ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

NAHL

68

وَأَوْحَى رَبُّكَ إِلَى النَّحْلِ أَنِ اتَّخِذِي مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتاً وَمِنَ الشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ

 

69. Rabbin, bal arısına şunu vahyetti: "Dağlarda, ağaçlarda ve yapacakları çardaklarda evler edin."

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:

 

1- Allah'ın Arıya Vahyetmesi (ilhamı):

2- Arıya Verilen ilhamın Mahiyeti:

3- Arıların Hayret Verici Özelliklerinden:

 

1- Allah'ın Arıya Vahyetmesi (ilhamı):

 

"Rabbin, bal arısına şunu vahyetti" buyruğunda sözü geçen vahiy ile ilgili açıklamalar, önceden geçmiş bulunmaktadır. Vahyin, ilham anlamına geldiğini de orada belirtmiş idik. (Al-i İmran, 44. ayet, 1. başlık) ilham, şanı Yüce Allah'ın, zahiri herhangi bir sebep bulunmaksızın, kalpte yarattığı şeydir. Bu da, Yüce Allah'ın: ''Herbir nefse ve onu düzenleyene, sonra da ona hem kötülüğü, hem de takvayı iMam edene ki ... " (eş-Şems, 7-8) buyruğu kabilindendir. Hayvanlar da bunlar arasındadır. Şanı Yüce Allah'ın, hayvanlarda kendi menfaatlerini idrak etmeleri, zararlardan sakınıp hayatlarını çekip çevirmeleri ile ilgili yarattıkları bu ilhamlar kabilindendir. Şanı Yüce Allah, cansız varlıklar hakkında da bu türden haber verdiği bir buyruğunda: "O gün bütün haberlerini anlatacaktır. Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir"(ez-Zilzal, 4-6) diye buyurmaktadır.

 

İbrahim el-Harbi der ki: Aziz ve celil olan Allah'ın, cansız varlıklarda mahiyeti idrak olunamayan bir kudreti vardır. Bu cansız varlıklara Allah'tan bir Rasul gelmediği halde, Yüce Allah bu varlıklara bunları tanıtmıştır. Yani, ilham vermiştir. Tevil alimleri arasında burada sözügeçen "vahy"in ilham anlamında olduğu konusunda görüş ayrılığı yoktur.

 

Yahya b. Vessab, "Bal arısına" kelimesini, "ha" harfini üstün olarak okumuştur. Buna, bu ismin veriliş sebebi ise, Yüce Allah'ın, o arıdan çıkan balı nihle olarak (bağış olarak, bal arısı demek olan nahle ile aynı kökten) vermiş olmasıdır. Bu açıklamayı ez-Zeccac yapmıştır.

 

el-Cevheri der ki: (...) kelimesi, arı demek olup, erkek ve dişi hakkında da kullanılır. Ancak, (...) denilmesi (erkek arı) müstesna. "Nahı" kelimesi, Hicazlıların şivesinde müennestir. Aynı şekilde çoğulu ile tekili arasındaki tek fark "he (yuvarlak te)" olan bütün kelimeler böyledir.

Ebu Hureyre'den gelen rivayete göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bütün sinekler cehennem ateşindedir. Allah, o sinekleri cehennemliklere azap (sebebi) yapacaktır. Arılar bundan müstesnadır." Bunu, Tirmizi elHakim, "Nevadiru'l-Usul" adlı eserinde zikretmektedir.

 

İbn Abbas'tan da şöyle dediği rivayet edilmektedir: Rasulullah (s.a.v.), karıncanın, arının, hüdhüd (çavuş kuşu) nun ve göçeğen kuşunun öldürülmesini yasaklamıştır. Bu hadisi de Ebu Davud rivayet etmiştir. İleride de, Yüce Allah'ın izniyle en-NemI Suresi'nde (18. ayetin tefsirinde) gelecektir.

 

2- Arıya Verilen ilhamın Mahiyeti:

 

"Dağlarda. ağaçlarda" buyruğu, arının sahipleri olmaması hali ile ilgilidir.

"Ve yapacakları çardaklarda eyler edin." İşte Allah, arılarının meskenlerini bu üç yerde tesbit etmiştir. Ya dağlarda ve dağ kovuklarında, ya ağaç kovuklarında, yahut da Ademoğullarının yapacakları yüksek tepelerdeki bal yapma yerleri, kovanlar, duvar ve benzeri yerlerdedir. (..;.'r ) lafzı burada "hazırladı" anlamındadır. Ancak, çoğunlukla bu, dal ve kerestenin dikkatle dizilmesi ve gölgelik olarak kullanılması için çardak yapılması hakkında kullanılır. Bedir günü, Rasulullah (s.a.v.)'a yapılan el-Ariş (gölgelik) da buradan gelmektedir. "Arş" lafzı da bu köktendir. "Hazırladı, hazırlar, (çardak yaptı, yapar)" denilerek, "ra" harfi hem esreli, hem de ötreli telaffuz edilir. Bu iki şekilde de bu kelime okunmuştur. İbn Amir, ötre ile, diğerleri ise esreli okumuşlardır. Asım'dan ise burada farklı rivayetler gelmiştir.

 

3- Arıların Hayret Verici Özelliklerinden:

 

İbnu'l-A'rabi der ki: Yüce Allah'ın, arıda yarattığı hayret verici özelliklerden birisi de ona, kovanlarını altıgen olarak yapmasını ilham etmesidir. Böylelikle kovanı tek bir parça imiş gibi birbirine bitişmiş olmaktadır. Çünkü, üçgenden ongene kadar bütün şekillerin herbirisi kendi benzerleriyle yan yana getirilecek olursa, bunlar bitişik olmaz ve mutlaka aralarında birtakım açıklıklar olur. Bundan tek istisna altıgendir. Altıgen, benzerleriyle bir araya getirilecek olursa, tek bir parça imiş gibi birbirine bitişik bir hal alır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Nahl 69

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR