ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MU’MİNUN

99

/

100

حَتَّى إِذَا جَاء أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ {99}

 

 لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحاً فِيمَا تَرَكْتُ كَلَّا إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا وَمِن وَرَائِهِم بَرْزَخٌ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ {100}

 

99. Onların herbirine ölüm geldiğinde: "Rabbim beni döndürun" der.

100. "Belki geride bıraktıklarımla salih amel işlerim." Asla! Bu onun söylemiş olduğu bir sözden ibarettir. Onların önünde de diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.

 

"Onların herbirine ölüm geldiğinde: Rabbim beni döndürün der." Burada tekrar müşrikler söz konusu edilmektedir. Yani onlar: "Ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman ... bu, ancak önce gelenlerin efsane ve yalanlarıdır" (el-Mu'minun 35) dediler. Sonra Yüce Allah onlara karşı delil getirdi, herşeye kadir olduğunu hatırlattı. Daha sonra da şöyle buyurdu: Onlar bu hususta ısrar edicidirler. Nihayet onlardan herhangi birisine ölüm gelip çattığında ve artık sapıklığına kesinlikle kanaat getirip meleklerin de ruhunu kabzetmekte olduklarını gördüğünde Yüce Allah'ın: "Meleklerin, o kafirlerin yüzlerine ve arkalarına vura vura ... canlarını alırken bir görseydin. "(el- Enfal, 50) buyruğunda anlatılan durum gerçekleştiğinde: "Rabbim, beni döndürün der." Geriye bıraktıkları arasında salih amel işlemek için geri döndürülmeyi temenni eder. Bu sözler kişinin nefsinde (kalbinde)n geçirdiği, kendi kendisine söyleyeceği sözler de olabilir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Ve kendi kendilerine derler ki: Söylediğimiz sebebi ile Allah bize azab etmeli değil mi'' (el-Mücadele, 8)

 

Böyle bir kafirin söyleyeceği belirtilen "beni döndürün" buyruğunda o aziz ve celil olan Rabbine hitab ediyor olmakla birlikte "beni döndür" dememesi muhatabın anılırken, ta'zim edilmesi dolayısıyladır.

 

Şöyle de açıklanmıştır: Onlar önce Allah'tan yardım isterler. Onlardan herhangi bir kimse: Rabbim ... der, daha sonra meleklere hitaba yönelerek: Beni dünyaya döndürün, diyecektir. Bu açıklamayı da İbn Cüreyc yapmıştır.

 

"Beni döndürün" ifadesinin, çokça tekrarlanacağını anlatmak anlamında olduğu da söylenmiştir. Yani beni döndür, beni döndür, beni döndür ve bu böylece sürüp gidecek, demektir. el-Müzeni de Yüce Allah'ın: "Atınız cehenneme ..." (Kaf, 24) buyruğu hakkında şöyle demektedir: Bu, at, at ... demektir. ed-Dahhak der ki: Bununla kastedilenler müşriklerdir.

 

Derim ki: Geri dönmeyi istemek kafire has değildir. İleride el-Münafikun Suresi'nin sonlarında (10-11. ayetler, 2. başlıkta) geleceği üzere mü'min de böyle bir dilekte bulunabilir. Ayet-i kerime ayrıca şuna delildir: Hiçbir kimse kesin bir şekilde Allah'ın dostlarından mıdır, yoksa düşmanlarından mıdır, bilmedikçe ruhunu teslim etmez. Çünkü durum böyle olmasa geri döndürülmeyi istemez. O bakımdan herkes, bunu ölümün inişinden ve ölümün tadının alınışından önce bilecektir.

 

"Belki geride bıraktıklarımla salih amel işlerim." İbn Abbas: "Eşhedu en la İlahe illallah" demeyi kastetmektedir, der. "Geride bıraktıklarımla"; geride kaybettiklerim ve gereğince ameli terkettiğim itaatlerde bulunmakla, demektir. Bunun, belki geride bıraktığım malı tasadduk ederim, anlamında olduğu da söylenmiştir.

 

"Belki" tereddüt anlamını da ihtiva etmektedir. Halbuki geri döndürülmeyi isteyen böyle bir kimse kesinlikle azaba uğratılacağını anlamış bir kimsedir. O ise tereddütsüz olarak, kat'ı bir şekilde kendisini salih amele de hazırlamaktadır. O halde burada tereddüt ya dünyaya geri döndürülüşü ile alakalıdır yahut bu hususta böyle bir tevfike mazhar olup olmaması ile alakalıdır. Yani eğer Sen bana böyle bir tevfik nasip edersen, salih amel işlerim. Zira eğer dünyaya geri döndürülecek olsa dahi, salih amel işleme kudret ve tevfikinin var olacağı kat'ı değildir.

 

"Asla!" Bu bir red sözüdür, yani durum onun zannettiği şekilde olmayıp dünyaya döndürülme isteği kabul edilecek değildir. Aksine bu onun rüzgara karşı söylediği ve rüzgarın kapıp götürdüğü bir sözden ibarettir. Şöyle de denilmiştir: İsteği yerine getirilecek olsa dahi sözünü yerine getirmeyecektir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Eğer geri döndürülürlerse yine kendilerine yasaklanan şeylere geri dönerler. "(el-En'am, 38)

Yine denildiğine göre: "Asla! Bu onun söylemiş olduğu bir sözden ibarettir" buyruğu Yüce Allah'a aittir. Yani O'nun haberinde değişiklik, sözünden caymak söz konusu değildir. O, hiçbir nefsi eceli geldiği takdirde geriye bırakmayacağını haber verdiği gibi, böyle bir kafirin asla iman etmeyeceğini de haber vermiştir.

 

"Asla! Bu onun söylemiş olduğu bir sözden ibarettir" buyruğu ölüm esnasında söyleyeceği bir sözdür, fakat bunun faydası olmayacaktır, diye de açıklanmıştır.

 

"Onların önünde de ... bir berzah vardır" buyruğunda geçen "Arkalarında" anlamında olmakla birlikte, "önlerinde" anlamında kullanılmıştır. Bunun "arkalarında" anlamında kullanıldığı da söylenmiştir.

 

"Berzah" ölüm ile diriliş arasında bir engel, bir ara yerdir. Bunu ed-Dahhak, Mücahid ve İbn Zeyd söylemiştir. Yine Mücahid'den nakledildiğine göre, Berzah ölüm ile dünyaya dönüş arasındaki engeldir. ed-Dahhak'tan nakledildiğine göre Berzah dünya ile ahiret arasıdır. İbn Abbas da o bir hicab (perde)dir, demiştir. es-Süddı ise eceldir, va'dedir derken, Katade dünyanın geri kalan süresidir, diye açıklamıştır. Bir diğer açıklamaya göre, kıyamet gününe kadar mühlet vermektir. Bunu da İbn İsa nakletmiştir.

 

el-Kelbi der ki: Berzah iki nefha arasındaki süredir. İkisi arasında kırk yıllık bir zaman vardır.

 

Bütün bu görüşler birbirine yakındır. Her iki şeyarasındaki her engele de berzah denilir. el-Cevheri der ki: Berzah iki şeyarasındaki engel demektir. Yine Berzah dünya ile ahiret arasında ölümden dirilişe kadar geçen zamandır. Bir kimse öldü mü artık o Berzah'a girer.

Bir adam eş-Şa'bi'nin huzurunda dedi ki: Allah filana rahmet eylesin, artık o ahiret ehlinden oldu. O şöyle dedi: Henüz daha ahiret ehlinden olmadı, o Berzah ehlinden oldu. Çünkü orası dünyadan da değildir, ahiretten de değildir.

 

"Gün" kelimesinin "diriltilecekleri" fiiline izafe edilmesinin sebebi, zaman zarfı oluşundan dolayıdır. Burada izafetten kasıt da mastardır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Mu’minun 101

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR