HAC 22 |
كُلَّمَا
أَرَادُوا أَن
يَخْرُجُوا
مِنْهَا
مِنْ غَمٍّ
أُعِيدُوا
فِيهَا
وَذُوقُوا
عَذَابَ
الْحَرِيقِ |
22. Oradan bir
ızdıraptan kurtulmak istedikleri her seferinde oraya geri iade olunurlar ve:
"Yakıcı ateşin azabını tadın" (denilir, onlara).
""Oradan"
yani cehennem ateşinden, "bir ızdıraptan kurtulmak istedikleri her seferinde
oraya" topuzlarla vurulmak suretiyle "geri iade olunurlar."
Ebu Zabyan dedi ki: Bize
nakledildiğine göre cehennemlikler, cehennem ateşinin alevi coşup kaynadığında
ve içinde bulunanları üst kapılarına doğru atacağında, cehennem ateşinden
çıkmaya çalışacaklar, çıkmak isteyecekler. Ancak cehennem bekçileri ellerindeki
topuzlarla, balyozlarla onları tekrar cehenneme iade edecekler.
Şöyle de açıklanmıştır:
Oradaki gam ve kederleri artacağında kaçmaya çalışacaklar. Kaçanlar arasından
kıyısına yakın bir yere ulaşabilenleri melekler, topuzlarla cehennem ateşine
geri döndürür ve onlara: "Yakıcı ateşin azabını tadın" derler.
Buyruktaki
"el-harik: Yakıcı" (anlam itibariyle) elim ve veci' (can yakıcı ve
acıtıcı) gibidir.
"el-Harık"in
el-ihtirak (yanmak)dan isim olduğu da söylenmiştir. (...): Bir şeyin ateşte
yanması demektir. İsmi (...) ile (...) şeklinde gelir.
"Tatmak"da
tadın idrakinin beraberinde gerçekleştiği bir dokunuştur. Burada ifadenin
manası genişletilmiştir. Onların can yakıcı acı ve ızdırabı idrak edecekleri
kastedilmiştir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN