İSRA 9 / 10 |
إِنَّ
هَـذَا
الْقُرْآنَ
يِهْدِي
لِلَّتِي
هِيَ أَقْوَمُ
وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ
الَّذِينَ
يَعْمَلُونَ
الصَّالِحَاتِ
أَنَّ
لَهُمْ
أَجْراً
كَبِيراً {9} وأَنَّ
الَّذِينَ
لاَ
يُؤْمِنُونَ
بِالآخِرَةِ
أَعْتَدْنَا
لَهُمْ
عَذَاباً
أَلِيماً {10} |
9.
Gerçekten bu Kur'an, en doğru olana iletir ve salih amellerde bulunan
mü'minlere kendileri için muhakkak büyük bir mükafat olduğunu da müjdeler;
10. Ahirete
iman etmeyenlere de, şüphesiz pek acıklı bir azap hazırlamış olduğumuzu da.
"Gerçekten bu
Kur'an, en doğru olana iletir." Yüce Allah, Mi'rac'ı söz konusu ettikten
sonra, İsrailoğulları ile ilgili hükmünü söz konusu etti. Bu ise, Muhammed
(s.a.v.)'ın peygamberliğine delalettir. Daha sonra, Yüce Allah'ın onun üzerine
indirdiği Kitabın hidayet bulmaya sebep olduğunu da beyan etmektedir. "En
doğru olan "dan kasıt ise, en mutedil, en doğru ve eğri büyrülükten en
uzak olan yol demektir. O halde; ''....an" hazfedilmiş bir mevsuf'un
sıfatıdır. En doğru olan yola, demektir. ez-Zeccac der ki: Hallerin en doğrusu
olan hale iletir, demektir ki, bu da Allah'a ve peygamberlerine iman etmektir.
el-Kelbi ve el-Ferra da böyle demişlerdir.
"Salih amellerde
bulunan mü'minlere. .. " Buna dair açıklamalar, daha önceden (el-Bakara,
25. ayet, 1. başlık ve devamında) geçmiş bulunmaktadır.
''....Kendileri için
muhakkak büyük bir mükafat" yani cennet "olduğunu da müjdeler.
Ahirete iman etmeyenlere de" yani, onların düşmanlarına da ceza olduğu
müjdesini verir.
Kur'an-ı Kerim'in büyük
bir bölümü vaad ve tehditlerden ibarettir. Hamza ve el-Kisai; (...) şeklinde
şeddesiz, "ya" harfi üstün, "şin" harfi de ötreli olarak
okumuşlardır ki, (yine "müjdeler" anlamındadır) önceden de söz konusu
edilmiş idi. (Bk. Al-i İmran, 39. ayet).
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN