ANKEBUT 63 / 64 |
وَلَئِن
سَأَلْتَهُم مَّن
نَّزَّلَ
مِنَ
السَّمَاءِ
مَاءً فَأَحْيَا
بِهِ
الْأَرْضَ
مِن بَعْدِ
مَوْتِهَا لَيَقُولُنَّ
اللَّهُ
قُلِ
الْحَمْدُ
لِلَّهِ
بَلْ أَكْثَرُهُمْ
لَا
يَعْقِلُونَ
{63} وَمَا
هَذِهِ
الْحَيَاةُ
الدُّنْيَا
إِلَّا
لَهْوٌ
وَلَعِبٌ
وَإِنَّ
الدَّارَ
الْآخِرَةَ لَهِيَ
الْحَيَوَانُ
لَوْ
كَانُوا
يَعْلَمُونَ
{64} |
63. Eğer
sen onlara: "Gökten suyu indirip onunla yeri ölümünden sonra dirilten
kimdir?" diye sorsan, onlar elbette: "Allah'tır" derler.
"Allah'a hamd olsun" de. Fakat onların çoğu akıl etmezler.
64. Bu
dünya hayatı bir eğlenceden ve bir oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu
ise, asıl hayat yurdu işte orasıdır, bilmiş olsalardı.
"Eğer sen onlara:
Gökten suyu" buluttan yağmuru "indirip onunla yeri ölümünden"
yani kuraklıktan, orada yaşayanları kıtlık halinden "sonra dirilten
kimdir, diye sorsan, onlar elbette Allah'tır derler." Siz bunu itiraf
ettiğinize göre niye O'na ortak koşuyor, öldükten sonra tekrar diriltilmeyi
inkar ediyorsunuz? O, bunları yapmaya kadir olduğuna göre mü'minleri zengin
kılmaya da kadirdir. Bunu, te'kid olsun diye tekrarlamıştır.
"Allah'a"
kudretine dair açıklamış olduğu apaçık delil ve belgeler dolayısıyla
"hamdolsun de. Fakat onların çoğu akıl etmezler." Bu deliller
üzerinde gereği gibi düşünmezler.
Onların bunu ikrar
etmesi dolayısıyla "Allah'a hamdolsun" diye açıklandığı gibi; suyu
indirip yeryüzünü canlandırdığı için Allah'a hamdolsun diye de açıklanmıştır.
"Bu dünya hayatı
bir eğlenceden ve bir oyundan başka bir şey değildir." Yani bu dünya
hayatı kendisi ile oyalanılan ve eğlenilen bir şeydir. Allah'ın zenginlere vermiş
olduğu dünyalık mutlaka yok olur, zeval bulur. Tıpkı hakikati olmayan ve sebatı
bulunmayan oyun gibidir. Bazıları şöyle demiştir: Dünya senin için baki kalsa
bile, sen onun için baki kalmazsın. Şu beyitleri okumuşlardır:
"Dünyanın akşam
bize gelişi, sabah gidişinden farklıdır. Bir takım işlerden sonra başka işler
meydana gelir. Geceler (kimini) bir araya getirir, ayırır kimini, Kimi
yıldızlar doğar o gecede batar kimileri. Her kim zamanın ve sevincinin kalıcı
olduğunu sanırsa, Bilsin ki imkansızdır bu, hiçbir sevinç devam etmez. Ve
affetsin Allah bütün endişesi tek bir şeyolanı Ve gelen musibetlerin dönüp
dolaşıcı olduğuna inanan kimseyi."
Derim ki: Bütün bunlar
mal, mevki, geçimin temel esasını sağlayacak ve itaatler için gerekli gücü
temin edecek, zorunlu ihtiyaçtan fazla olan giyecek gibi; dünyalıklar
hakkındadır. Bunlardan Allah için olanlara gelince; onlar ahiretin kapsamı
içerisindedirler ve asıl kalacak olanlar onlardır. Nitekim Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: "Celal ve ikram sahibi Rabbimin Vechi ise kalıcıdır."
(er-Rahman, 27) Yani kendisi ile Allah'ın mükafat ve rızası aranılarak yapılan
şeyler kalıcıdır.
"Ahiret yurdu ise;
asıl hayat yurdu işte orasıdır." Asla sonu gelmeyen, ölümün söz konusu
olmadığı kalıcı hayat yurdu orasıdır. Ebu Ubeyde; (...)'in, (...) ile,
"ha" harfi kesreli olarak; (...)'in aynı anlamda olduğunu iddia
etmiştir. Nitekim şair şöyle demektedir: "Bazan bakarsın ki hayat
hayattır."
Başkaları ise; (...)'in
(...) vezninde, "Sopalar" gibi çoğul olduğunu söylemektedir. (...)
ise canlı olan herşey hakkında kullanılır. (...); aynı zamanda cennetteki bir
pınardır. (...)'ın aslının, (...) olduğu ve aynı iki harfin arka arkaya gelmesi
dolayısıyla "vav"lardan birisinin "ya"ya değiştirildiği de
söylenmiştir. Bunun böyle olduğunu "bilmiş olsalardı ... "
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN