ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

İSRA

2

وَآتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَاهُ هُدًى لِّبَنِي إِسْرَائِيلَ أَلاَّ تَتَّخِذُواْ مِن دُونِي وَكِيلاً

 

2. Biz, Musa'ya da kitabı verdik. Ve onu: "Benden başka hiç bir vekil edinmeyin" diye İsrailoğullarına bir hidayet kıldık.

 

Yani, Muhammed (s.a.v.)'a, mi'racı lütfettiğimiz gibi, Musa'ya da kitabı yani Tevratı vermek suretiyle lütuf ta bulunduk. "Ve onu" yani o kitabı " ... bir hidayet kıldık. "

 

Burada hidayet kılınanın Hz. Musa olduğu söylendiği gibi, buyruğun anlamının şöyle olduğu da söylenmiştir: Kulunu geceleyin götüren de, Musa'ya kitabı veren de münezzehtir. Böylelikle Yüce Allah, gaip ifadeden sonra kendi zatı hakkında haber vermek şeklindeki ifadeyi kullanmaktadır.

 

Şöyle de denilmiştir: "Kulunu geceleyin götüren münezzehtir" buyruğu: anlamı: Biz onu geceleyin yürüttük, anlamındadır. Buna, ondan sonra gelen Yüce Allah'ın: "Ona ayetlerimizden bazısını gösterelim diye" buyruğu buna delildir. O halde: "Biz, Musa'ya da kitabı verdik" buyruğu da bu manaya göre böyle zikredilmiştir.

 

"Edinmeyın diye" buyruğunu Ebu Amr, (...) şeklinde "ya" ile ("edinmesinler diye" anlamında) okumuştur, diğerleri ise "te" ile okumuşlardır. O takdirde ("ya" ile okunması halinde) hitabın çeşitlendirilmesi kabilinden olur.

 

"Vekil", Mücahid'den nakledilen görüşe göre ortak anlamındadır. işlerini üstlenecek kefil diye de açıklanmıştır ki, bunu da el-Ferra nakletmektedir. İşlerinde kendisine tevekkül edecekleri bir Rab, diye de açıklanmıştır ve bu açıklamayı el-Kelbi yapmıştır. el-Ferra "kafi" demektir, demiştir.

 

ifadenin takdiri şöyle olur: "Biz ona kitapta, Benden başka bir vekil edinmeyin diye emrettik." Takdirin: Edinmemeniz için ... anlamında olduğu da söylenmiştir. Vekil işin kendisine havale edildiği, bırakıldığı kimse demektir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

İsra 3

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR