ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

RUM

28

ضَرَبَ لَكُم مَّثَلاً مِنْ أَنفُسِكُمْ هَل لَّكُم مِّن مَّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُم مِّن شُرَكَاء فِي

مَا رَزَقْنَاكُمْ فَأَنتُمْ فِيهِ سَوَاء تَخَافُونَهُمْ كَخِيفَتِكُمْ أَنفُسَكُمْ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

 

28. (Allah) size kendi nefislerinizden bir misal getirdi. Size rızık olarak verdiklerimizde, eliniz altındaki kölelerinizin size ortak olup o rızıkta hep birlikte eşit olmayı ve kendiniz (gibi) hür olan diğer ortaklarınızdan çekindiğiniz gibi onlardan da çekinmeyi kabul eder misiniz? İşte akıllarını kullanan bir topluluk için ayetleri böylece açıklarız.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

 

1- Bu Buyrukta Müşriklere Dair Verilen Misal:

2- Allah'a Ortak Koşmanın Tutarsızlığı:

 

1- Bu Buyrukta Müşriklere Dair Verilen Misal:

 

Yüce Allah: "Size kendi nefislerinizden" diye buyurduktan sonra; "size ortak olup" diye buyurmakta ve bunların "eliniz altındaki köleleriniz" den olmalarına da dikkat çekmektedir. Buna göre birinci "den" ibtida (başlangıç noktası) içindir. Şöyle buyurulmuş gibidir: Ben size en yakın bir şey olan kendi öz nefislerinizden bir misal alıyorum demektir. "Ortak olup" anlamındaki kelimenin başına gelen ikinci; (...) ise tab'iz (kısmilik) bildirmek için; "eliniz altındaki" anlamındaki ifadedeki ise, istifhamı tekid etmek için zaid olarak gelmiştir.

Ayet -i keri'me Kureyş kafirleri hakkında inmiştir. Çünkü onlar telbiye getirdiklerinde: "Buyur, Rabbimiz buyur. Senin birisi dışında, hiçbir ortağın yoktur ki, o da senindir. Sen ona da maliksin, onun malik olduğunun da malikisin" diyorlardı. Bu açıklamayı Said b. Cübeyr yapmıştır. Katade de dedi ki: Bu Yüce Allah'ın müşriklere dair vermiş olduğu bir misaldir. Yani sizden herhangi bir kimse sahib olduğu kölesinin malında da, canında da tıpkı kendisi gibi olmasını kabul edebilir mi? Buna razı olur mu? Siz kendiniz için buna razı olmadığınıza göre, Yüce Allah'a nasıl olur da ortaklar koşuyorsunuz?

 

2- Allah'a Ortak Koşmanın Tutarsızlığı:

 

ilim adamlarından bazıları şöyle demiştir: Bu ayet-i kerime insanların birbirlerine ihtiyacı oldukları için kendi aralarındaki ortaklığa, buna karşılık Yüce Allah'a ortak koşmanın söz konusu olmayacağına dair açık bir delildir. Çünkü şanı Yüce Allah: "Size kendi nefislerinizden bir misal getirdi. Size rızık olarak verdiklerimizde, eliniz altındaki kölelerinizin size ortak olup ... " diye buyurması, onların: Bizim kölelerimiz bize rızık olarak verdiğin hususlarda bize ortak değildirler, demelerini gerektirmektedir. Bu sefer onlara şöyle denilir: Kullarınızın size ortak olmaktan kendinizi tenzih ederken, benim kullarımı bunca yaratıkları yaratmakta bana ortak koşabilmeniz nasıl düşünülebilir? Bu tutarsız bir hüküm, az düşünmenin bir sonucu ve bir kalb körlüğüdür. Efendilerin malik oldukları hususlar hakkında kölelerin efendileriyle ortaklıkları -ki hepsi Yüce Allah'ın yaratığıdırlar, O'nun kuludurlar- batıl olduğuna göre; kainatta herhangi bir varlığın Yüce Allah'a, O'nun fiillerinden herhangi birisinde ortak oldukları iddiası da kendiliğinden çürümüş olur. Geriye sadece şu gerçek kalır: O bir ve tektir. O'nun ortağının olması imkansız bir şeydir. Çünkü ortaklık yardımlaşmayı gerektirir. Bizlerin mal ve iş itibariyle birbirimizin yardımına ihtiyacımız vardır. Kadim ve ezeli olan Yüce Allah ise bundan münezzehtir.

 

Bu meseleyi bellemek bir ilim taleb eden kimse için fıkha dair mükemmel bir kitabı ezberlemiş olmaktan daha önemlidir. Çünkü bütün bedeni ibadetlerin sahih olması ancak kalbte bu meselenin sahih olarak bilinmesi ile mümkündür. Bunu iyice anlamalıyız.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Rum 29

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR