve korunacağı bir yer ise bunun yerini tutacak şeyler
verilir ve böyle bir bina dolayısıyla ecir almak sözkonusudur. Aynı şekilde
bünyesini koruması ve avretini örtmesi için yaptığı harcamalar da böyledir.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Şu hususlar dışında Ademoğlunun bir
hakkı yoktur: "Kalacağı bir ev, avretini örten bir elbise ve kuru ekmek
ile su. '' Bu hususa dair yeterli açıklamalar daha önceden el-A'raf Suresi'nde
(74. ayet, 2. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.
"O, rızık verenlerin
en hayırlısıdır." Kişi hakkında: O, ailesinin rızkını sağlıyor. Kumandan
askerlerinin rızkını sağlıyor, denildiğinden ötürü burada da; "O, rızık
verenlerin en hayırlısıdır" diye buyurulmuştur. Yaratılmışlardan olup
rızık veren kimsenin rızık verdiği söylenebilir; ancak bu onlardan ayrı olarak
sahib olduğu bir maldan verilir, fakat sonra bu kesilir. Yüce Allah ise bitip
tükenmeyen, sonu gelmeyen hazinelerden rızık verir. İşte yokluktan varlığa
çıkartan, gerçek anlamda rızık verenin kendisidir. Nitekim Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: "Çünkü şüphesiz ki Allah'tır, hem rızkı veren, hem pek
çetin kudret ve kuvvet sahibi olan. "(ez-Zariyat, 58)
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN