ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

NEML

91

/

93

إِنَّمَا أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ رَبَّ هَذِهِ الْبَلْدَةِ الَّذِي حَرَّمَهَا وَلَهُ كُلُّ شَيْءٍ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ {91} وَأَنْ أَتْلُوَ الْقُرْآنَ فَمَنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَن ضَلَّ فَقُلْ إِنَّمَا أَنَا مِنَ الْمُنذِرِينَ {92} وَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ سَيُرِيكُمْ آيَاتِهِ فَتَعْرِفُونَهَا وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ {93}

 

91. Ben ancak burayı saygıdeğer kılan ve herşey kendisinin olan bu beldenin Rabbine ibadet etmekle emrolundum. Müslümanlardan olmakla da emrolundum;

92. Kur'an'ı okumakla da. Kim hidayet bulursa, ancak kendi lehine hidayet bulur. Kim de sapıklığa düşerse, De ki: "Ben ancak uyarıcılardanım. "

93. Ve De ki: "Hamdolsun Allah'a. O size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbim yaptıklarınızdan gafil değildir."

 

"Ben ancak burayı saygıdeğer kılan" yaratmak ve mülkü itibariyle "herşey kendisinin olan bu beldenin Rabbine ibadet etmekle emrolundum" buyruğunda sözü edilen "bu belde" Yüce Allah'ın çok saygıdeğer kıldığı Mekke'dir. Yani O, burayı -birkaç yerde daha önce açıklandığı üzere- güvenlikli bir harem kılmıştır, orada kan dökülmez, kimseye zulmedilmez. Orada av avlanılmaz, hiçbir ağaç sökülmez.

 

İbn Abbas "burayı saygıdeğer kılan" buyruğunu "belde" lafzına uygun olmak üzere; (...) diye okumuştur. Ancak diğerleri (...) diye okumuşlardır. Bu da nasb mahallinde ve "Rabb"in sıfatıdır. Eğer "elif" ve "lam" ile olmuş olsaydı, o takdirde; (...) demek icab ederdi. Çünkü bu takdirde fiil kendisine ait olduğu failden başkasına uygun olarak gelmiş olacaktır. Eğer (...) dediğimiz takdirde ayrıca; (...) zamirini takdir etmemize ihtiyaç kalmaz.

 

"Müslümanlardan" emrine itaatle boyun eğen ve O'nu tevhid edenlerden "olmakla da emrolundum. Kur'an'ı okumakla da." Yani Kur'an'ı okumakla da emrolundum; yani bana onu oku, denildi.

 

"Kim hidayet bulursa ancak kendi lehine hidayet bulur." Yani hidayet bulmasının sevabı ona aittir.

 

"Kim de sapıklığa düşerse" bana düşen tebliğ etmektir, üzerimde başka bir sorumluluğum yoktur. Bunu kital (savaşı emreden) ayet neshetmiştir.

 

en-Nehhas dedi ki: "Kur'an'ı okumakla" buyruğu (...) ile nasb mahallindedir. el-Ferra: Iki kıraatten birisi; "Ve Kur'an'ı oku diye ... " şeklindedir, demiş ve emr dolayısıyla cezm mahallinde olduğunu iddia etmiştir. İşte "vav"ın hazfediliş sebebi budur. en-Nehhas dedi ki: Bizler kimsenin bu şekilde okuduğunu bilmiyoruz ve bu, bütün mushaflara muhalif bir hattır.

 

"Ve de ki hamdolsun Allah'a." O'nun nimetlerine ve bizi doğru yola iletmesine.

"O size ayetlerini" gerek kendi nefislerinizde, gerek dışınızda "gösterecek." Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Ayetlerimizi onlara hem afak ta (dış dünyalarında) hem de nefislerinde göstereceğiz. "(Fussilet, 53)

 

"Siz de onları" yani gerek kendi nefislerinizde, gerek göklerde, gerekse de yerde vahdaniyet ve kudretinin delillerini "tanıyacaksınız." Yüce Allah'ın şu buyruğu da buna benzemektedir: "Yakinleri olanlar için yeryüzünde ayet ler vardır. Kendi nefislerinizde de. Artık görmez misiniz,?" (ez-Zariyat, 20-21)

 

"Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir." Medineliler, Şamlılar ve Asım'dan rivayetle Hafs "te" ile muhatap kipi ile okumuşlardır. Buna sebeb ise; "O size ayetlerini gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız" diye buyurulmuş olmasıdır. Bu durumda ifadeler tek bir şekilde uyum halinde devam eder, diğerleri ise öncesinde gelen: "kim hidayet bulursa" buyruğuna göre "ya" ile okumuşlardır. (Rabbin onların yaptıklarından gafil değildir demek olur). Böylelikle o ayet-i kerime hakkında burada haber verilmiş olmaktadır.

Sure burada tamam olmaktadır. Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun.

Efendimiz Muhammed'e, onun aile halkına ve ashabına da Allah'ın salat ve selamları olsun.

NEML SüRESİ'NİN SONU

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

28-KASAS سورة القصص

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR