HAC 53 |
لِيَجْعَلَ مَا
يُلْقِي
الشَّيْطَانُ
فِتْنَةً
لِّلَّذِينَ
فِي
قُلُوبِهِم
مَّرَضٌ
وَالْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ
وَإِنَّ
الظَّالِمِينَ
لَفِي
شِقَاقٍ
بَعِيدٍ |
53. Ta ki şeytanın
koyacağı şeyi kalplerinde hastalık bulunan ve kalbleri gayet katı olanlar için
Allah bir fitne (sebebi) kılsın. Muhakkak zalimler uzak bir ayrılık
içindedirler.
"Ta ki şeytanın koyacağı
şeyi kalplerinde hastalık" şirk ve münafıklık "bulunan ve kalbleri
gayet katı olanlar" ve Yüce Allah'ın emrine kalbleri yumuşamayanlar
"için Allah bir fitne" yani bir sapıklık sebebi "kılsın."
es-Sa'lebi der ki:
Ayet-i kerımede peygamberlerin şeytanın vesvesesi ile yanılmalarının,
unutmalarının ve şaşırmalarının caiz olduğuna yahut ta şaşıracak kadar
kalplerinin meşgul olabileceğine delil vardır. Daha sonra peygamber uyarılır,
dikkati çekilir ve doğru olana döner. İşte Yüce Allah'ın: "O şeytanın katacağını
Allah iptal eder. Sonra Allah kendi ayetlerini sapasağlam yerleştirir"
(Hacc 52) buyruğunun anlamı budur. Ancak peygamberin şaşırması bizden herhangi
birimizin şaşırması gibidir. Asılsız rivayetleri nakledenlerin rivayetlerinde
ona izafe olunan: İşte bunlar o yüksek putlardır, gibi ifadeler ise Peygamber
(s.a.v.)'e uydurulmuş bir yalandır. Çünkü bu ifadelerde putların ta'zim
edilmesi söz konusudur. Peygamberler hakkında ise bu caiz değildir. Nitekim
Kur'an-ı Kerım'in bir bölümünü okuyup, daha sonra da bir şiir okuyarak: Ben
şaşırdım ve bunu Kur'an zannettim, demesinin caiz olmadığı gibi.
"Muhakkak
zalimler" yani kafirler "uzak bir ayrılık içindedirler." Allah'a
ve Resulüne karşı muhalefet, isyan ve onun zıddı bir konumdadırlar. Buna dair
açıklamalar daha önceden el-Bakara Suresi'nde (137. ayetin tefsirinde) geçmiş
bulunmaktadır. Hamd yalnız Allah'adır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN