ENFAL 48 |
وَإِذْ
زَيَّنَ
لَهُمُ الشَّيْطَانُ
أَعْمَالَهُمْ
وَقَالَ لاَ غَالِبَ
لَكُمُ
الْيَوْمَ
مِنَ النَّاسِ
وَإِنِّي
جَارٌ
لَّكُمْ
فَلَمَّا
تَرَاءتِ
الْفِئَتَانِ
نَكَصَ عَلَى
عَقِبَيْهِ
وَقَالَ
إِنِّي
بَرِيءٌ
مِّنكُمْ
إِنِّي
أَرَى مَا
لاَ
تَرَوْنَ إِنِّيَ
أَخَافُ
اللّهَ
وَاللّهُ
شَدِيدُ الْعِقَابِ |
48. Hani şeytan onlara
yaptıklarını süslemiş ve şöyle demişti: "Bugün insanlardan sizi
yenebilecek yoktur. Ben de muhakkak sizin yardımcınızım." İki ordu
birbirini görünce, iki topuğu üstüne gerisin geri kaçarak: "Benim sizinle
hiçbir ilişkim yok. Gerçekten ben sizin göremeyeceğinizi görüyorum. Ben,
muhakkak Allah'tan korkarım. Allah, cezası çok şiddetli olandır" demişti.
Rivayete göre şeytan o
gün onlara, Süraka b. Malik b. Cu'şum suretinde görünmüştü. Süraka ise Bekr b.
Kinaneoğullarından idi. Kureyşliler, Bekr oğullarının arka taraflarından gelip
kendilerine saldıracağından korkuyorlardı. Çünkü, Bekroğullarından birini
öldürmüşlerdi. Şeytan onlara görününce: "Bugün insanlardan sizi
yenebilecek yoktur" şeklinde ayet-i kerimedeki sözlerini söyledi.
ed-Dahhak der ki: Bedir günü İblis onlara sancağı ve askerleriyle geldi.
Kalplerine asla yenilmeyecekleri ve atalarının dini üzerine çarpıştıkları
telkinlerini verdi.
İbn Abbas'tan da şöyle
dediği nakledilmektedir: Yüce Allah, Peygamberi Muhammed (s.a.v.)'e ve
mü'minlere bin melek yardımcı göndermiş idi. Cebrail (a.s) beşyüz melek ile bir
kanatta, Mikail de beşyüz melek ile öbür kanatta idi. İblis de
Mudlicoğullarından bir takım kimseler suretinde, beraberinde sancak bulunduğu
halde şeytanlardan bir ordu ile geldi. Şeytan, Süraka b. Malik b. Cu'şum
suretinde idi. Müşriklere: "Bugün insanlardan sizi yenecek kimse
yoktur," demişti.
Taraflar saf tutunca,
Ebu Cehil: Allah'ım, bizim hangimiz hakka daha yakınsa Sen ona zafer ver
demişti. Resulullah (s.a.v.) da elini kaldırıp şöyle dua etmişti: "Rabbim
eğer Sen bu topluluğu helak edecek olursan, yeryüzünde ebediyen Sana ibadet
olunmayacaktır."
Cebrail: "Bir avuç
toprak al" deyince, Hz. Peygamber bir avuç toprak alarak yüzlerine doğru
fırlattı. Gözüne, burnuna, ağzına bu topraktan isabet etmedik bir müşrik
kalmadı. Geri dönerek kaçtılar. Cebrail (a.s) da İblis'in üzerine gitti. İblis,
onu gördüğünde, eli müşriklerden birisinin elinde idi. Hemen elini ondan çekti
ve taraftarlarıyla birlikte arkasını dönüp kaçtı. Adam ona:
Ey Süraka, bize yardım
edeceğini iddia etmiyor muydun? deyince, şeytan şöyle dedi: "Ben sizden
uzağım. Ben sizin görmediğiniz şeyleri görüyorum." Bunu Beyhaki ve
başkaları zikretmektedir.
Malik'in Muvatta'ında da
İbrahim b. Ebi Able'den, o, Talha b. Ubeydullah b. Keriz'den naklettiğine göre
Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Şeytan, arafe günü kendisini
küçük, hakir, kovulmuş ve öfkeli gördüğü kadar hiçbir gün görmüş değildir. Bunun
sebebi ise, ilahi rahmetin sağanak sağanak inişini, Allah'ın da büyük günahları
bağışlamasını görmesinden başkası değildir. Bundan tek istisna Bedir günü
gördükleridir." Ey Allah'ın Resulü, Bedir günü ne gördü ki? denilince,
şöyle buyurdu: "O, Cebraili, melekleri savaş için düzene koyarken
gördü."
"Gerisin geri
kaçtı"; Süleym şivesinde geri döndü demektir. Bu açıklama Müerric ve
başkalarından nakledilmiştir. Şair de şöyle demektedir: "Gerisin geri
dönüp kaçmak şeref değildir, Hiç şüphesiz şeref, mızrak ve okların üzerine
gitmektir."
Bir başka şair de şöyle
demektedir: "Geride kalanların dönüp kaçmalarının kendilerine bir faydası
olmaz. Önden gidenlere de ileri atılmaları zarar vermedi."
Ancak, burada geri dönüp
kaçmak değil, bırakıp kaçmak kastedilmektedir. Nitekim Hz. Peygamber:
"Şeytan, ezanı işitti mi, seslice yellenerek arkasını döner kaçar"
diye buyurmaktadır.
"Ben muhakkak
Allah'tan korkarım." Denildiğine göre İblis, Bedir günü kendisine mühlet
verilen gün olacağından korktu. Bir diğer görüşe göre İblis: "Ben muhakkak
Allah'tan korkarım" derken yalan söylemişti. Ama yardım edecek gücü
olmadığını da bilmişti.
(...): Himaye eden,
yardımcı, komşu kelimesinin çoğulu; (...) şeklinde gelir. Bunun azlık çoğulu
ise; (...) şeklindedir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN