YUNUS 64 |
لَهُمُ
الْبُشْرَى فِي
الْحَياةِ
الدُّنْيَا
وَفِي
الآخِرَةِ
لاَ
تَبْدِيلَ
لِكَلِمَاتِ
اللّهِ ذَلِكَ
هُوَ
الْفَوْزُ
الْعَظِيمُ |
64. Onlar için dünya
hayatında da ahirette de müjde vardır. Allah'ın
sözlerinde asla değişiklik olmaz. İşte bu, en büyük kurtuluşun ta kendisidir.
"Onlar için dünya
hayatında da ... müjde
vardır" buyruğu ile ilgili olarak Ebu'd-Derda'dan şöyle dediği nakledilmektedir: Rasülullah (s.a.v.)'a bu buyruk hakkında sordum, şöyle
buyurdu: "İndirildiğinden bu yana buna dair senden başka bana soru soran
olmadı. Buradaki "müjde"den kasıt, müslümanın
gördüğü, yahut ona gösterilen salih
(gerçek çıkan) rüyadır." Bu hadisi Tirmizi,
Camiinde rivayet edilmiştir.
ez-Zühri, Ata ve Katade
de şöyle derler: Buradaki müjdeden kasıt, meleklerin ölüm esnasında dünyada iken
mü'mine verdikleri müjdedir. Muhammed b. Ka'b el-Kurazi'den de şöyle
dediği nakledilmektedir: Mü'min kulun canının
çıkmasına yakın bir zamanda ölüm meleği gelir ve şöyle der: "Ey Allah'ın
velisi, sana selam olsun. Allah sana selam gönderdi" der, sonra da
Muhammed b. Ka'b, şu: "Onlar ki, melekler hoş ve
temiz olarak ruhlarını alırken:
Selam size
... derler" (Nahl,
32) ayetini okudu. Bunu, İbnü'I-Mübarek
zikretmektedir.
Katade ve ed-Dahhak da derler ki: Bu
müjdeden kasıt, ölmeden önce nereye gideceğini bilmesidir. el-Hasen ise şöyle der: Bu, Yüce Allah'ın, Kitabı Keriminde
kendilerine cennetine ve bol mükafaatına dair vermiş
olduğu müjdedir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Rabbleri onları katından bir rahmet, hoşnutluk
... ile müjdeler" (et-Tevbe, 21); 'lman edip salih amel işleyenlere
de şunu müjdele; gerçekten onlar için ... cennetler
vardır" (el-Bakara, 25); "Ve size va'dolunan
cennet müjdesiyle sevinin ... " (Fussilet, 30) İşte bundan dolayı: "Allah'ın sözlerinde
asla değişiklik olmaz" diye buyurulmaktadır ki, va'dinden caymaz demektir. Çünkü O, vaadlerini
sözleriyle dile getirir.
"Ahirette de" buyruğu ile kabirlerinden çıktıklarında
cennetlik olduklarına dair müjde verilir, anlamına geldiği söylendiği gibi, ruh
cesetten çıktığı vakit, Allah'ın rıza ve hoşnutluğu ile müjdelenirler, diye de
açıklanmıştır.
Ebu İshak es-Sa'lebi nakleder: Ben, Ebu Bekr Muhammed b. Abdullah el-Cevzaki'yi şöyle derken dinledim: Hafız Ebu
Abdullah'ı, rüyamda üzerinde Taylasandan bir kaftan
ve sarık sarınmış olduğu halde bir katıra binmiş olarak gördüm. Ona selam
verip: Hoş geldin dedim. Bizler hala seni anmaya, senin güzelliklerini
zikretmeye devam edip duruyoruz. O da: Biz de hala seni anmaya, senin
güzelliklerini zikretmeye devam edip duruyoruz, dedi. Yüce Allah: "Onlar
için dünya hayatında da ahirette de müjde
vardır" diye buyurmaktadır. Buradaki müjdeden kasıt, güzel şekilde
övülerek kendisinden söz edilmesidir, deyip eliyle işarette bulundu:
"Allah'ın sözlerinde asla değişiklik olmaz" yani, O'nun va'dinden cayma olmaz.
Haberlerinde değiştirme
olmaz, anlamına geldiği de söylenmiştir. Yani, verdiği haberleri herhangi bir
şey ile nesh etmez ve O'nun haberleri ancak haber
verdiği şekilde gerçekleşir. "İşte bu, en büyük kurtuluşun ta
kendisidir." Yani, Allah'ın velilerinin, gerçek dostlarının vardığı sonuç,
büyük kurtuluşun ta kendisidir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN