MU’MİNUN 45 / 48 |
ثُمَّ
أَرْسَلْنَا
مُوسَى
وَأَخَاهُ هَارُونَ
بِآيَاتِنَا
وَسُلْطَانٍ
مُّبِينٍ {45} إِلَى
فِرْعَوْنَ
وَمَلَئِهِ فَاسْتَكْبَرُوا
وَكَانُوا
قَوْماً
عَالِينَ {46} فَقَالُوا
أَنُؤْمِنُ
لِبَشَرَيْنِ
مِثْلِنَا وَقَوْمُهُمَا
لَنَا
عَابِدُونَ {47} فَكَذَّبُوهُمَا
فَكَانُوا
مِنَ الْمُهْلَكِينَ {48} |
45.
Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık belge ile gönderdik;
46.
Firavun'a ve ileri gelenlerine. Ama onlar büyüklük tasladılar. Zaten onlar
kendilerini üstün sayan bir topluluktu.
47. Onun
için dediler ki: "Kavimleri bize kulluk etmekte iken, bizim gibi iki
insana mı iman edeceğiz?"
48. Bu
sebeble onları yalanladılar ve sonunda helak edilenlerden oldular.
"Sonra Musa ve
kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık belge ile gönderdik" buyruğuna
dair açıklamalar daha önceden (Hud, 96-99. ayetlerin tefsirinde) geçmiş
bulunmaktadır.
" ... onlar
kendilerini üstün sayan" mütekebbir, başkalarına zulmederek kahreden
"bir topluluktu" demektir. Nitekim Yüce Allah: "Şüphe yok ki
Firavun arzda üstünlük sağlamaya kalkıştı ... " (el- Kasas, 4) diye
buyurmaktadır.
"Onun için dediler
ki: Kavimleri bize kulluk etmekte iken, bizim gibi iki insana mı iman
edeceğiz?" ayetine (benzerlerine) dair açıklamalar da yine önceden geçmiş
bulunmaktadır.
"Ve sonunda"
denizde boğulmak suretiyle "helak edilenlerden oldular."
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN