ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

RUM

55

وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ يُقْسِمُ الْمُجْرِمُونَ مَا لَبِثُوا غَيْرَ سَاعَةٍ

كَذَلِكَ كَانُوا يُؤْفَكُونَ

 

55. Kıyametin kopacağı gün günahkarlar bir saatten başka eğlenmediklerine yemin edeceklerdir. Onlar işte böyle döndürülüyorlardı.

 

"Kıyametin kopacağı gün günahkarlar" müşrikler "bir saatten başka eğlenmediklerine yemin edeceklerdir." Bu ifadeler kabir azabını reddetmez. Zira Peygamber (s.a.v.)'dan birçok yoldan gelen rivayetlerle kabir azabından Allah'a sığındığı, ondan Allah'a sığınmayı emrettiği sahih olarak rivayet edilmiştir. Bunlardan birisi Abdullah b. Mes'ud'un yaptığı şu rivayettir: O dedi ki: Peygamber (s.a.v.) Um Habibe'nin dua ederken şöyle dediğini duydu: Allah'ım kocam Rasülullah'ı, babam Ebu Sufyan'ı ve kardeşim Muaviye'yi hayatta bırakarak onlarla gözü mü aydınlat. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) ona şöyle demiş: "Sen Yüce Allah'tan belirlenmiş eceller, paylaştırılmış rızıklara rağmen istekte bulundun. Ama bunun yerine sen ondan seni cehennem azabından ve kabir azabından korumasını dile." Bu hususta Müslim'in, Buharı'nin ve başkalarının rivayet ettiği meşhur daha pekçok hadis-i şerif vardır. Bunların bir bölümünü "et- Tezkire" adlı eserimizde zikretmiş bulunuyoruz.

 

"Bir saatten başka eğlenmediklerine" buyruğunun anlamı ile ilgili iki görüş vardır. Bunlardan birisine göre; kıyamet gününden önce mutlaka bir durgunluk, bir dinlenme olacaktır. İşte buna binaen onlar: "Bir saatten başka eğlenmedik" diyeceklerdir.

 

İkinci görüşe göre; onlar dünyada ancak bu kadar süre eğlendiklerini söyleyeceklerdir. Buna sebeb ise dünyanın zevali ve sonunun gelmesidir. Yüce Allah'ın şu buyruğunda olduğu gibi: "Onların onu görecekleri gün (günün) bir akşamından veya kuşluğundan başka durmamışlar gibi gelecek onlara." (en-Naziat, 46) Sanki günün ancak kısa bir anı kadar kalmış gibi gelecek onlara. Her ne kadar onlar kendileri için gaybı olan ve bilmedikleri bir hususa dair yemin etseler dahi.

 

Yüce Allah daha sonra şöyle buyurmaktadır: "Onlar işte böyle döndürulüyorlardı." Yani dünyada iken yalanlıyorlardı.

 

"Adam doğruluktan ve hayırdan döndürüldü" denilir.

 

"Yağmurdan alıkonulmuş yer" demektir.

Akılcılardan bir topluluğun iddiasına göre; kıyamet gününde insanların içinde bulundukları hal dolayısıyla yalan söylemek düşünülemez. Oysa Kur'an bunun aksine delalet etmektedir. Yüce Allah, şöyle buyurmaktadır:

 

"Onlar işte böyle döndürülüyorlardı." Yani onlar bir andan başka eğlenmediklerine dair yemin ettiklerinde haktan döndürüldükleri gibi; dünyada iken de haktan böylece döndürülüyorlardı. Yine Yüce Allah, başka yerlerde şöyle buyurmaktadır: "Allah onların hepsini dirilteceği o günde size yemin ettikleri gibi, ona da yemin edecekler ve kendilerinin gerçekten bir şey üzere olduklarını sanacaklar. Haberiniz olsun, gerçekten onlar yalancıların ta kendileridir." (el-Mücadele, 18); "Bundan sonra: Rabbimiz olan Allah hakkı için biz müşriklerden olmadık, demelerinden başka bir mazeretleri olmayacak. Kendi aleyhlerine nasıl yalan söylediklerine ... bir bak!" (el-En'am, 23-24)

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Rum 56

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR