ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

AHZAB

38

/

39

 

مَّا كَانَ عَلَى النَّبِيِّ مِنْ حَرَجٍ فِيمَا فَرَضَ اللَّهُ لَهُ سُنَّةَ اللَّهِ فِي الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلُ وَكَانَ أَمْرُ اللَّهِ قَدَراً مَّقْدُوراً {38}

 الَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللَّهِ وَيَخْشَوْنَهُ وَلَا يَخْشَوْنَ أَحَداً إِلَّا اللَّهَ وَكَفَى

بِاللَّهِ حَسِيباً {39}

 

38. Allah'ın kendisine farz kıldığı şeylerde Peygamber için hiçbir vebal yoktur. Bu, önce geçenlerde Allah'ın geçerli kıldığı sünnetidir. Allah'ın emri mutlaka yerini bulan bir kaderdir.

39. Onlar Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler, O'ndan korkarlar. Allah'tan başka bir kimseden de korkmazlar. Hesab gören olarak Allah yeter.

 

"Bu, önce geçenlerde Allah'ın geçerli kıldığı sünnetidir" buyruğu Yüce Allah'ın bütün ümmete bir hitabıdır. O, bunun ve benzerlerinin, önceki peygamberler hakkında Allah'ın kendilerine helal kılmış olduğu şeylere nail olmaları şeklinde eskiden beri devam edegelen bir sünneti olduğunu onlara bildirmektedir. Yüce Allah, nikah hususunda Davud ve Süleyman gibi peygamberler hakkında uygulanagelmiş nikahta genişlik sünnetini, Muhammed (s.a.v.) için de açık tutmuştur, anlamındadır. Davud'un yüz hanımı, üçyüz cariyesi, Süleyman'ın üçyüz hanımı ve yediyüz cariyesi vardı. es-Sa'lebi'nin, Mukatil ve İbnu'l-Kelbi'den naklettiğine göre burada işaret Davud (a.s)'adır. Çünkü Yüce Allah onu ve meyil gösterdiği hanımı, evlilik suretiyle biraraya getirmişti.

 

"Sünneti" buyruğu mastar olarak nasb edilmiştir. Yüce Allah onun için geniş bir sünnet tesbit etmiştir, demektir. "Önce geçenler"den kasıt ise peygamberlerdir. Buna delil ise, bu peygamberleri daha sonradan: "Onlar Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler" buyruğu ile nitelendirmiş olmasıdır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Ahzab 40

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR