AHZAB 43 |
هُوَ
الَّذِي
يُصَلِّي
عَلَيْكُمْ
وَمَلَائِكَتُهُ
لِيُخْرِجَكُم مِّنَ
الظُّلُمَاتِ
إِلَى
النُّورِ
وَكَانَ
بِالْمُؤْمِنِينَ
رَحِيماً |
43. O, sizi
karanlıklardan nura çıkarmak için size salat getirendir, melekleri de. O,
mü'minlere çok merhametlidir.
"O, size salat
getirendir" buyruğu ile ilgili olarak İbn Abbas dedi ki: Yüce Allah'ın:
"Şüphesiz Allah ve melekleripeygambere salat ederler. "(el-Ahzab, 36)
buyruğu nazil olunca muhacirler ve ensar şöyle dediler: Ey Allah'ın Rasülü, bu
sana özeldir. Bizim bunda herhangi bir payımız yoktur. Bunun üzerine Yüce Allah
bu ayet-i kerimeyi indirdi.
Derim ki: Bu da Yüce
Allah'ın bu ümmet üzerindeki en büyük nimetlerden bir nimettir. Aynı zamanda bu
ümmetin diğer ümmetlerden daha üstün oluşuna da bir delildir. Yüce Allah bir
başka yerde de şöyle buyurmaktadır:
"Siz insanlar için
çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. "(Al-i İmran, 110)
Allah'ın kula salat
getirmesi, ona rahmet buyurması ve ona bereketler vermesidir. Meleklerin salatı
ise mü'minlere dua etmeleri, onlar için Allah'tan mağfiret dilemeleridir.
Nitekim Yüce Allah: 'Mü'minlere de mağfiret dilerler" (el-Mu'min, 7) diye
buyurmaktadır ki, ileride gelecektir.
Hadis-i şerifte de
belirtildiğine göre İsrailoğulları Musa (a.s)'a sordular: Rabbin salat getirir
mi? diye. Bu Musa'ya çok büyük ve ağır geldi. Yüce Allah ona şunu vahyetti:
"Benim salatım şu ki, rahmetim gazabımı geçmiştir.'' Bunu en-Nehhas
zikretmiştir. İbn Atiyye dedi ki: Bir kesimin rivayet ettiğine göre Peygamber
(s.a.v.)'a: Ey Allah'ın Rasülü, Allah'ın kullarına salatı nasıldır? diye
sormuşlar, o da şöyle cevab vermiş: "(Ben) subbuh(ım), kuddus(ım),
rahmetim de gazabımı geçmiştir" (ifadesinden sonra peygambere ait sözün
hangisi olduğu hususunda) farklı görüşler vardır. Bir görüşe göre bu, Yüce
Allah'ın kelamı kapsamı içerisindedir ve kullarına salatı böyledir. Bir diğer
görüşe göre "subbuh ve kuddus" Muhammed (s.a.v.)'ın sözlerindendir. O
Yüce Allah'ın salatını ifade eden lafzı dile getirmeden önce bunları
söylemiştir. Yüce Allah'ın salatı ise "rahmetim gazabımı geçmiştir"
ifadesidir. Bu bakımdan soru soran kimsenin Yüce Allah'ın kuluna salat
getirmesi ile ilgili olarak, Allah'a yakışmayacak bir manayı anladığı izlenimi
uyandığından dolayı böyle demiş, önce bu hususa dair haber vermeden tenzih ve
ta'zim ile sözlerine başlamıştır.
"Sizi
karanlıklardan nura" yani sapıklıktan hidayete "çıkarmak için."
Bunun anlamı ise, hidayet üzere sebat vermektir. Çünkü onlar bu hitab zamanında
hidayetüzere idiler. Daha sonra Yüce Allah, mü'minlerin kalblerine teselli
olmak üzere mü'minlere olan rahmeti hakkında da: "O, mü'minlere çok merhametlidir"
diye buyurmaktadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN