FURKAN 49 |
لِنُحْيِيَ
بِهِ
بَلْدَةً
مَّيْتاً
وَنُسْقِيَهُ مِمَّا
خَلَقْنَا
أَنْعَاماً
وَأَنَاسِيَّ
كَثِيراً |
49. Onunla ölü bir
beldeyi canlandıralım; yarattığımız nice hayvanat ve insanı onunla sulayalım
diye.
"Onunla" yani
yağmur ile"ölü bir beldeyi" kuraklığı, suyunun çekilmişliği ve bitki bitirmemiş
olması ile böyle olan bir yeri ... "canlandıralım." Ka'ab dedi ki:
Yağmur yeryüzünün ruhudur. Allah orayı yağmur ile canlandırır.
Yüce Allah burad~
"Ölü" diye buyurup, "(müennes için) ölü" diye buyurmamış
olması "belde" ile "beled"in manasının aynı oluşundan
dolayıdır. Bu açıklamayı ez-Zeccac yapmıştır. "Beled" ile belli bir
yeri kastettiği de söylenmiştir.
"Yarattığımız nice
hayvanat ve insanı onunla sulayalım diye" buyruğundaki "Onunla
sulayalım diye" buyruğu genel olarak "nun" harfi ötreli
okunmuştur. Ömer b. el-Hattab ile el-Mufaddal'ın rivayetine göre Asım ile
el-A'meş ise "nun" harfini üstün olarak; (...) diye okumuşlardır.
"Yarattığımız nice
hayvanat ve insanı ... " yani pek çok insanı sulayalım, diye ...
"insanlar"ın tekili (...) şeklindedir. Bu da "el-kurkur"un
çoğulunun "karakır" ile "karakir" şeklinde gelmesi gibidir.
el-Ahfeş, el-Müberred ve el-Ferra'nın iki görüşünden birisine göre bu böyledir.
el-Ferra'nın başka bir görüşü de şudur: Bunun tekili "insan"dır.
Sonra sondaki "nun", "ya"ya değiştirilerek bunun yerine
çoğul olarak; (...) denilir. Aslı ise (...) şeklindedir. Bu da
"sirhan" ve "serahın" ile "bustan" ve
"besatin" gibidir. Araplar bu kelimelerde "ya'''yı, "nun"un
yerine getirmişlerdir. Bu açıklamaya göre "serahı" ve "besatl"
demek caiz olmalıdır. Aralarında herhangi bir fark yoktur.
el-Ferra dedi ki:
Lamu'l-fiil ile aynu'l-fiil arasında bulunan ye'nin şeddesiz okunması
mümkündür. Buna göre; "insanlar" denilir. Nitekim "karakır"
ve "karakir" gibi. "Çok" denilerek bunun yerine
"Çoklar" denilmeyiş sebebi "fail" vezni ile bazan çokluğun
anlatılmak istenmesidir. Yüce Allah'ın: "Onlar ne iyi arkadaştırlar"
(Nisa,
69) buyruğunda olduğu
gibi.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN