A’RAF 81 |
إِنَّكُمْ
لَتَأْتُونَ
الرِّجَالَ شَهْوَةً
مِّن دُونِ
النِّسَاء
بَلْ أَنتُمْ
قَوْمٌ
مُّسْرِفُونَ |
81. "Çünkü siz, kadınları
bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz çok ileri giden bir
kavimsiniz."
Yüce Allah'ın:
"Çünkü siz" buyruğunu, Nafi' ile Hafs, bir haber kipi olarak esreli
tek bir hemze ile okumuşlardır. O taktirde bu, daha önce sözü geçen hayasızlığı
açıklamak üzere varid olmuş bir buyruk demek olur. O bakımdan bunun başına
hemze getirmek güzel olmaz. Zira, getirilecek bir hemze (soru edatı), bundan
sonra gelecek olan buyruklar ile önce gelen buyruklar arasındaki bağı kopartır.
Ancak, diğerleri,
azarlamak anlamına gelecek şekilde istifham (soru) lafzı üzere iki hemzeli
okumuşlardır. Bunun güzel olması ise, ondan önceki buyrukların da sonrakilerin
de müstakil birer ifade olmalarıdır.
Ebu Ubeyd, el-Kisai ve
başkaları birinci okuyuşu tercih etmişler ve Yüce Allah'ın şu buyruğunu delil
göstermişlerdir: "Sen öldükten sonra onlar ebedi mi kalacaklar?"
(el-Enbiya, 34) Bu buyrukta soru edatı başa gelmiş ve; (...): Onlar mı..."
diye buyurmamıştır.
Yine: (...): Eğer o ölür
veya öldürülürse ökçeleriniz üstünde geriye mi döneceksiniz'' (Al-i İmran, 144)
diye buyurmuş ve; (...): ... Dönecek misiniz?" diye buyurmamıştır.
Ancak, böyle bir
şeyoldukça çirkin bir yanlışlıktır. Çünkü onlar, bunu söylerken birbirine
benzemeyen iki şeyi birbirine benzetmiş olmaktadırlar. Zira, (bu son iki
ayette) görülen şart ve cevabı tek bir şey gibidirler. Mübteda ve haber gibi. O
bakımdan, bu ikisinde iki ayrı istifham olması caiz değildir. Mesela;
"Eğer sen ölürsen onlar mı..." demek doğru olmaz. Nitekim "Zeyd
mi, gidiyor mu?" demenin doğru olmadığı gibi. Hz. Lut kıssasında ise iki
cümle yer almaktadır. Dolayısı ile bunların her birisi için ayrı ayrı soru
edatı getirme imkanı da vardır. el-Halil ve Sibeveyh'in görüşü budur,
en-Nehhas, Mekki ve başkaları da bu görüşü tercih etmişlerdir.
"Şehvetle"
kelimesi mastar olarak nasbedilmiştir. Yani siz, onları arzulayarak, şehvet
duyarak mı istiyorsunuz? Bununla birlikte hal mahallinde mastar olması da
mümkündür.
"Hayır siz, çok
ileri giden bir kavimsiniz" buyruğuna Yüce Allah'ın: ''Hayır siz, haddi
aşan bir kavimsiniz'' (eş-Şura, 166) buyruğu birbirine benzemektedir. Yani siz,
şirkle birlikte bu hayasızlığı işlemekle çok aşırıya kaçmış oluyorsunuz.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN