İSRA 46 |
وَجَعَلْنَا
عَلَى
قُلُوبِهِمْ
أَكِنَّةً
أَن
يَفْقَهُوهُ
وَفِي
آذَانِهِمْ وَقْراً
وَإِذَا
ذَكَرْتَ
رَبَّكَ فِي
الْقُرْآنِ
وَحْدَهُ
وَلَّوْاْ
عَلَى
أَدْبَارِهِمْ
نُفُوراً |
46. Onların kalpleri
üzerine onu iyice anlamalarına engel perdeler gerer, kulaklarına da bir ağırlık
veririz. Kur'an'da Rabbini bir tek olarak zikrettiğin vakit nefretle arkalarına
döner, giderler.
"Onların kalpleri üzerine
... perdeler gerer" buyruğundaki: "Perdeler" kelimesi, (...)'ın
çoğulu olup bir şeyi örten şeye denilir ki, buna dair açıklamalar bundan önce
el-En'am Süresi'nde (25. Ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
"Onu iyice
anlamalarına engel" buyruğu, "Onu anlamasınlar diye"
anlamındadır. Ya da onu anlamalarını uygun görmediğimiz için anlamındadır. Bu
da ondaki emir, nehiy, hikmet ve manaları anlamasınlar diye, demektir. Bu
buyruk, Kaderiye'nin görüşünü reddetmektedir.
"Kulaklarına da bir
ağırlık veririz." Bir sağırlık ve bir ağırlık demek olup, ifadede hafz
edilmiş kelimeler de vardır ki, "onu işitmelerine engel olarak kulaklarına
... " demektir.
"Kur'an'da Rabbini
bir tek olarak zikrettiğin vakit." Yani, sen Kur'an okurken Allah'tan
başka ilah yoktur, dediğinde "nefretle arkalarına döner giderler."
Ebu'l-Cevza Evs b. Abdullah dedi ki: Şeytanı, kalpten "la ilahe
illallah" demekten daha çok kovan başka bir şey yoktur. Sonra da Yüce
Allah'ın:
"Kur'an'da Rabbini
bir tek olarak zikrettiğin vakit nefretle arkalarına döner giderler"
buyruğunu okudu.
Ali b. el-Hüseyn de: Bu,
onun "Bismillahirrahmanirrahim" demesidir, demektedir. Bu sözü
önceden Besmele bahsinde de geçmiş bulunmaktadır.
"Nefretle
arkalarına döner giderler" buyruğu ile müşriklerin kastedildiği söylendiği
gibi, şeytanların kastedildiği de söylenmiştir.
"Nefretle ...
giderler" kelimesi "Nefretle gider" kelimesinin çoğuludur.
"Şuhud" kelimesinin şahidin çoğulu, "kuud" kelimesinin de
"kaa'id" yani oturan kelimesinin çoğulu olduğu gibi.
Bu kelime hal olarak
nasb edilmiştir. Bununla birlikte bunun aynı kökünden gelmemekle birlikte
fiilin te'kid edici mastarı (mef'ul-i mutlakı) olması da mümkündür. Çünkü Yüce
Allah'ın: "Arkalarına dönerler" buyruğu zaten; "Uzaklaşıp
gittiler" ile aynı anlamdadır. Bu durumda buyruk; (...): Nefretle
arkalarına döner giderler, demek olur.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN