ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MERYEM

97

 

فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِ قَوْماً لُّدّاً

 

97. Biz onu, onunla takva sahiplerini müjdeleyesin, inad edenleri de korkutasın diye senin dilinle kolaylaştırdık.

 

"Biz onu ... senin dilinle kolaylaştırdık" buyruğunda kasıt Kur'an-ı Kerim'dir. Yani Biz onu senin dilin olan Arap dili ile açıkça ortaya koyduk. üzerinde düşünen, tefekkür eden kimselere de kolay kıldık.

 

Biz bu kitabı senin üzerine insanların anlamalarının kolaylaşması maksadıyla Arapça indirdik, diye de açıklanmıştır.

 

"Onunla takva sahiplerini müjdeleyesin, inad edenleri de korkutasın diye" buyruğundaki: "İnad edenler" (...) in çoğulu olup ileri derecede düşmanlık eden demektir. Yüce Allah'ın: ("Halbuki o düşmanların en azılı olanıdır." (el-Bakara, 204) buyruğunda da bu kökten gelen kelime kullanılmıştır. Şair de şöyle demiştir: "Gecemi sessizce kederlerimle fısıldaşarak geçiriyorken sanki ben, Tartışma kabiliyetleri yüksek ve ileri derecede düşman kimselerle tartışıyor gibiyim."

 

Ebu Ubeyde dedi ki: "el-Eledd: İnad eden, aşırı düşman" hakkı kabul etmeyen ve batılı ileri süren demektir. el-Hasen dedi ki: Hakka karşı sağır kimseler demektir. er-Rabi kalpteki kulakları sağır olanlar demektir; Mücahid, facir kimseler demektir; ed-Dahhak batıl uğrunda mücadele verenler demektir; İbn Abbas da düşmanlıklarında aşırıya gidenler demektir, diye açıklamışlardır.

 

Bu kelimenin, hiçbir şekilde istikamet üzere olmayan zalim, anlamında olduğu da söylenmiştir. Anlam birdir.

 

Özellikle bunların uyarılmasından söz edilmesi, inatçılığı olmayan kimsenin, itaat çemberine girmesinin kolayoluşundan dolayıdır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Meryem 98

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR