SECDE 30 |
فَأَعْرِضْ
عَنْهُمْ
وَانتَظِرْ
إِنَّهُم
مُّنتَظِرُونَ |
30. Artık onlardan yüz
çevir ve bekle! Çünkü onlar da beklemekte olanlardır.
"Artık onlardan yüz
çevir" buyruğunun şu anlama geldiği söylenmiştir:
Sen onların cahilliklerinden
yüz çevir ve emrolunduğun şekilden başkası ile onlara cevap verme!
"Ve bekle! Çünkü
onlar da beklemekte olanlardır." Yani Fetih gününü, Allah'ın senin lehine,
onların aleyhine hüküm vereceği günü bekle.
İbn Abbas dedi ki:
"Artık onlardan" yani Mekke'deki Kureyş müşriklerinden "yüz
çevir." Bu buyruk et-Tevbe Süresi'nde yer alan ve kılıç kullanmayı
emreden: "Artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün'' (et-Tevbe, 5)
buyruğu ile nesholmuştur. "Ve bekle" yani Benim sana verdiğim sözü
bekle! Bedir gününü bekle, anlamında olduğu da söylenmiştir.
"Çünkü onlar da
beklemekte olanlardır." Zamanın başınıza getireceği musibetleri
gözetlemektedirler.
Ayetin neshedilmemiş
olduğu da söylenmiştir. Zira ateşkes ve buna benzer hususlar dolayısıyla savaşma
emri bulunmakla birlikte yüz çevirmek sözkonusu olabilir. Buyruk, sen delili
onlara açıkladıktan sonra onlardan yüz çevir ve bekle, çünkü onlar da
beklemektedirler, diye de açıklamıştır. Şayet:
Onlar kıyamet gününe
iman etmedikleri halde, kıyamet gününü nasıl beklesinler? diye sorulacak
olursa, buna iki şekilde cevab verilebilir:
1. Anlam şöyle olur:
Onlar ölümü beklemektedirler. Ölüm ise kıyametin sebebleri arasındadır. O
takdirde bu ifade bir mecaz olur.
2. Aralarında kıyamet hakkında
şüphe eden olduğu gibi, iman edenleri de vardır. O takdirde bu buyruk, bu iki
sınıfa da verilen bir cevab olur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
İbn es-Sümeyka
"Çünkü onlar da beklemekte olanlardır" anlamındaki buyrukta yer alan
"zı" harfini (esreli değil de) üstün olarak: "Onlar
beklenmektedirler" diye okumuştur. Bu okuyuş, Mücahid ve İbn Muhaysın'dan
da rivayet edilmiştir. el-Ferra dedi ki: Böyle bir okuyuş takdiri ve
hazfedilmiş bir ifade kabul edilmedikçe sahih olamaz. İfadenin takdiri de (...):
Onlar gözetlenmektedirler" şeklindedir. Ebu Hatim dedi ki:
Sahih olan bu harfin
esreli olduğudur, yani sen onların azablarını bekle, onlar da senin helak
oluşunu beklemektedirler.
Şöyle de denilmiştir:
İbn es-Sümeyka'nın "zı" harfinin üstün ile doğru kabul ettiği
kıraatin anlamı şudur: Sen onların helak edilmelerini bekle, çünkü onlar helak
edilişleri beklenilmesine layık olan kimselerdir. Yani onlar kaçınılmaz olarak
helak olacaklardır ve sen bunu gözetle, çünkü semadaki melekler de onu
beklemektedirler. Bu açıklamayı ez-Zemahşeri zikretmiştir ki, el-Ferra'nın
açıklamasının anlamı da budur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
SECDE SüRESİ'NİN VE
ONüÇüNCü CİLDİN SONU
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN