ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

HİCR

3

 

ذَرْهُمْ يَأْكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلْهِهِمُ الأَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ

 

3. Bırak onları, yesinler, faydalansınlar, emel onları oyalayadursun. Yakında bileceklerdir.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

 

1- Yakında Bileceklerdir:

z- Tül-i Emel:

 

1- Yakında Bileceklerdir:

 

Yüce Allah'ın: "Bırak onları, yesinler, faydalansınlar" buyruğu, onlara yönelik bir tehdittir. "Emel onları oyalayadursun" itaatten alıkoysun. Çünkü; "Filan şeyden onu alıkoydu" tabiri kullanılır. Ziyadesiz olarak da; "O şeyden oyalandı, oyalanır" denilir.

 

"Yakında" kıyamet gününü görüp de yaptıklarının vebalini tadacaklarında "bileceklerdir."

Bu ayet-i kerime kılıç ile (cihadı emreden ayetle) nesh edilmiştir.

 

z- Tül-i Emel:

 

el-Bezzar'ın Müsned'inde Enes'den şöyle nakledilmektedir: Rasülullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Dört şey bedbahtlıktandır. Gözün donması (Allah korkusuyla yaş akıtmaması), kalbin katılaşması, tül-i emel ve dünyaya tutkunluk."

 

Tül-i emel, şifasız bir hastalıktır. Müzmin bir yaradır. Böyle bir hastalık kalpte yer etti mi, artık kalp bozulur, tedavisi son derece güçleşir. Hastalık ondan bir türlü ayrılmaz, ilacın ona bir faydası olmaz. Doktorlar çaresiz kalır, hukema ve ulema onun iyileşeceğinden yana ümit keserler.

 

Emel'in gerçek mahiyeti dünya tutkunluğu ve dünyaya dört elle sarılmak, dünyayı sevmek, ahiretten yüz çevirmektir. Rasulullah (s.a.v.)'dan şöyle buyurulduğu rivayet edilmiştir: "Bu ümmetin ilkleri yakin ve zühd ile kurtulmuştur. Sonrakileri ise, cimrilik ve emel ile helak olacaktır."

 

Ebu'd-Derda (r.a)'dan Dimaşk mescidi merdivenlerinde ayağa kalkıp şöyle dediği rivayet olunur: Ey Dimaşklılar, size samimiyetle öğüt veren bir kardeşinizin sözlerini dinlemez misiniz? Gerçek şu ki, sizden öncekiler çokça mal toplarlar, yüksek binalar yaparlar ve uzun emellere sahip bulunuyorlardı. Şimdi onların toplulukları darmadağın oldu, binaları mezara döndü ve emelleri de bir aldanış oldu. İşte Ad kavmi; insan sayısıyla, servetleriyle, atlarıyla, askerleriyle ülkeyi doldurmuş taşıyorlardı. Peki, bugün onların geriye bıraktıkları miraslarının tamamını benden iki dirheme olsun kim satın alır? Bu sözlerinden sonra şu beyitleri okudu: "Ey kendisinden çok uzaklarda olsa dahi bir çok emeller besleyen Ve bunların en uzakta olanına dahi ulaşacağını iddia eden kişi! Yazık sana! Hiç umduğunu elde edebilir misin ki?

Bunların en yakın olanına dahi kavuşacağından yana bir umudun yok."

 

el-Hasen der ki: Emelini uzun tutan kişi, mutlaka amellerini kötü işler. Gerçekten de doğru söylemiştir. Allah razı olsun ondan. Çünkü emel, amele karşı bir tembellik verir, bir gevşeklik ve bir ağırlık doğurur. Bunun arkasından insana birşeylerle uğraşır gibi gelir, tembellikler ortaya çıkar. Kişi yere mıhlanır kalır, hevaya meyleder. Bu, gözle görülmüş bir husustur. Bunun ayrıca açıklanmasına bu iddiada bulunandan delil istemeye gerek yoktur. Nitekim, emelin kısa tutulması da kişiyi amele iter, elini çabuk tutmaya götürür ve hayırlı amellerde yarışmaya teşvik eder.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Hicr 4

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR